Fenerbahçe mucizesi

Şampiyonlar Ligi 3. Tur eleme maçını izledikten sonra şöyle bir fikre kapılmak mümkündür: Fenerbahçe maçı 2-2 beraber bitirmişse bunun adı olsa olsa mucizedir. Köln maçı ile Young Boys karşılaşmaları arasında oynanan Galatasaray maçı da tılsımdır.

Ayrıca Aykut Kocaman’ın işinin çok zor olduğu gerçeği de kendisini bir kere daha ortaya koymuştur. Henüz yolun başında olmamamıza rağmen bu maçın bu şekilde oynanmasında yeni teknik adamın bir etkisi var mıydı, kafaları karıştırmadı değil.

Bütün bir karşılaşma neredeyse aynı şablonla oynandı; Aykut Kocaman çok önemli hamleler yapmadı. Sadece hakem Kazım’ı attı ve ister istemez Fenerbahçe takımının dağınıklığı kendi sahasının içinde biraz toparlanır gibi oldu. Zorunlu taktiksel değişiklik yapıldı.

Hani meşhur bir 4-3’lük Fenerbahçe-Beşiktaş maçı vardı. Fenerbahçe gol kaçırdıkça Beşiktaş gol atıyordu. İşte öyle şey oldu. Ancak sonuç berabere bitti.

Futbolda her şey gol atmak üzerine kurulmuştur. Tek bir adet de olsa golü bulmak demek çok önemlidir. Örneğin basketbolda 20 sayılık bir fark bile yakalasanız bir periyot içinde bunu yitirmeniz mümkündür; ancak futbol 1-0 kazanılabilen bir oyundur.

Fenerbahçe geçen sezon 1-0 öne geçip kaç maç kaybetti? Hadi bütün bunları bir kenara koyun son Trabzonspor maçına ilk golü bulmadı mı? Sonra ne oldu? Koca sezon kaybedildi; üstelik direkt olarak gruplara kalmak varken şimdi Temmuz ayında eleme maçı oynuyorsun, gruplara kalabilmek için dört maçlık bir seriye ihtiyacın var.

Aykut Kocaman, taktik yapıyı bir anda değiştirmeyeceğini ifade etti; haklıdır. Ancak bu Daum’un oyun şablonunun çok uzağında bir futbol oynuyor Fenerbahçe. Son yıllarda hiçbir karşılaşmada bu kadar çok pozisyon vermemişti.

Young Boys adı gibi çok genç ve enerjik bir takım olarak başladı maça üst üste gol olması gereken pozisyonlar buldu. Ancak Fenerbahçe sonuca gidebilecek oyuncuları sayesinde 1-0 öne geçti. Bu Fenerbahçe’nin Galatasaray karşısında attığından farklı bir gol de değildi. Neredeyse sahanın bütün alanına yayılmış takımın bir anda hedefi küçültüp kendi sahasında yoğunlaşarak rakibin momentumu yüksek oyununu orada sönümlesi gerekiyordu. Bir anlamda Galatasaray maçında yaptığı şeyi uygulayacaktı. Öyle olmadı hem rakip hem de Fenerbahçe nasıl başladılarsa öyle oynamaya devam ettiler.

Young Boys’un golü her an gelecekti, belliydi. Attığının beş katı gol kaçırdı rakip takım. Girmeyince girmiyor olduğunu bir kere de burada izledik.

17. dakikada sağ kanatta Bekir rakibine yapışmış müdahale ederken onu döndürmemesi gerekiyordu. Savunma oyuncusu öyle bir kademede rakibinden çalım yememelidir. Bu hücum oyuncusunun yeteneğini değil savunmacının yetersizliğini gösterir. Bekir’in kaçırdığı adam topu ortaladı. Altı pasın içinde Santos ile Bilica müdahale etmek yerine bekleyince “genç” olan golü atıverdi.

Fenerbahçe hazır değil, bu maçlar ölçü bile olamaz ancak yenilen birinci golün takımın gücüyle bir alakası yoktur.

Ancak maçın geneline baktığımızda bırakın hazır olmayı Fenerbahçe’nin başka bir şey olmuş olduğunu görüyorsunuz. Geçtiğimiz hafta bunu konuştuk; Fenerbahçe kadrosu içinde maddesel olarak tükenmiş futbolcular var. Onların isimlerini burada saymaya gerek yok.

Bu karşılaşmada Fenerbahçe adına hücuma yönelik tek adamı Stoch’tu. İstatistiklerini bilmiyorum ancak takip edebildiğim kadarıyla orta sahanın her yönünde oynamasına rağmen tek bir top bile kaptırmadı. Ancak Bilica’nın en az beş top kaptırdığını saydık ki onun böyle bir lüksü yok.

Volkan bu maçın belki de beraber sonuçlanmasındaki en önemli kahramandı. Savunmada tek başına gibiydi.

Önder, Bekir belki de önlerindeki orta sahanın yanlış kurgusu yüzünden çok zor anlar yaşadılar.

Cristian maçın içinde var mıydı yok muydu anlamak için çaba harcamak gerekiyordu. Emre de bir iki hücumda ve attığı golde ortaya çıktı, onun dışında yoktu. Stoch’un gezer, Alex’in de bildik Alex olduğu düşünülürse aslında Fenerbahçe defansını fazla da suçlamamak gerekiyor.

Aykut Kocaman bu maçı tekrar tekrar izlemelidir.

Fenerbahçe ilk resmi maçında istediği sonucu almasına rağmen kötü futbolu ile alarm verdi. Kuşkusuz bu takımın beş oyuncusunun değişeceğini biliyoruz. Futbol iyi futbolcularla daha başka oynanıyor.

Kazım için ayrıca bir yorum yapmaya gerek var mı?