Fenerbahçe'yi yalnız bırakanlar Fenerbahçelilerle yüzleşecektir.

Dünkü yazımı Fenerbahçe Cumhuriyeti’nin değişen, sona eren anlamı üzerine bir yorumla tamamlamıştım. Bunun adına çok şey yazmak mümkündür. Gelin şimdi biraz farklı bir pencereyi aralayalım.

Ortada bir operasyon var. Bunun Pazar günü itibarıyla bütün Fenerbahçelilerde bir şok etkisi yarattığı gerçektir. Bu hukuk sürecinin nasıl başlatılmış olduğu, ne yönde yürütüleceği gibi konular bizim dışımızda detaylardır. Teorik olarak gizlilik esaslı yürütüldüğü için iki gündür ortalıkta dolaşan bilgilerin niteliği ve güvenilirliği de tartışılır. Tek bir arzumuz var sürecin bir an önce sonuçlandırılmasıdır.

Ancak ortada bir gerçek var.

Nedir bu?

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Başkanı bu operasyonun lider kişisi olarak gözaltına alınmıştır.

Futbolun temel gerçeklerinden bir tanesi kişilerin yaptıklarıyla kurumların tüzel varlıklarının sürekli birbirleriyle karıştırılması veya yerine koyulmasıdır. Bu özellikle taraftar algısı düzeyinde neredeyse eşitlenir.

Bugün birçok kişinin Fenerbahçe karşıtlığı Ali Şen, Ömer Çavuşoğlu ve Aziz Yıldırım kişiliklerinde kristalleşmiş ve kalıcı hale gelmiştir.

Aziz Yıldırım ismi spor dünyamızda bambaşka bir şeye karşılık geliyor. Bunun içinde her şey var. Uzun yıllardır Fenerbahçe’nin başkanlığını yaptığı için de artık isminin kulüple eşleştirilmesi de normal karşılanıyor. Bunun pratikte anlaşılır olsa bile zamandan bağımsız olarak teoride doğru olmadığını bilmemiz gerekiyor.

Aziz Yıldırım kendisine yöneltilen suçlamalardan dolayı hüküm giyerse bundan Fenerbahçe’nin etkilenmemesi elbette mümkün değildir.

Önceki gün, dün ve bugün etkilendiği gibi…

Ancak bu Fenerbahçe’nin Aziz Yıldırım tarafından yönetildiği kötü bir dönemi kapsar. Fenerbahçe’nin ismi üzerinde bir karalama yaratmaz, yaratmamalıdır.

Dün öğleden sonra internete bir fotoğraf düştü. Fenerbahçe yönetim kurulu tam kadro Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Genel Müdürlüğü kafeteryasında masaları birleştirmişler öylece bekleşiyorlardı.

Açıkçası o fotoğraf karesi Fenerbahçe’de Aziz Yıldırım’sız nelerin yapılamayacağının ve çaresizliğin çok güzel bir göstergesi gibiydi.

Sıradan bir Fenerbahçeli televizyonunun başında, onlar da bir başka mekânda oturuyorlar. Yapabilecekleri hiçbir şey yokmuşçasına…

Dün Fenerbahçe’nin resmi internet sitesinde kuru iki açıklama yayınladılar.

Tam tersi bir durum olsun; Fenerbahçe yönetim kurulundan biri aynı durumdayken Başkan’ın neler yapacağını bir hayal edelim.

Aziz Yıldırım’ın başkanlığı devraldığı, Fenerbahçe’nin ve Fenerbahçelilerin çok önemsediği aktörlerden bir tanesi Ali Şen, çok şaşkın ve üzgün olduğunu Bodrum’dan gelişmeleri takip edeceğini ifade eden açıklamalarda bulundu. Herhangi bir taraftardan hiç farkı yokmuşçasına…

Fenerbahçe taraftarının sesi ve gücü olduğunu iddia eden internet sitesi ANTU başkanın hastaneye gidiş gelişlerinin ajandasını tutmanın ötesine hiç geçemedi.

Diğer taraftan Fenerbahçe Kulübü’nün sahipsiz olmadığını, başkanlık için hazır olduğunu söyleyen bir iki Aziz Yıldırım muhalifinin son on yılda yaşadıkları zorlukları, mücadelelerini anlatan röportajları, yorumları düştü gazetelere, internet sitelerine ve televizyonlara…

Temel mesele onlarla Aziz Yıldırım arasındaymış gibi... Bugün dahi merkeze yerleştirilmeye çalışılan şey Fenerbahçe'den başka bir şeydir.

Ya Fenerbahçeli'nin derdi neydi?

Fenerbahçe taraftarıysa her yönden büyük bir travma içinde nasıl tepki vereceğini bilemeden duygusal boşalımlar yaşıyordu. Milyonlarca yürekli insan öylesine tutku ile sevdalandıkları, yerine hiçbir şey koyamadıkları Aşk’ları, Fenerbahçelerinin içine düştüğü bu durum karşısında kendilerini cesaretlendirecek, yüreklendirecek ve güçlü tutacak sesi duymak için boş yere kanal kanal, gazete gazete, televizyon televizyon, internet sitesi gezinip duruyordu.

Her tarafta varsa yoksa Fenerbahçe’nin kazandığı tüm başarıların arkasında yatan şeyin gizli bir suç örgütünden kaynaklanan menfaat ilişkileri ve Fenerbahçe’nin geleceğinin ne kadar karanlık olduğuna ilişkin iç sıkan haberler, yorumlar…

Bir kere daha kişilerle kurumlar birbirinin içine karıştırılıyor ve yerine koyuluyor.

Sessizlik içinde Aziz Yıldırım’a ne olacağını bekleyenler veya Aziz Yıldırım sonrası için program yapanlar Fenerbahçe’ye ne büyük zarar verdiklerini ya anlayamıyorlar ya da umursamıyorlar.

Fenerbahçeli futbolcuların ve Aykut Kocaman’ın Samandıra’daki yalnızlıkları ve birbirlerine güç verme mesajlarından söz etmek bile başlı başına bir dramdır. O futbolcular ki birlik ve beraberliklerini göstermek için resmi tatillerini yarıda kesip kampa katılma kararı bile alabiliyorlar.

O takımın yanında kim var? Kim moral veriyor futbol takımına? Fenerbahçe'nin sahipsiz olmadığının mesajını kim veriyor Fenerbahçe taraftarına?

Bu suskunluk ve sessizlik biraz daha suçluluk algısına neden olmuyor mu?

Aziz Yıldırım’a karşı olabilirsiniz. Aziz Yıldırım suçlu da olabilir. Bunun sonunda Fenerbahçe kulüp olarak büyük zararlar da görebilir. Eğer Aziz Yıldırım’ın suçu sabit görülürse bir ceza da Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından verilir. Tarihinden silinir gider.

Aziz Yıldırım’ın değil, Fenerbahçe’nin yanında olmak, Fenerbahçe Başkanlığı kurumunun zarar görmemesi, yarınlarını güvence altına almak adına bugün onun etrafında güç birliği yapmak çok önemlidir.

Çünkü bugün seslerini çıkarmayanların, Fenerbahçe’nin anlamını veya değerini ortaya koymayan ve seslendirmeyenlerin, yarın Fenerbahçe Bank Asya’da dahi mücadele ederken görev almalarının bir anlamı yoktur.

Bugün Fenerbahçe, yarın bir başka kulüp için, bu yazıdaki mesajın niteliğini değiştirmez.

İşte Fenerbahçe Cumhuriyeti’nin içinde yaşayan kişilerin içinde bulundukları ve yarattıkları değişen anlam böylesi bir şeye karşılık gelmektedir.

Fenerbahçeli ya bu durumu kabul edecek ya da yüzleşip bu duruma neden olanlara gereken dersi verecektir. Bu da operasyonla birlikte sonu merakla beklenen bir süreç olacaktır.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com