Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '11

 
Kategori
Mizah
 

Fıkratörle gülelim:))

Fıkratörle gülelim:))
 

Nihat Doğan'la kıs kıs kah kah gülebildiğimiz şu günlerde; Acun'a 1500 "Allah razı olsun" gücünde dualarımızı forward ediyoruz. Dominikte internet bulabilirse" niyazı indireganzi " edebilir diye düşünüyorum. Nihat abimiz; sörvay bana, vaylar bana vır'larını sörvayvır emaresinde sürdürebilmekte. Namus meselesi kılıp bunu kendine borç bilmesi de cabası. 

Bu formattan sonra gördüğüm kadarıyla canım ülkemin mizah dalında tek başlık adı Nihat Doğan'dan seçmeler oldu canım Türkiyem. Meğer ne kadar sevmeyen ve mecburi seven yandaşları, fun'daşları varmış . 

Adam SOKRATES mübarek. Her konuda bir tezi , bir ansiklopedica felsefesi varmış. Bir Nihat Doğan kolay yetişmiyor ahali. Kolunu kesseniz ahtapot gibi 8 kolu daha çıkarmış da bilmezmişiz. Boşversenize bunları! Yurdum ne kadar çok severmiş prime ihtiyacı olan reyting yükselticilerini. 

Siz en iyisi biraz fıkra okuyun da yanak kaslarınız çalışsın, damaklarınız cereyanda kalsın :=))  

BEN TUTARIM 

Adam biri dükkâna girer ve bir kova, 10 kg.lık bir boya, bir kaz ile iki tavuk alır. Satıcı aldığı malzemeleri dükkanın dışına kadar taşımasına yardım eder. Adam tüm bu yükleri eve kadar nasıl taşıyacağını düşünürken yanına yaşlıca bir kadın yanaşır ve bir adres sorar. Adam cevaplar; - Orayı biliyorum yürüyerek gidebiliriz, benim evime çok yakın ama bu yükleri nasıl taşıyacağımı düşünüyorum. 

- Çok kolay, der yaşlı kadın. Boyayı kovanın içine koy ve bir elinle tut; iki tavuğu da koltuk altlarına yerleştir, diğer elinle de kazı tut der. Adam yaşlı kadının dediği gibi yapar. Eve doğru yürürlerken adam; 

- Şurası biraz kestirme ordan daha çabuk varırız. 

- Olmaz, der yaşlı kadın. Ya o tenhada beni duvara dayayıp eteğimi kaldırıp bana tecavüz edersen? 

- Yapma kadın, bu kadar yüküm var. Allah aşkına bunları bırakıp bu dediklerini nasıl yaparım saçmalama. 

Kadın; 

- Kazı yere koyarsın, kovayı üstüne kapatır boyayı da kovanın üstüne koyarsın. .. 

Adam sorar : 

- Tavuklar ne olacak ? 

-Tavukları ben tutarım. . . 

//////////// 

Demirel"in anlattigi Fikra...*

Gectigiimiz günlerde bir toplantida eski Cumhurbaskanlarin"dan Demirel'e ülkenin durumu hakkinda ne düsündüğü sorulmus. Demirel de soruyu yönelten kisiye: - "Bak sana bunu bir fikrayla anlatayim da pazar nesesi olsun" demis.
Demirel'in anlattigi fikra şu: 

Osmanli döneminde yolsuzluklari ile ünlü Karakusi adinda bir kadi varmis.
Bir gün Karakuisi Kadi, bir firincinin önünden geçerken burnuna güzel bir
koku gelmis.Vitrinde güveç içinde nar gibi kizarmis sahibini bekleyen nefis
bir ördek var... Karakusi Kadi, firinciya: - 'Ben bunu aldim' demis. Kadiya itiraz edilir mi? Firinci hemen ördegi paket yapip vermis. Az sonra ördegin asil sahibi gelmis: - 'Hani bizim ördek?' Firinci boynunu büküp: - 'Uçtu' deyince is kavgaya dönüsmüs. Kavga sirasinda firinci, araya giren bir gayrimüslim müsterinin gözünü çikarinca korkup kaçmaya başlamis... Gayrimüslim depesinde kovaliyor... Bir duvardan atlarken, bilmeden duvarin öteki tarafindaki hamile bir kadinin üstüne düsmüs. Kadin, çocugunu düsürdügü için, kadinin kocasi da firincinin pesine düsmüs. Can havliyle kaçan firincinin çarpip devirdigi Yahudi bir vatandas da kizip peslerine takilmis... 

Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakusi Kadi'nin karsisina cikarmislar. Kadi sirayla sormus... Ördegin sahibi, - 'Bu adam ördegimi hiç etti' diye sikáyet etmis. Karakusi Kadi firinciya sormus: - 'Ne yaptin bu adamin ördegini?' Firinci, - 'Uçtu' demis. Kadi, kara kapli defterini açmis: - 'Ördegin karsisinda tayyar yazili. Tayyar 'Uçar' anlamına gelir. O halde ördegin uçmasi suç değil' diyerek, firincinin ördek isinden beraatina karar vermiş. 

Gözü cikan gayrimüslim vatandasa sormus. Onun sikáyetine de kara
kapli defterden bir madde bulmus: - 'Her kim, gayrimüslimin iki gözünü cikara, o müslimin tek gözü çikarila... Davaci: - 'Benim tek gözüm cikti.simdi ne olacak?' diye sorunca Karakusi Kadi, - 'Simdi' demiş, 'Firinci senin öbür gözünü de cikaracak, biz de onun tek gözünü cikaracagiz. Tabii gayrimüslim sikáyetinden hemen vazgeçmis, firinci bu davadan da beraat etmis. 

Çocugunu düsüren kadinin kocasina da Karakusi Kadi: - 'Tamam' demis, 'Karini vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.' Böyle olunca adam da sikayetini aninda geri almis, firinci bu davadan da kurtulmus. 

Kadi dönmüs Yahudi'ye: - 'Senin sikáyetin nedir bre?..Yahudi bir süre düsündükten sonra ellerini açmis, - 'Ne diyeyim kadi efendi' demis, 'Adaletinle bin yasa Sen, e mi !' 

Demirel bu fikrayi anlattiktan sonra kendisini dinleyen topluluga dönerek,
kissadan hisse: - ***** "öpen" kadi ise, kimi kime sikáyet edeceksin?..
Bugün ülkedeki durum bu! Agnadın mi?
 

///////////////////// 

Fıkra - Urfa'lının Mezar Ziyareti... :)
*
*
* Urfa'lının Biri Mezarında Yatan Babasını Ziyaret Ediyor :*
Babo nasısan, eyimisen?
Gene Fatihayı gaptın, keyfin yerinde.
Oraları bilmem amma... Buraları bura olmaktan çıhmış gayri.
Mezarıydan galksan, gafayı yersen.Öldüğüye sevinirsen...
Sıra geceleri bitti artık.
Şindi Bitliste beş minare de yok.
Hasangalasında caketim de galmamış.
 

Hem Urfa dağlarında ceylanlar da gezmiy.Herkes:
Şak - şuka, şaka da - şuka söylüy...
Ne mırranın, ne de gayfenin dadı galdı,
Gayfenin neslisi çıkmış, südü de içinde.
Gaçak çay da hepden gaçak olmus, Sallama içiyler...
Ahhh...Şu gavur icadı televizyon yokmu?
Tam üç tene eve aldım, gene de acans dinliyemiyem.
Gumasının yüzünden gocasından ayrılan böyük gız,
Yaseminin penceresinden bakmazsa göremiymiş. 

Öbür oğlan Gurtlar Vadisi.Hele o güccüğü yok mu? Sen görmedin.
Saçını hep Amerikan kesdiren, Gözü, gulağı oynuy namıssızın.
Acun Firarda diy, başka bişey demiy...
Turizm dersine eyi geliymiş.
Valla yalan, Mahsadi çıbıldak garılara baha...
Torunun Şehmuzla iftihar etmelisen,
Aletirik Mehendisi çıktı.İş bulamadı, galdırım mehendisiyem diy.
 

Galdırım da yok ya, çamırlarda debeleniy, duruy...
Babo bi de telefon çıkmış, minnacık.
Şalvarın cebine on tene sığar şerefsizim.
Tele-fon amma teli, meli yok.
Eyi bisey de çok yalan söylüy.
Ben Siloyu tarlada görüyem, Aradığın gişiye ulaşılmıy diy.
Ancaaa foturaf bilem çekiy vallaha... 

Bu cumma ruhuya hatim indirecektik;
Mevlüt Hoca nazlanıy, boğazı ağrıymış.
Yoh gendini üçaylara hazırlıymış...
Eve iki tene CD gondermiş, Bunuyla gırk hatim iner demiş.
Eh... Sende bunuyla idare edersiy.
Dünya işleri bitmiy.
Şimdi bana müsade:Aşagi kepir tarlaya gidiyim.
Golf oynuyacağım da...
 

/////////// 

PAPAĞAN  

*İşadamı Temel Almanya'ya gider.* *Kaldığı otelin lobisinde herkesin bir papağan için kuyruğa girdiğini görür, merak eder kuyruğa girer.Papağan herkese** kişisel bilgilerini söyleyebilen kabiliyettedir. 

Papağan; Alman'a 'Almansın, Hristiyansın, fizikcisin' der. İngiliz'e 'Ateistsin, denizcisin, zekisin' der. Sıra Temel'e geldiğinde papağan; *'Sen Of'lusun, Lazsın, salaksın' der. * 

*Temel çok kızar ama aklına da hemen -bu papağanı alıp memlekete götürürsem
çok para kazanırım- diye bir fikir gelir. Hemen otel müdürüne gider, papağanı
almak istediğini söyler. ** Otel müdürü sadece 250 euroya 4 yumurtasını verebileceğini söyler. Temel kabul eder. Yumurtaları alıp Trabzon'a gider. 21 gün bekler.* *Birde ne görsün yumurtalardan 1 leylek, 1 karga, 1 doğan, 1 serçe çıkar. 

Hemen soluğu aynı otelde alıp sıraya girer.Sıra Temel'e geldiğinde papağan yine aynı şekilde * *'Sen Of'lusun, Lazsın, salaksın' der. ** Bunun üzerine Temel *
*papağanın kulağına **eğilip; 'Penum laz ve salak olduğumi bi tek sen piliysun, ama haçan senin orospi olduğunu artik bütün Trabzon biliy . . :))) 

GÜLEN YÜZÜNÜZ HİİİİÇ SOLMASIN CANLARIM :=))) 

 
Toplam blog
: 749
: 1983
Kayıt tarihi
: 11.10.07
 
 

Yazmanın hayatın akışının bir parçası olduğu kanısındayım. 6 Mayıs 1982'de doğdum ve İstanbul Kar..