Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '16

 
Kategori
Tarih
 

Fırat'ın doğusunda, neler oldu; neler oluyor; neler olacak?- 18

Fırat'ın doğusunda, neler oldu; neler oluyor; neler olacak?- 18
 

Ama bu çekişmenin kimin galibiyeti ile bittiğine karar vermek için, Lozan'a neler almak için gidildiğini ve neler alındığını bilmek lazımdır.


LOZAN KONFERANSI'NA "BAŞ DELEGE" OLARAK KATILAN İSMET PAŞA; "Bütün uygar uluslar gibi özgürlük ve bağımsızlık istiyoruz" diyordu.

Daha önce, "Konferansa hazırlık" ve "Konferansa gidecek heyetin seçilmesi" bahislerinde de aktardığım gibi, Misak-ı Milli'nin öngördüklerinin tamamını elde etmek gibi bir "hazırlıkları ve de kararlılıkları yoktu" Ankara Hükümeti'nin...

Lozan Konferansı'nın daha birinci bölümünde, özellikle İngiltere, bunu anlamış ve konferansın gidişatına el koymuşlardı...

Bu nedenle de...

x

LOZAN KONFERANASI, TÜRKİYE İÇİN ZOR ŞARTLAR ALTINDA BAŞLAMIŞTI...

Türkiye, Konferansa galip devlet olarak katılmasına rağmen; İngiltere, Fransa ve İtalya Türkiye'den ağır  isteklerde bulunmuşlar, özellikle de "kapitülasyonlar" konusunda hem direnmişler hem de diretmişlerdir...

İtilaf Devletleri Delege Kurulları'nın, Türk Delege Kurulu'na Türkiye'nin adli, mali, iktisadi ve toprak konularıyla ilgili olarak Türk bağımsızlığını zedeleyen bir tasarıyı kabul ettirmek istemeleri ve Türk Delege Kurulu'nun da bunu kabul etmemesi yüzünden Konferans "erteleme" adı altında kesintiye uğramış ve iki dönem halinde gerçekleşmiştir.

Konferans'ın Birinci Bölümü(20 Kasım 1922 - 4 Şubat 1923)

İngiliz Baş Temsilcisi Lord Curzon'dan sonra söz alan İsmet Paşa, özetle; 1918 yılından, yani Mondros Mütarekesi'nin ardından ülke topraklarının en zengin ve en verimli parçalarını sistemli bir şekilde işgal edilerek paylaşıldığını, ülke insanına sonu gelmez acılar verildiğini ileri sürdükten sonra, kesin ve net şekilde "...Bütün uygar milletler gibi özgürlük ve bağımsızlık istiyoruz"(1) demiştir.

İsmet Paşa'nın bu sert ve biraz da "meydan okuyan" konuşması, Konferans'ın, daha ilk günden itibaren çetin tartışmalara sahne olacağı izlenimi veriyordu... Ama Konferans'ın seyri hiç de öyle olmadı...

Konferans'ta, barış antlaşmasının yapılmasına ilişkin sorunların incelenmesi için üç komisyon kurulmuştu.

* Birinci Komisyon: Ülke(arazi-sınırlar) ve askeri meselelerle Boğazlar Rejimi'ni inceleyecekti.

* İkinci Komisyon: Türkiye'deki yabancıların statüsünü(yerleşim hakkı, yargı hakkı) belirleyecekti.

* Üçüncü Komisyon: Mali ve İktisadi işlerle uğraşıp tarafların uyuşabileceği tasarılar hazırlayacaktı.

Konumuz olan genelde Fırat'ın doğusu; özelde Musul ile ilgili çalışmaları yapacak olan komisyon; Birinci Komisyon'du...

Bu konuda, Ankara Hükümeti'nin, hazırladığı öneriler, karşı öneriler ile reddedilmiş, Barış heyetimiz üzerine önceden planlanmış bir baskı uygulanmıştır...Özellikle, İngiliz Baş Delegesi  Lord Curzon, bu baskı uygulamasının başını çekmiştir...Lord Curzon, bizim heyetimize, savunma hazırlayabilmeleri için gerekli zamanı bırakmadığı gibi, bu konuda mümkün olan her güçlüğü çıkarmıştır.

Daha konferansın başında, yukarıda da değindiğim gibi, konferansın "sonucunun" yani  "barış koşullarının" tespitinin İngilizlerin elinde olacağı anlaşılmıştı. Bu nedenle, birçok konu üzerinde anlaşmak mümkün olmamış, "baskı ve yıldırma" politikası sonucunda konferans ertelenmiştir...

Devam edecek...

Sonraki konumuz, "konferansın kesinti döneminde, Fırat'ın doğusundaki Askeri-Politik Gelişmeler" olacaktır...

Bu bölümde anlatacaklarımın, bugün Suriye'de yaşanan "askeri ve politik olaylara benzerliği" okuyanları şaşırtabilir...

cdenizkent

---------------------  :

(1) Ali Naci karacan, Lozan Konferansı ve İsmet Paşa, İstanbul; 1971, s.72

(2) İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold'dan Curzon'a telyazı ve tutanaklar(İstanbul: 17-10-1922)'den R. Sonyel, Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika, Cilt-2, Ankara: 1989, s.30

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..