Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '08

 
Kategori
Deneme
 

Fırtına

Fırtına
 

Hiç de saklı değildir. Aksine görün beni dercesine en yücelere kurulmuştur. Uzaklardan bakarsınız da sanırsınz ki ulaşılmaz. Duyarsınızda sanırsınız ki hayal. Görürsünüz de resimlerden sanırsınız ki montaj. Gelin görün derim ben size.

Yolların iyi ki gitmediği yerler vardır. İyi ki teknoloji ulaşmamıştır oralara. Ulaşılan her güzellik değerini yitirir çünkü, hırpalanır, kirletilir, cehenneme çevrilir.

Sahil yolundan Çamlıhemşin yoluna sapın hele. Yanınızdan Fırtına akar, yazları sakin, baharda hırçın bir çocuk gibi. Yeşili yara yara, kendi yatağını kendi çizer. Bir yanınız dağ, bir yanınız Fırtına önünüz Kaçkar'lar, hedefiniz zirveyse yola devam. Başınızı camdan çıkartıp serin dağ havasıyla sarhoş olun. Orman güllerini koklayın yol boyu.Sarı pembe ballı çiçek. Kalın yaprakların korumaya aldığı nazenin çiçek.

Her virajda başka bir sürpriz vardır. Fırtına hep mihmandar. Çay bahçeleri, fındıklıklar, ormanlıklar kopkoyu yeşil. Sanırsınız ki kaybolduk. Toprağın utangaç olduğu yerlerdir buralar. Göremezsiniz. Taşlar bile yeşildir buralarda yosun yastıklar halinde. Yamaçlara saklanmış evler görürsünüz yarım yamalak, yıldızlar gibi tek tek. Dolmataşlı, ahşap evler. Ve serenderler, çivisiz temelsiz, geçmeli, işlemeli, özgün mimari. Her şeye hazırlıklı olun.

Bence ağzınız kulaklarınıza hep yakın, gözleriniz daha büyük açılacaktır; her şeyi görmeye çalışacak fakat çok şey kaçıracaksınız. Yeniden gelmeyi isteyeceksiniz.

Kaçkarlar'a yaklaştıkça küçük ağaçların yerini ladinlere bırakır. Göğe dokunan, siyaha yakın renkleriyle dağların kara büyüsüdürler. Gözünüzü alamazsınız. Uzayın kara delikleri gibi kaybolursunuz içlerinde. Dik yamaçlardan aşağı gelin duvağı gibi süzülen şelaleler... Sanırsınız ki sonsuza akar... Hepsi ayrı bir enstruman halinde çağıldar. Fırtınada orkestra olur ''Mevsimler'' i dinlersiniz. Sizi tekrar çağıran ses biraz da bu sestir.

Ve yollar biter.

Ve evler biter.

Ve çamlar biter.

Ve Fırtına diner...

Kışın soğuğuna dayanamayan, çatlayıp parçalanmış taşlar, rengarenk çiçekler, otlar... Ve göller. Kaçkar'ların yeşil gözleri... Ve buzdan tünellerden gelen köpük köpük kaynak sular... Doruklarında her zaman kar olan dağlar.Bastığınız bu topraklar tertemiz, içtiğiniz bu su bu gibi. İçtikçe kanamazsınız. Tadına doyamazsınız. Sis inmeye görsün, adım atamazsınız. Ürperirsiniz. İçinde olduğunuz buluttan. Üç boyut yoktur burda, tek bulut vardır. Derin sesler ve derin sessizler...

Bir parmak anzer balı tattırdım ben size. Tadı damağında kalanlar, kara kovan yaylalarda... Tulum eşliğinde özgürlük, horonlarda... Bu yaza dair neydiyse planınız değiştirin. Tulum sizi çağırıyor! ÇIKtığınız en dolu yolculuk bu olacak. Geri dönerken, karelere sığdıramayacağınız kadar çok anınız olacak. Eminim, geride kalmış gözlerinizden kaçmış her görüntü, ses, renk size açık davetiyedir.

 
Toplam blog
: 72
: 488
Kayıt tarihi
: 10.09.08
 
 

27 Ocak 1967 yılında Lüleburgaz'da doğdum. Çocukluğum Samsun, Keşan ve Fındıklı'da gecti.Lise mezunu..