- Kategori
- Aile
Fişdişi Kule'sinde

“ Her şeyin yalan ve sahtelik üzerine kurulduğu hayatta, elbette imdat çığlıkları ve çırpınışları da yalan olarak algılanacaktır ve kulak verilmeyecektir.
Baştan yazayım benim hiçbir siyasi taraftarlığım yoktur, siyasette ki taraf tutmayı futbol takımı tutmak gibi görürüm. Önemli olan x, x parti değil, insanlığı tutaktır hakkı adaleti tutmaktır.
Türk aydınının ve yetkilinin (temsilcisinin) varlık sebebi, fikir üretmektir. Çözüm bulup, çözümü aramaktır.
Aydın ya da temsilci kişi kendi fildişi kulesinden çıkıp, ütopiklerinden ayrılıp halkın içinde olanları görmelidir. Halkın sesine kulak verip dinlemeli, çünkü fildişi kulesi, onu realiteden koparmakta ve hayatın sesine kulaklarını kapatmaya itmekte ve yanlış kararlara sürüklemektedir…
Kasım 2016 da bazı Ak parti milletvekillerinin önergesiyle, oylamaya sunulan tasarısı her ne kadar “iyi niyetle” yapılmış da olsa; beraberinde binlerce soruyu ve korkuyu getiriyor.
6 milletvekilin getirdiği, önerge şu şekildeydi:
Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16/11/2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçundan, mağdurla failin evlenmesi durumunda, Ceza açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. Zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur.
Bu fıkra uyarınca fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumunda, suçtan azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazının ortadan kaldırılmasına karar verilir" deniliyordu!
İnsan olarak her şeyi anlamaya çalışsak da, düşünmeden edilmiyor.
“Hiçbir siyasi taraftarlığı gütmeyen”bende de diğer binlerce insan gibi merak uyandıran birkaç soru oluştu. Hepsini yazmak ve dile getirmek ne kadar zor olsa da aklımı kurcalayanlardan birkaçını elverdiğim ölçüde dile getirme isteğim, insanlık gereğidir.
Çünkü en yüce ve en güzel kanun hükmü içimizde ki, hiç bitmeyecek iktidar olan vicdandır… O kimseye hiçbir rütbe ve makama göre değildir, bana göre de değildir. Allah’ın içimize nakşettiği duygularımızdır sadece.
Birine tecavüz edip, tecavüz ettiği insanla evlenmek isteyeceklerin ve isteyenlerinde kendilerine sorulmadan sorulsa da bu suçu yasallaştırmak isteyen vekillerin “vekilliklerinin yeniden gözden geçirilmesi lazımdır”, yine bizleri temsil edenler safında olamamasına yönelik düzenleme gerekmektedir.
Bu önerge hani vicdana sığar, nasıl bir zihin ve bakış açısıyla kabul edilir? Akıl sağlımızla da oynanıyor olması anlaşılır bir durum değil.
Bu sapıklarla, dini nikâhla ya da resmi nikâhla evlendirilen çocuklar ya da kadınlar için bu skandal önerge yasalaşırsa ortalık “pedofil” lakabı uydurulmuş sapıktan geçilmeyecektir. Zaten adı olmayan kadına şiddet olayları artacak, anlaşarak alamadığı, evlenmeye razı edemediği çocukları, tecavüz yoluyla mecbur kılarak evlenmek zorunda bırakacaklardır. Ve istedikleri şiddeti uygulayıp, istediklerini yapacaklardır. Bu yasa geçmemeli ve bu sapıklar aklanmamalı.
Bizim ülkemiz 3 bin 4 bin mağdur aileye bakamayıp, bunun gibi suçluları, “sizi bu denli seven halkın” arasına katmaya razı oluyorsa! Onlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil mi? Bizler bu sapkınlar-sapıklar ve bunun gibi suçlar için, “idamı” geri isterken serbest bırakma yasası nedir?
Suriye'den gelen 3 milyon kişiye paranız/paramız yetiyor da 4 bin kişiye nasıl bakamıyoruz? 3-4 bin aileye ve çok mağdur olan “hasta (freidreichs ataxia) ve engellisine 7/24 ilaç ihtiyacı olduğu halde ölüme terk edilenler gibi” nasıl bakamıyor, diyelim ki gerçekten bütçemiz yetmiyor sıkıntılıyız, o zaman da çare çok basit “eşitsek-eşitlik sağlanmalıdır. Ve meclisimizde, halkımızla aynı kısıtlama ve bütçeye eşitlenmelidir”
Vicdanlara kulak verilmesi dileklerimle.