- Kategori
- Spor
Futbol ve basketbol milli takımlarımız dünyada tek
Bir futbol takımını başarıya götüren iki önemli unsur varsa bunlardan biri teknik kapasite ve taktik, diğeri de motivasyondur.
Başarılı takımlar incelendiğinde bu takımların büyük çoğunluğunun başarısında en önemli payın teknik kapasite ve taktik olduğu görülür fakat ay yıldızlı futbolcularımız için bu iki başarı öğesini terazinin iki kefesine koyarsak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki: bizim esas dinamomuz motivasyon.
Öyle bir milli takım düşünün ki turnuvalara katılmakta çok zorlanıyor fakat katıldığı turnuvalarda dünya üçüncülüğü veya Avrupa Şampiyonası yarı finali gibi çok önemli başarılar elde ediyor.
Gruplarda puanları güçlü takımlara karşı değil, hem diğer rakiplere hem de kendisine nazaran çok daha mütevazı takımlara karşı kaybediyor.
Ve belki de en önemlisi maçları kontrollü oynarken değil panik halindeyken kazanıyor.
Tüm bunların özeti şudur: milli takımımızın başarısında en önemli etkenler istek ile motivasyon ve bu özelliği ile milli takımımız muhtemelen dünyada tek!
Durdurulamayan Duran Toplar
Belçika maçında rakibin dikkat edilmesi gereken bir özelliğini söyleyin deseler sanıyorum hayatında sadece bir kez dahi maç izlemiş birisi bunun duran toplar olduğunu söylerdi ve bugün bu meşhur toplardan kalemizde tam iki gol gördük.
Bu olayı “The Secret” bakış açısıyla evrendeki çekim yasasına bağlamak pekâlâ mümkün zira yaklaşık bir haftadır takımımızın duran toplardaki zafiyeti ve rakibin de bu pozisyonlarda aynı orandaki başarısı söylendi durdu ancak böylesine açık bir gerçeği bilmemize karşın onu engelleyememeyi çekim yasasından ziyade bahanesi olmayan bir kusur ile açıklamak sanıyorum daha doğru olacak.
Neticede milli takımımız, iyi bir potansiyeli olan fakat bu potansiyel normal şartlarda değil de sadece zorunda olduğu durumlarda ortaya çıkaran dünyanın en ilginç milli takımı.
Altı puanlık Belçika galibiyeti ile grupta ikide iki yaptık ama maç kazanmamız için her zaman zora girmemizin gerekmesi düşüncesi şimdiden tozpembe görünen yarınların önünde siyah bir perde adeta. Neyse ki üçüncü maçımız grubun en güçlü takımı Almanya ile, zira eğer rakip Avusturya olsaydı çok daha fazla endişelenmemiz gerekecekti.
12 DEV Adam
Basketbol milli takımımızın müthiş performansı için söylenecek kelime bulmak inanın çok zor fakat şu kadarını söyleyebilirim ki 12 Dev Adam tüm zamanlarda ve tüm branşlarda sahip olduğumuz kesinlikle en iyi takım!
Sahada adeta büyülü gibi oynayan ve bu özellikleri ile hem salondaki hem de ekranları karşısındakileri de büyüleyen dev adamlarımızın turnuvadaki tüm maçlarda bizi zaferden zafere koşturan en önemli özelliği hiç şüphesiz sonsuz inanç ve müthiş konsantrasyon. O konsantrasyon ki oyuncularımızın çevresi 75 cm olan topu, ondan ancak biraz daha geniş olan potadan, çoğu zaman da demire değmeden ve çok yüksek bir istatistikle geçirmelerini sağlıyor; üstelik üç sayı çizgisinin hem ilerisinden hem de gerisinden.
12 dev adam o denli müthiş bir uyum içerisinde oynuyor ki ay yıldızlı formayı giyen oyuncuların üstün bir teknoloji ile donatılmış telepatik bir alet taşımadıklarına insanın inanası gelmiyor. Geride kalan 280 dakikada savunmada ne denli az hata yaptığımızı veya neredeyse gereksiz yere hiç top kaybetmediğimizi düşününce ekibimizin konsantrasyon ve uyum başarısı çok daha iyi anlaşılıyor.
Konsantrasyon demişken millilerimiz turnuvanın hiç bir maçında ve maçların hiç bir zamanında bu yoğunluğu kaybetmemelerinin altını kalın bir çizgiyle çizmek lazım. Rakip Fildişi Sahilleri olsa da veya fark otuz sayıya da çıksa Semih’in, Hido’nun veya Ender’in yüz ifadesine yansıyan mücadele hırsı bu konuda söylenmesi gerekenleri kelimelerden çok daha net anlatıyor.
Velhasıl istek, konsantrasyon, yetenek, emek ve inanç hem bir takımın başarılı olması için sahip olması gerekenler hem de basketbol milli takımımızın göğsümüzü kabartan ve egomuzu şımartan zaferlerinin şifresi. Rakiplerin kim olduğunu umursamadan ve daha onları oyuna ortak olma şansı dahi vermeden sahadan silen dev adamlarımızı tasvir için aklıma şu cümle geliyor: rakipler basketbol oynuyor ama biz bambaşka bir şey.
Bu uğurda finali istemek ve muhtemel rakip ABD karşısında yabana atılmayacak bir şansımızın olduğunu söylemek asla bir rehavet değil aksine son derece gerçekçi bir yaklaşım olacaktır.
İki takımımızın da yolu sonuna kadar açık olsun!
Bayram sevincimizi Belçika önünde ikiye ardından Slovenya karşısında dörde katlayan milli oyuncularımıza ve yöneticilerimize sonsuz teşekkürler.
Bayramınız kutlu olsun.