Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '08

 
Kategori
Güncel
 

Gaflet uykusuna düşmüş halkım uyan

Gaflet uykusuna düşmüş halkım uyan
 

Halkalı'da çekilmiş bir fotoğraf...


Bu aralar kendime sürekli yanlış bir ülkede doğup doğmadığımı sorar oldum. İnsan vatanını sevmez mi? Tabi ki çok sever. Kavafis’in dediği gibi doğduğun topraklar her daim arkandan gelir. Bir kaçışın yoktur, dünya üzerinde başka bir yerli olabilme şansın yoktur. Yasaların izin verdiği kadar bir başka ülkeye ait olabilsen de hep eksik kalırsın. Huyun suyun buralardandır. İnancın, tepkilerin, özlemlerin buralardandır… Kaçsan da gidecek doğru bir yer bulamazsın…
Benim tanıdığım milletim enteresan bir yaradılışa sahip. Zekâsı her tür ince detaya işleyen, sevgisi büyük, hoşgörüsü fazla değişik bir millet Türkler… Ama sanki asırlar önce büyük bir karanlık gelip hepimizin gözlerini kapamış gibi. Cehaleti erdem saymışız… Onu kollarımızın arasına alıp gözümüzü kapamışız… Uyuyor muyuz? Korkuyor muyuz? Gözlerimiz mi körleşti? Bilemiyorum…
25 yıldır bu vatan topraklarında birilerinin hep üstlerinde oynanan oyunlara yenildiğini gördüm. Müslüman olduk; Kuran-ı Kerim’i Arapça okuyarak anlarız sandık. Oysaki O, kelimeleri tılsımlı bir büyü kitabı değildi. İçinde sonsuz derecede sevgi, anlayış ve hoşgörü barındıran bir sır kitabıydı… Kuran’ı eline alıp malzeme yapan herkese yenildik çünkü O’nu hiçbir zaman anlamadık, bize ne söylendiyse doğrudur sandık. Bundan asırlar önce olan ve dinle ilgili gibi görünse de dönemin bir siyasi olayı olmaktan öte asla gidemeyen “Kerbela” yüzünden birbirimizden nefret ettik. Bu savaş döneminden dirildi; Aşklarımızın arasına girdi, komşuluklarımızı yok etti, sınıflarda sıra arkadaşlarını birbirinden ayırdı. Milenyum çağına gelmiştik ama 680 yılında ki savaşın izlerini silememiştik. Aslında biz insanı yalnız ve yalnız insan olduğu için sevmeyi hiç öğrenemedik.
Atatürk, sonsuz saygı duyduğum ve ileri görüşlülüğüne yürekten inandığım bir liderdir. Türban yasasının ardından kulağımda onun bundan yaklaşık 80 yıl önce söylediği sözler yankılandı; “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler memleketi olamaz. Türkiye Cumhuriyeti her alanda doğru yolu gösterecek, uyaracak güçtedir. Biz uygarlığın bilim ve fenninden güç alıyoruz ve ona göre yürüyoruz. Başka bir şey tanımayız". Bu ülke Menemen Olayı gibi, Şeyh Sait Ayaklanması gibi utanç unsuru olaylara gebe olmuştur. Asla unutulmamalı ki tüm bu ayaklanmaların kökeninde Tekke ve Zaviyeler vardır. Ve ne ilginçtir ki şu an pek çok yerde el altından faaliyet gösteren Tekkelerin varlığına şahidim.
Ey Halkım! Uyuyorsunuz… Öyle rahat bir uyku ki bu kişisel çıkarlarınızın peşinde ülkenizin tehdit içinde olduğunun farkında değilsiniz. Ey Halkım! Siz ninelerinizin taktığı başörtü ile okullara girecek türbanı aynı sanacak kadar saf davranıyorsunuz. Aksini savunanların sizin inançlarınızla uğraştığını sanıyorsunuz. Oysaki bu ülke inanç özgürlüklerinin var olduğu bir ülke. Kimse kıldığınız namaza ve tuttuğunuz oruca karışmayacaktır. Ama taktığınız inanç unsuru örtünün, gün gelip halkın çehresini de örteceği korkusu bir kısım insanı sizin kadar rahat uyutmamaktadır. Üstelik türban daha şimdiden halkın çehresini örtmüştür. Türban tartışmasının orta yerinde şehitlerin aileleri gözyaşı dökmektedir. Eş zamanlı bir şekilde dünya ülkelerinin ülkemiz adına kazandıkları söz hakkı giderek çoğalmaktadır. Türban daha şimdiden tüm milletimizin gözlerini kapatan bir maske halini almıştır.
Tanrı veya söylenmesini daha çok istediğiniz şekliyle Allah (C.C.); 4 kutsal kitabı indirirken insanlığı aydınlatmayı umut etmiştir. İnsanlığa içinde daha çok sevgi, içinde daha çok anlayış olan bir yüce yol sunmuştur. Ne yazık ki bu kitaplardan Kuran-ı Kerim’e inanan biz Müslümanlar yüzlerimizi karanlığa çevirip her geçen gün daha at gözlüklü hale gelmekteyiz. Din, vatanın, bütünlüğün, hoşgörünün önüne geçecek olursa din olmaktan çıkar. Allah her yerde ve hepimizi izliyor ve eminim ki O’da bugün benimle aynı fikirde; yazımı yine o çok sevdiğim cümleyle bitirmek istiyorum yüreğimde ki Tanrı’yı da yanıma alarak; “Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır”.

24 Şubat 2008 / 17:12


http://www.turkhaberler.net/yazar/yazar19.htm
 
Toplam blog
: 18
: 984
Kayıt tarihi
: 14.04.07
 
 

Yazmak uzun soluklu bir süreç bende; tarihini hatırlamadığım kadar küçükken başlayan, asla vazgeç..