Galatasaray forması giymek resmen suç

Galatasaray'ın 2000 yılında büyük bir başarıya imza atarak, Türk futbol tarihinde ülkemize ilk kez bir Avrupa kupası getirmesinin üzerinden yaklaşık olarak 9, 5 yıl geçti. Arsenal ile Kopenhag Parken stadyumunda oynanan final maçı öncesinde, yarı finaldeki rakip yine bir İngiliz takımı olan Leeds United'tı.

17 Mayıs'taki finalde şampiyon olacak olan Galatasaray'ın kupayı kaldırmadan önce, evinde, Ali Sami Yen Stadı'nda, İstanbul'da oynadığı son maçtı 6 Nisan'daki, eşleşmenin ilk ayağı olan randevu. Maç bittiğinde avantajı elinde bulunduran takım, Capone ve Hakan Şükür'ün golleri ile 2-0 kazanan temsilcimiz Galatasaray oldu... Ancak, maçın önüne geçen bir olay vardı ki, aradan neredeyse 10 yıl geçmesine rağmen bir gölge gibi bizi takip etmeye devam ediyor.

Maçtan bir gece önce, 5 Nisan akşamı 21.00 sularında Taksim'deki THY bürosu yakınlarında iki takımın holiganları arasındaki çıkan; taş, bıçak ve sopaların karıştığı kavgada, ne yazık ki John Loftus ve Kevin Speight isimli iki İngiliz taraftarı bıçaklanarak hayatlarını kaybettiler.

5 Nisan'daki cinayet, 6 Nisan'daki zafer ve 7 Nisan'daki o utanç verici Two Size başlığı... O zamanki çok satan ulusal gazetelerimizden birinin (ismi lazım değil) manşetine taşıdığı bu çirkin başlığın satır aralarında, sahada 2 golle, sokakta ise 2 bıçak darbesiyle her iki maçı da kazandığımızı (!) okuttular binlerce çift göze. Milletçe utandık. Belki de o tarihe kadar futbol tarihimizin en önemli maçını kazanmıştık ama yüzlerimiz gülmüyordu. Goller ile birlikte her seferinde ölen 2 İngiliz taraftarın haberi de dönüyordu bültenlerde.

...

Geçtiğimiz haftasonu, tarihler 24 Ekim 2009'u gösterdiğinde, İngiltere 1.Ligi'nde (sıralamada Premier Lig ve Championship'ten sonra 3. sırada gelen lig) oynanan Milwall-Leeds United maçında yaşanan bir olay, bizi gene o hatırlamak istemediğimiz o günlere döndürdü bizi.

Namağlup lider Leeds United'ı The New Den stadında konuk eden Millwall FC'de (Milwall maçı 2-1 kazanmayı başardı), İngiliz seyircilerden birinin Leeds United taraftarlarını tahrik etmek adına, 5 Nisan 2000'e gönderme yaparak, Galatasaray forması ile stada girmesi ve kameralara bıçaklama işaretleri yapması üzerine; Milwall yönetimi, bu seyirciyi (görüntülerden tespit edebilirse) stadyumundan ömür boyu men edecek. Galatasaray formasının ise, bundan böyle The New Den'de giyilmesinin yasaklandığı açıklandı. Aynı maçta, tribünde Türk bayrağı sallayan bazı Milwall taraftarları da stadyum dışına çıkarıldılar.

1885'te kurulan, İngiltere'nin holiganları ile tanınmış kulüplerinden biri olan Milwall'ın kötü geçmişinden dolayı bir taraftar marşı bile var, No One Likes Us – We Don't Care (Kimse Bizi Sevmiyor – Kimin Umurunda).. Henüz geçen Ağustos ayında West Ham ile oynanan Carling Cup maçında da seyircilerin sahaya inmesi yüzünden kulübün başı epey ağrımıştı... İronik bir şekilde Aslanlar olarak tanınan bu Güney Londra kulübünden bir aklıevvel taraftarın Leeds United maçındaki vukuatı ile İstanbul'un, Türkiye'nin aslanları şimdi tekrar zan altında. Üstelik de Galatasaray forması'nın giyilmesi yasaklanarak, Türk bayrağı ile tribüne giren izleyiciler staddan çıkarılarak küçük düşürülerek!

2000 yılındaki eşleşmede Leeds United forması giyen Harry Kewell'ın, yıllar sonra Galatasaray'a transfer olması bile Leeds taraftarları arasında hoş görülmezken, Milwall yöneticilerinin bu yüzden aşırı hassas davranması kısmen anlaşılabilir. Ancak maç, iki İngiliz takımı arasında oynanan yerel bir karşılaşma olmasına rağmen, böyle olaylar tıpkı Alan Parker'ın o ünlü Midnight Express filmi gibi uluslararası alanda imajımızı bozan bir etki yapabilir. Bana kalırsa, görev şimdi Dışişleri'nde ve Galatasaray Kulübü yöneticilerinde. Sanırım, 20146 kişi kapasiteli bir futbol stadyumu da olsa bir bayrak ve forma yasaklanamamalı.

Nils Filmer