- Kategori
- Blog
Gazeteci, gazetecidir, blogcu da blogcudur. Te işte o ka!

“Gazeteciliğin yaşı yoktur. Gazeteci, her yerde gazetecidir. Gazeteci olunmaz, doğulur.” Bunlar beylik laflardır.”
Bu blog’da kimilerine göre ben, eleği asmışım duvara. Yangel Osman. Oh keka! Savuruyormuşum destanlar, gelsin fotalar oh ne ala.. Kazın ayağı öyle değil. Benim yapım o değil.
İzmir basınında bir ismim vardır benim. Gazeteciliği “şevk” için yaptık. Yıllar aktı aktı geçti. Kalemi bırakmadık. Mesleğe beraber aynı yerde başladığımız Profesör arkadaşımız Şadan Gökovalı benim için “ Hem amatör kalmak istedi. Omzundan fotoğraf makinesi, elinden kalemi bırakmayan nadir arkadaşlarımızdandır. Kendisini kısıkanan gözlerle izliyor ve kıvanç duyuyorken,, basında yeni yetişenlere de kendisini örnek gösteriyoruz” diyor.
Tarık Dursun K da, başka bir kitabımızın arkasına: “Muzaffer Cellek, basın dünyasında yıllarını verdi. Milliyet Blog sayfalarından tanıdığımız yazarın ısrarlı takipçiliğinde gözlemler ağır basıyor.” Diyor.
Kendimi ortaya atmayı sevmem. Resimlerimle yayınlarda gözükeyim istemem. Mesleğin raconudur bu. Blogdaki bazı arkadaşlar beni tanımıyor. Hakkımda ileri geri laf ediyorlar. Bu gibiler, basın literatüründe geçersizdir. Bu tarz dedikodu yapmak, meslek ahlakına sığmaz. Gel gör ki, bu gibi fiiller ortaya atılıp, sakız yapılıyor.
İZMİR BASININDAKİ İLK YILLARIM. TAM SAYFALIK HABERLER PEŞİNDEYDİM. BİRİSİ RESMİMİ ÇEKMİŞ, KİMDİ HALEN BİLMİYORUM. TÜRKİYE ÇAPINDA DANSÖZ OLDU BUNLARDAN BİRİSİ. KUŞADASI KERVANSARAYDA AŞK GEMİSİ EKİBİ VARDI. FİLM ÇEVİRİYORLARDI. EVVELCE TAM SAYFA RÖPORTAJINI YAPTIĞIM SEHER ŞENİZ DE ORADAYDI. DANSÖZ KIYAFETİ İLE KOŞUP BOYNUMA SARILDI. İLK DEFA TEŞEKKÜR ETTİ BENİ HATIRLAYIP. FİLM DE O DA VARDI ZİRA
Sakız çığnemeğe meraklı arkadaşlarımızı incelesek, hepsi de iyi insanlardır. Havaya kapılıyorlar. Buralarda herkes sanal. Kullandığımız tuşlardaki harflerden tutun da, dibekte dövdüğümüz laflar, fırlattığız lapa lapa, binbir manaya çekilebilecek sözlerin hepsi sanal. Kayıt etsen ne yazar, etmesen ne yazar. Bilgisayarını kapattın mı, lafların da, Arattığın olumsuz hava da uçup gidiyor. Zira kökeninde sanallık var. Ama, yüreklerde de ezikliği kalıyor ki, lüzumsuzÜ
1984' LÜ YILLARDA IŞIK TEOMAN, MİLLİYETİN ACAR MUHABİRİ. MUSTAFA BALBAYIN İZMİR BÜRO ŞEFLİĞİ ZAMANINDAN BİR ANI
BlogcularIn bir lokali olsa, akşamları çıkıp çay kahve sohbetleri yapsak olmaz mı? O imkanlar olmadığı için, eksikliyiz işte. Ama insanlar, anlayışlı olmalı. Kiminle dans ettiklerini iyi bilmeliler.
Blog uğruna, sahura kalkar gibi yazılara kalıyoruz. Makinemiz kırılsa tamir ettiriyoruz. Şehrin bir ucundaki habere “gıg” çıkarmadan koşup, rahatımızı bozuyoruz. Bloglara konsantre olma uğruna, evle olan iletişimleri kaybedip, icabında zılgıt yiyoruz. Neden? Yazı yazma aşkı. Gazetecilik aşkı, blogculuk aşkı. Üstelik, cepten masraflarla.
Sizler için, En çok yazımı yayınlayan KNK Dergisinin 9 yıllık Genel Koordinatörü, yazı İşleri Müdürü ve editörü Işık Teoman ile görüştük. Editörlüğü tarif ettirdik. Kendisi aynı zamanda Anadolu Ajansı, H. H Ajansı, basın danışmanlığı ve Milliyet muhabiri olduğu yıllardan sonra şöyle dedi.” Çok okumak gerek. Eline ne geçerse okuyacak.Yerli ve yabancı ajansları takip edecek, mesleki seminerlere kulak verecek, internetlerde gezinecek, yazı okuma tekniklerini iyi bilecek. ) dedi.
Sevgili şairimiz Özden Özpınar , ne güzel söylemiş: “kalem; bakış ve düşüncenin, ruhla birleşen, bir yaratıcılık örneğidir!” Gelgelelim insanlarda ruh yoksa, ot gibiyse, kalem ve kağıt işe yarar mı?
Işık Teoman'dan, Milliyet Blok’u tanıyıp tanımadığını sorduk “ “Nasıl tanımam. Blog, Milliyete renk katıyor” dedi, ayrıca. Söylenecek laf çok. Ama yer kısıtlı. Gazetecilik, blogculuk fark etmez. Yeter ki gönül verilerek yapılan bir iş haline getirilerek yapılsın. Bu işin parolası ” amatör ruhla profesyonel iş becermek” Lafın kısası bu.
Ört ki, ölem !
ÇIKARDIĞIM KİTAPLAR, YAYINLADIĞIM YAZILARIN BİR KISIM DERGİLERİ VE ALDIĞIM PLAKETLERLE, BİR KISIM YAYINLANMAĞA DEĞER BULUNAN YAPITLRIMI, KENDİME GÖRE HARMANLADIM. KİMİNE RESMİ DAVETLER ALARAK GİTTİM. KİMİNE GÖNLÜMDEN KOPANLARI YAZDIM. YAZMANIN YAŞI BAŞI YOK. SİTEEMİZİN SEVGİLİ ŞAİRİ ŞÖYLE DEMİŞ: "KALEM, BAKIŞ VE DÜŞÜNCENİN RUHLA BİRLEŞEN BİR YARATICILIK ÖRNEĞİDİR" NE GÜZEL SÖZ.
İZMİR KONAK BELEDİYESİNİN 9 YILLIK MUHTEŞEM DERGİSİ. " K O N A K " BAŞINDA IŞIK TEOMAN VAR. YILLARIN GAZETECİSİ. BÜTÜN IŞIKLARI ÜZERİNDE TOPLAMIŞ. BÜTÜN IŞIKLARI ÜZERİNE ÇEKMİŞ. PIRIL PIRIL BİR DERGİ. BİNLERCE DAĞILIYOR. BEN BURADA YAZIYORUM. İZMİRİN GURURU BU DERG
MESLEĞE BAŞLADIĞIM YILLARDAN KALMA BİR ANI.
KONAK DERGİSİ BASIMI BİTMİŞ. SEVK İÇİN BEKLETİLİYOR. İZMİRDE HERKESE ULAŞIYOR. KENT HİZMETİ OLARAK
YAYINLAR, GAZETE KÜPÜRLER, BAŞARI BELGELERİ, PLAKETLER, DAHA BULUP DA ORTAYA KOYAMADIĞIM METERYALLER.
ÇALIŞMA ODAM. HİÇ DÜZELTMEDEN ÖYLESİ RESİMLEDİM.
VE MUHTELİF SANAT OLAYLARINDA, MİLLİYET BLOG YAZARI OLARAK ÇAĞRILDIĞIM İLLERDE, YAPILAN SÖYLEŞİ VE YARIŞMALAR DOLAYISIYLE ALDIĞIM DERECELERLE BİR KÖŞE TEŞKİL ETTİM.
ARKADAŞIMIZ IŞIK TEOMAN. KONAK DERGİSİNİN KOORDİNATÖRÜ, HER ŞEYİ VE EDİTÖRÜ. ELİNDE TUTTUĞU KİTAP DA, BAŞUCU KİTABI. BİR EDİTÖRÜN L Ü G A T İ, BÖYLE Mİ OLUYOR ACABA? BU VESİLEYLE EDİTÖRLERİN KİTABINI DA TANIMIŞ OLDUK. SAH İ, BİZİM EDİTÖRLERİN DE BUNUN GİBİ LÜGATLERİ VAR MI ?