Gazoz kapağı değil, artık onların tasoları var...

Bu zamane çocukları beni çıldırtacak. "He-man" diyorum, "o kim" diyorlar. "Gazoz kağı" diyorum o ne diyorlar...


Sahi siz hiç gazoz kapağı oynadınız mı?

Ben öyle çok oynadım ki. Evde kocaman bir kutum vardı içinde yüzlerce gazoz kapağı. Bu kadar gazoz içmem imkânsız tabii ben de çıkar mahalledeki arkadaşlarımla öğlenleri gazoz kapağı toplamaya çıkardım. Bakkallardan…

Sahi ne güzel idi… Bizim bakkal amcanın ismi; İskender’di. İskender Amca… kim bilir hala yaşıyor mu acaba? O bizi hiç kırmazdı. Bir sürü gazoz kapağımız olurdu her gün. Daha sonra evin balkonuna çıkar, hele de o gün gazoz kapağı oyununda birinci de gelmişsem, kapış yapardım. Bayılırdım kapışa.

Kapışın ne olduğunu biliyorsunuz değil mi?

Elimdeki fazla gazoz kapaklarını balkonun aşağısında duran arkadaşlara dağıtırdım. Yağmur gibi gazoz kapağı yağardı bizim balkondan. Nasıl da eğlenirdik.

Aynı kapış, meşeler için söz konusu olduğunda biraz can yakıcı olabiliyordu. Ben meşe bile oynadım. Şimdiki çocuklara sorsanız meşenin ne olduğunu bile bilmezler. Onların “tasoları” var artık. Ama ben şanslıyım… Hatta meşelerimi hala atmadım, bir kavanozun içinde saklarım onları.

Hatırladınız mı? Beşlikler vardı kocaman. En sevdiklerimdi. Tabii bir de cam gözler vardı… Meşe diye bir şey vardı…

Peki mahalle oyunlarını hatırladınız mı? dokuz kiremit oyununu hatırladınız mı? Ya da yerden yüksek… Ama benim hala en sevdiğim saklambaç. Ya mahalle maçlarına ne demeli; 3 korner bir penaltı. İp atlamayı çok severdim ben. Hatta bir ara yani ben 5 yaşındayken mahalledeki ablalar beni direğe dikerlerdi. Ben küçükmüşüm ip atlayamazmışım o yüzden ipi direğe bağlayıp beni de diğer ucuna geçirirlerdi. Ama ben tabi ki uslu durmaz bir kaos yaratır ve ben de ip atlardım.

Oymakta en zorlandığım oyun; sek sek olmuştur. Belki denesem şimdi oynayabilirim.

Ben sek sek oynamaya gidiyorum, eğer yine oynayamazsam bu sefer diğer en sevdiğim oyunu oynarım bende…

Zilleri çalıp kaçmaca…

Kim bilir belki sizin de zilinizi çalar kaçarım.

Ben gidiyorum…