Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

04 Ağustos '08

 
Kategori
Hamilelik Sonrası
 

Gebelik Zehirlenmesi !

Gebelik Zehirlenmesi !
 


Gebelik zehirlenmesi, hamileliğin son 3 ayında ortaya çıkan ve düşüğe, erken doğuma, ölü doğuma veya bazı ağır vakalarda hem bebeğin, hem de annenin ölümüne yol açan çok ciddi bir hastalıktır.


Hastalık, gebeliğin yedinci ayı başından itibaren, yüksek tansiyon (hipertansiyon), idrarda protein (albuminüri) ve dokularda sıvı fazlalığına bağlı şişmelerle (ödem) kendisini gösterir. Bazen de bu belirtilere ilâve olarak sara krizine benzer, "eklampsi krizi" adı verilen krizler görülür. İlk önceleri, kandaki bir zehire bağlı olarak ortaya çıktığı düşünüldüğünden, hastalığa "gebelik zehirlenmesi" ismi verilmiştir. Fakat, daha sonraki araştırmalarda ne bir toksine, ne de hastalık yapıcı bir mikro-organizmaya rastlanmamıştır.


"Mol hidatik" adı verilen bir tür dölyatağı içi uru üzerine yapılan araştırmalar, gebelik zehirlenmesiyle ilgili önemli ipuçları sağlamıştır. Mol hidatik, normal gelişimi içerisinde plasentayı oluşturan yoğun damar ağının aşırı büyümesiyle ortaya çıkar. Bu urun genellikle ilk gebelikte oluşarak eklampsi krizine yol açtığı ve ameliyatla çıkartılmasından sonra tüm zehirlenme belirtilerinin ve krizin ortadan kalktığı görülmüştür. Bu sonuç gebelik zehirlenmesine sebep olan etkenlerin doğrudan doğruya dölyatağının içeriğiyle ilgili olduğunu göstermektedir.


Gebelik zehirlenmesinin belirtileri böbrek, kalp ve içsalgı bezleri hastalıklarında da ortaya çıktığından, önce bu hastalıklarla ilgili teşhis çalışmalarının bitirilmesi gerekir. Bu hastalıkların olmadığı tespit edildikten sonra her üç belirti için ayrı ayrı inceleme yapmak gereklidir. Yüksek tansiyon başka sebeplere bağlı olabilir. İdrarda protein bulunması, üreme organları ya da idrar yolu hastalıklarında da görülebilir. Ödem ise pek çok hamile kadında görüldüğü için aslında teşhiste büyük bir payı yoktur. Bütün bu incelemeler neticesinde belirtileri açıklayan nedenlerin bulunamaması, gebelik zehirlenmesine işaret eder.


Bu hastalık plasenta ve dölyatağı çeperi arasındaki ilişkiyi bozar. Hafif seyreden vakalarda bebekler normalden daha ufak doğarlar. Ağır vakalarda ise, plasenta kanama sonucu dölyatağı çeperinden, normal gebelik süresinin bitiminden evvel ayrılır. Erken doğum bebeğin, dölyatağı kanaması annenin ölümüyle sonuçlanabilir. Gebelik zehirlenmesi sonucunda gebeliğin yedinci ayında doğmuş bir bebeğin yaşama şansı, aynı zamanda lâkin başka bir sebeple erken doğmuş bir bebekten daha düşüktür. Çünkü, gebelik zehirlenmesi sadece erken doğuma değil, bebeğin de normal yedi aylık bebekten daha küçük olmasına neden olur. Bebeğin yaşama şansı ise doğrudan doğruya doğuştaki büyüklüğüne bağlıdır. Eğer hekim zehirlenmenin hafif seyrettiğini görürse, gerekli tedavi desteğinde gebeliğin devamına karar verebilir.


Normal gebelik süresi sonunda normalden biraz küçük olan bebek, doğumu ve ilk birkaç günü atlatırsa, normal bir gelişme gösterir. Lâkin, ağır zehirlenmelerde, annenin sağlığı göz önüne alınarak, duruma göre ya yapay ağrı yoluyla erken doğum sağlanır, ya da sezaryene başvurulur. Zira gebeliğin sona ermesi zehirlenme belirtilerini derhal ortadan kaldıracaktır. Aradaki durumlarda, zehirlenme belirtileri kontrol altında tutularak dölütün büyümesi için gebelik bir süre daha devam ettirilir ve annenin sağlığı bozulma belirtileri gösterdiğinde yapay erken doğum yaptırılır.


Bu hastalığın çeşitli tedavi yolları vardır. Fakat bütün bu tedavilerin ortak yönü idrar söktürücülerin, tansiyon düşürücü ilâçların kullanılması, tuzsuz gıda rejimi ve yatak istirahâti uygulamasıdır.


Hastalığın ortaya çıkış sebebi kesin olarak bilinemese de, beslenme konusunda dikkatli davranmanın zehirlenmeyi önleyici nitelikte olduğu kabul edilir. Bu nedenle, konserve, kek, salamura balık, pastırma, sucuk, salam, sosis ve benzeri yiyeceklerden kaçınmalı, tuzu az yiyeceklere, örneğin tuzsuz ekmek ve tereyağı, et, tuz yerine kokulu otlarla pişirilmiş sebzeler, kahve, şeker ve meyve gibi yiyeceklere dayalı bir beslenme rejimi sürdürülmelidir.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..