Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gecenin sessizliği

Gecenin sessizliği
 

Sevgili blog yazarları, hepinize merhaba. Bugün yetenekler konusunda gündelik yaşamla içiçe olan hususları dile getireceğim. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler. Doğumdan ölüme kadar olan sürede okul hayatını takip eden sürede erkekler askerlik hizmetini yerine getirmek mecburiyetindedirler. Çünkü askerliğini yapmamış kimseye devamlı bir iş ve hatta eş bulmak mümkün değildir.

Okul ve askerlik hizmeti bittikten sonra insanların para kazanmaları için çalışmaları, çalıştıkça da kazandıkları yetenekleri nispetinde kazançlarını artırmaları; ev, araba derken yaşında 35'i geçtiği yıllarda yolun yarısına gelmiş olduklarını farkettiklerini hepimiz biliyoruz.

Sabahın ilk ışıklarıyla erkenden uyanmak, sinekkaydı bir traştan sonra alelacele bir kahvaltı ve koşturarak servise yetişebilmek. Sıkıcı bir trafik yoğunluğu içersinde yolculuktan sonra da işyerine ulaşmak v.s. Buraya kadar hepsi çok güzel de işyerindeki yoğun koşuşturmanın sonucunda yine akşam mesai bitiminde de yorgun ve bitkin bir halde yeniden servise binip evimize ulaşmak. İş sadece bununla bitmiyor tabi ki. Fırsat yaratıp evin mutfak ihtiyacını da son sürat karşılayarak evimize ulaşmak.

Bu süreç uzun yıllar devam edecek, çocuklarımız olacak. İşte bu andan itibaren kendimizi unutma anı gelmiştir. Varsa yoksa çocuklarımız için vargücümüzle çalışmak, daha da çok çalışmak, onların ihtiyaçlarını ziyadesiyle sağlamak en büyük arzumuzdur. Zaman durmak bilmiyor, bir de bakıyorsunuz çocuklarınız büyümüşler, evlenme çağına gelmişler, v.s. v.s.

Gelelim sizin emekli olduğunuz tarihten sonraki yaşantınıza. Emekli olduğunuz anda oh şükürler olsun, bugünleri de görebildik diyebiliyorsunuz. Artık kendimin patronu oldum diyebiliyorsunuz. Ama bir süre sonra etrafınıza bakıyorsunuz. Yukarıda belirttiğim hususlar bir sinema şeridi gibi gözünüzün önünden geçiyor, bu dönemde çok yalnız kaldığınızı hissediyorsunuz.

İşte bu andan itibaren ne yapabilirim diye düşünmeğe başlıyorsunuz. Belki gücünüzün yettiği yere kadar bir işte daha çalışma imkanı buluyorsunuz, sonrası yine acı. Çünkü zamanı durdurmak mümkün değil. O da bitiyor. Siz hala yeteneklerinizi sergilemek için elinizden geleni yapmağa devam ediyorsunuz.

İşte bu dönemde belki resim, zaman zaman müzik ve şiir yazmağa başlıyorsunuz. Ben de bu süreçte ancak sayıları az da olsa şiir yazdım. Arzu ederseniz burada "Gecenin sessizliği" başlıklı şiirimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bakalım beğenecek misiniz?

Gecenin sessizliğinde uykum kaçıyor,
Kalkıyor oturuyor, olmadı yatıyorum,
Gözlerimi kapayıp uyumak istiyorum.
Sağıma dönüyorum, nafile
Soluma dönüyorum, imkansız
Uykum kaçtı bir kere ne yapsam faydasız.

Rüzgarın sesi geliyor bir anda kulağıma
Derdin nedir der gibi dönüyor etrafımda.
Terlemişim, git dersem gider mi uzağıma?
Rüzgar fısıldıyor sanki,
Haydi artık uyuma der gibi kulağıma,
Meğer onun da anlatacakları varmış,
Çok uzaklardan gelip geçiyormuş buradan,
Konuşmak istiyormuş HAVA'dan ve SU'dan

Duramıyor bir türlü, sanki onu iten var arkasından,
Gecenin sessizliği galip geliyor o an.
Haydi kaldığın yerden uyumağa devam...

Necmettin Karaman, İstanbu, 9 Ağustos 2003

Ben ayrıca Türk Sanat Müziği dinleme ve icra etme hastasıyım. Kendimi sağlıksız hissettiğim anlarda müzik ile uğraşarak çoğu sıkıntımı bu sayede yendim. Tavsiyelerime kulak verirseniz sizlerin de bu uğraşı ile mutlu olacağınıza inanıyorum.

Sevgili blog yazarlarına selam ve saygılarımla...
Necmettin Karaman

 
Toplam blog
: 12
: 1449
Kayıt tarihi
: 24.03.07
 
 

12/07/1948 Gebze / Kocaeli doğumluyum. İlkokulu Yukarı Hereke ilkokulunda bitirdikten sonra astsubay..