Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '09

 
Kategori
Siyaset
 

Geçmişe seyahat

Bazen geriye dönüp bakar insan bu hayat serüveninde. Şöyle otuz yıl kadar geriye gittim. Lise yıllarıma.

Vatanseverlik, insanseverlik duygularım doruktaydı.Bu memleket için bir şeyler yapmalıydım.Siyasetti bunun yolu.Politzer’in <ı>“Felsefenin Başlangıç İlkeleri”giriş kitabım olmalıydı öyle duymuştum.Aldım okudum anlamaya çalıştım.Sonra başka kitaplar .

Yüreğim pırpır ediyordu yurtseverlik duygularıyla. İşte o zamanlar inanmıştım enternasyonalle kurtulurdu insanlık.Şimdi dünyaya baktığımda ise enternasyonalin sadece bir ütopya olduğuna inanıyorum.Ama ben hala bu ütopyanın peşindeyim.

Bununla beraber bugün Ermeni’nin, Arap’ın, Fransız’ın, Alman’ın, Kürt’ün, Rus’un milliyetçiliğini gördükçe ben de De Facto milliyetçiyim .Belki ulusalcı demek daha doğru

Lisede beden eğitimi hocam benimle aynı veya yakın dünya görüşüne sahipti. Yani öyle bilirdik. Çok severdim onu, Bizdendi çünkü. Ona karşı çok saygılı, ölçülü korumacı davranırdım. Zaten okul da bizim rahat yaşama şansı bulduğumuz bir ortam sağlamıyordu. Azınlıktık.

Bir gün yaklaştım hocama okumam için bir kitap önermesini istedim. Yüzüme baktı. Öyle mi? dedi ve uzaklaştı. İşkillendi mi, korktu mu? Düşünmek için zaman mı istedi anlamadım, bozuldum biraz. Ertesi gün kulağıma fısıldadı. Belli ki duyulsun istemedi. Malum bir duyulursa hafazanallah.

Bir hafta kadar sonra okulun bahçesinde on beş kadar sağ görüşlü öğrenci arasında saldırıya uğramış olarak gördüm onu. Okulun üst katından bahçeye indiğimizde Almanca hocamın kükreyen sesiyle saldırganların dağıldığına tanık oldum. Almanca hocam Turgut Bey oldukça itibarı yüksek bir hocaydı öğrencilerin arasında. Müdür gelse dağıtamazdı ama Turgut Bey dağıttı. Hem de fiske vurmadan. Yalnızca yüksek sesle bağırarak. Demek ki kredisi yüksek olmak gerekiyor hayatta. Oturaklı, ağır başlı, saygın.

Şimdilerde hiç tasvip etmediğim 12 Eylül cuntası o zaman gerçekten hayat şansı vermişti bize, bunu itiraf etmem gerek. Her gün kan, her gün silah, her gün bomba, her gün ölüm yemiş bitirmişti memleketi .12 Eylül’le birlikte bitti anarşi.

Anarşi bitti ama 12 Eylül’le birlikte terör başladı, hem de kökü Kürt milliyetçiliğine yaslanan terör.

Bununla beraber terör anarşiden çok daha onulmaz bir yara Türkiye için. Korkarım anarşi gibi bir gecede de bitmeyecek. Çünkü ikisi çok farklı. Biri sosyoekonomik düzen öngörürken biri milliyetçi, ırkçı bir öze dayanıyor. Açılım da kar etmeyecek kısa vadede. Bu sorunu Erdoğan bile çözemeyecek kanımca. Çünkü elinde silah olan poşulu meseleye özgürlük savaşı olarak balmış bir kere.

İmralıda Kürt milliyetçisi, Kürt bölücübaşı, Ankarada Türk milliyetçisi, Türk bölücübaşı birbirlerine el ense çekmeye devam ediyorlar. Oysa bu mesele el ense çekerek değil, uhuvvetle ve suhuletle çözülecek bir mesele.

Görelim bakalım Mevlam neyler neylerse güzel eyler…

İbrahim EROL

 
Toplam blog
: 135
: 694
Kayıt tarihi
: 31.08.09
 
 

Gazi Üniversitesi fizik lisans eğitiminin ardından, Marmara Üniversitesi'nde master, İTÜ'de dokto..