Geçmişten geleceğe pestil

Günümüzde tercih edilen yeni ürünler ve her geçen gün karşımıza farklı şekillerde çıkan gıda ürünleri desem hepinizin aklında bir şeyler canlanır. İtiraf etmeliyim ki en sevdiğim alanların başında yeni ürün üretimi ve geliştirilmesi, Ar-ge çalışmaları geliyor. Bu ürünler hayatımıza renk katıyor, mutluluğumuzu arttırıyor. Tüm bu düşüncelerin dışında unuttuğumuz önemli bir gerçek daha var, yeni ürünlere kendimizi kaptırıp giderken bize el sallayıp “ Beni de unutmayın, burdayım“ diyen Geleneksel gıdalarımız…

Yazdığım yazılarda geleneksel gıdalara belirli zamanlarda yer vermeye çalışıyorum. Hepsini bir yazıya sığdırmak mümkün değil tahmin edersiniz. Bugünlerde sizlere hatırlatmak istediğim geleneksel gıdaların başında ise pestil yer alıyor. Pestil nedir? Eskiler nasıl yapıldığını, içinde neler olduğunu bilir. Peki yeni nesil? Sizlere ilginç gelebilir ama bu kadar ürün çeşidi varken hala tadına bakmayan çocuklarımız gençlerimiz mevcut. Sadece adını bilmekle o ürünü bilmiş olmazsınız, her zaman söylerim. Pestil dediğimiz geleneksel gıda ürünü , değişik meyvelerden elde edildiği için karşımıza farklı şekillerde çıkıyor. Genelde üzüm pestili bilinse de, dut, kayısı, erik pestili olarak da görebilirsiniz. Pestil neden üretilmiş peki?  Meyvelerin tazeliği o yıllarda korunamadığı için böyle bir yönteme başvurulup farklı bir sonuç çıkmış ortaya. Her proseste olduğu gibidikkat edilmesi gereken birçok nokta var. Kullanılacak olan hammadde öncelikle sap ve çekirdeklerinden ayrılıyor, sonrasında ön ısıtma işlemi görüyor ve presleniyor ( ezme işlemi), durultma ve şeker – nişasta ilavesi derken koyulaştırma işlemine geçiliyor. Sonrası ise en çok bilinen, yayma, kurutma, katlama ve kesme işlemleri. Bahsettiğim gibi pestillere farklı şekiller verilebiliyor ve ballı, antep fıstıklı olarak değişik şekillerde karşımıza çıkıyor. Küçük bir bilgi vermek gerekirse, 100 kg meyveden yaklaşık değer olarak 20-30 kg pestil elde ediliyor.

Sizce bu geleneksel gıdamız arada hatırlanmayı haketmiyor mu? Çocuklar ve gençler tarafından da sizler kadar iyi bilinse hiç de fena olmaz. Sadece kahverengi bir görünüşü var diyerek pestili bilmiş olmuyorsunuz, hammaddesi nedir, ne şekilde üretiliyor, üretim amacı neymiş? Bunlar tükettiğimiz gıdayı bilmek ve bilinçlenmek açısından önemli sorular.

Geleneksel tatlarımıza sahip çıkmak ise bu sorgulayıcı kavramların kuşkusuz en başında yer alıyor.

Not : “ Geçmişten geleceğe uzanan tat. “  

Sağlıkla Kalın!

Gıda Mühendisi – Nermin Özge Bilge