- Kategori
- Siyaset
Gel de şaşırma!
TSK' ya "Milletin Ordusu" denilmesini hazmedemeyenler komuta kademelerindeki genaralleri ve emekli subayları içeri atıp bu paşalara terörist muamelesi yaptıktan sonra "milletin ordusu olur muymuş?" dedi. Halbuki yakın tarihimizde yapılan Çanakkale Savaşları' nda İngilizlerin ithal ettikleri paralı askerleri hatırlayalım.
Vatanı kurtarma mücadelesinde ölüme gülerek giden "kınalı kuzular" kimin askeriydi? Ne için savaştıklarını bilmeden ölüme sürülen Anzaklar kimin askeriydi? Paranın veya menfaatin satın alamadığı vatan sevgisini şehadet şerbeti içerek ödeyenler kimin askeriydi?
Anzaklar başta olmak üzere, emperyalist askerleri vatan toprağına kabul edip " onlar bu vatanın evlatları oldu" diyebilen bir Türk subayı kimin askeriydi?
Bu ordu bunlardan dolayıdır ki "Milletin Ordusu" oldu. Bu bir yakıştırma değildir. Türk Milleti' nin kendi ordusunu "şereflendirme" veya " başına taç " yaptığını anlatmaktadır. Manevi başkomutanlığı da bu nedenle cumhurbaşkanına layık görebilmiştir.
Türk Milleti' nin sığınacak tek kapısı her zaman kendi ordusu "Milletin Ordusu" olmuştur.
Şimdi gel de şaşıma!
Onuncu yılını dolduran AKP, kocaman ilan sayfaları ile kendisini "milletin partisi" ilan ediyor. Siyasi bir kuruluş, milletin olabilir mi? Almış olduğu % 50 oy oranı milletin yarısı demek değil mi?
% 90 ların üzerinde kabul gören 12 Eylül Anayasası bu gün milletin anayasası olamazken ne gariptir ki AKP siyasi bir kuruluş olarak milletin partisi olduğunu lanse edebilmektedir.
Şu soruyu sorma hakkını kendimizde görelim: % 50 oy almış bir partinin seçmenleri, bu milleti oluşturuyorsa kalan % 50 hangi milleti oluşturuyor?
AKP % 50 oy alarak memleketi yönetmeye hak kazanmıştır. Yarınlar da böyle bir parti mevcut olacak mıdır, bilinmez. Siyasi iktidarlar gelir gider. Adnan Menderes gibi, Turgut Özal gibi... Parti başkanlarının yaşam sürelerine bağlı olarak tükenen siyasi partiler milletin partisi olamazlar.
Başbakan, Türkiye'nin tek kudretli adamı; iktidar partisi, Türkiyenin partisi olarak kabul ettirilmeye çalışılıyorsa ne domokrasiden, ne anladığımız cumhuriyetten, ne de hukuk devletinden bahsetmemiz mümkün değil. Alıştırılmaya çalıştıkları kavramlar günün birinde farklı bir sistemde yaşamak zorunda oduğumuzu hissettiriyor gibi.
Sonuç olarak, Laik cumhuriyetle yönetilen ülkelerde milletin partisi olmaz. % 100 oy alsanız bile ülkeyi yöneten iktidar partisi olabilirsiniz. Vadenizde seçimlere kadardır.
Oysa "Milletin Ordusu" nun ne seçimi vardır, ne vadesi dolar. Bu nedenledir ki ünüformasını şerefle taşımış ordu mensuplarının cezaevlerine kapatılması milletin kapanmaz yarası olmuştur.
Unulmamalıdır ki, bu millet:
Laik Türk Cumhuriyetini bölünmez bütünlüğünü ve ilel ebet yaşamasını büyük komutan, büyük lider Meraşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsında hep Türk Silahlı Kuvvetleri'ne vermiştir.