Geldi!

Evde boya, badana var.

Sabah kapıyı eli merdivenli, sakallı, güleç bir cüceye açtım… Ayakkabılarımı giymeye çalışırken nereye gittiğimi sordu; “işe” dedim…

Neden sorduysa, hafta içi sabahın köründe bir adam nereye gider?

Muhabbet olsun diye sual etti besbelli…

Üç odayı boyalar benden beş yüz liraya boyayacak, keyfi yerinde tabi…

Akşam dönüşte azar işittim bizimkilerden…

Boyacı; “ mutfakta çok sigara içilmiş, tavanı üç defa geçtim” demiş…

Sana ne ulan!

Benim gibi adamların bir mutfakları kaldı elinde o kalede düştümmü…

&&&

Saf leyleğin biri geldi, çevre yoluna dikilmiş elektrik direğine yuva yaptı.

Yahu arkadaş; ağaç mı, bacamı bitti memlekette?

Leyleklerin geleceğine yakın yolumu değiştirmeye başladım, maksat; mübareği havada göreyim…

Yolumu değiştirdiğimi unutmuşum!

İki senedir, o yuva kuşu, saf leylek yüzünden seyahat edemiyorum…(!)

&&&

Yolda arabayı durdurup hacetini giderenleri görünce uyuz olur, “sizi gidi edepsizler” der gibi korna çalardım…

Adım başı benzinlik be yahu…

Dur, ne yapacaksan orada yap!

Geçenlerde Edirne’den otobana girdim… Geldi!

Tutarım, idare ederim diye düşündüm fakat nafile… Babaeski’yi göremeyeceğim!

Doğal ihtiyaç, yolda tenha, durayım, halledeyim dedim… Süzüle süzüle eve gideceğime…

Eve o halde gitmediğim kaldı zaten…

Dereye düştüm… Gittim!

Denizde elbiseleri çaldırdım, mayoyla gittim!

Ağaçlık bir yerde dörtlüleri yaktım, arazide kayboldum… Taş çatlasa bir dakika sürmeyecek rahatlayacağım…

Turist otobüsü durdu benim arabanın arkasında! İnsanlar döküldü…

Artık küçüğünü mü yapanı istersin, büyüğünü mü?

&&&

Sabahları serin oluyor

Neredesin be bahar?