Gelene ağam, gidene paşam dersen sorun yok...

Kocca bir seneyi devirdik.

Yeni yıl diye bir heyecan, bir heyecan….

Niye heyecan yapıyoruz ki?

Geçen senede yeni yıldı şimdi eski yıl olacak oysaki.

Yaşlanıyoruz da üstelik…

Eyvahlar olsun yaş kırk olacak …

Berbat bir seneydi 2009.

Umut fakirin ekmeği, 2010 iyi geçse bari….

Offfff!

Offfff’ ben bu sözleri nerden hatırlıyorum ya?

Haaaa hatırladım yaklaşık 39 senenin en az yirmi senesinin başında söylemişimdir herhalde oradan hatırlıyorum.

Siz?

Sizde bende farklı değilsiniz bence.

Sence?

Yani…

Sana ne kızım başkasını niye yönlendiriyorsun?

Ay pardon! Hükümetten özendim, napiyim abi?

Ne alaka şimdi bu ?

Baskıcı olma dediysek hemen hükümetle…

Cık….Cık…. Cıkkkk…

Çok ayıp?

Bu yazıyı dün kaleme almaya başlamıştım.

Bugün ne değişti dünden?

Hiç, kocca bir hiç…

Sorunlar biliniyor…

Çözüm?

Çözümde biliniyor amma velakinnnn…

Offff!

Bandırma’da yerel basında yazdığı köşe yazısı için vurulan bir insan ekranda…

Ve…

Öldü…

Kan kaybından mı? Yoksa yarasının ölümcüllüğünden mi anlayamadım…

Ama öldü…

Bir yazı yazıp gerçeği deşifre ettiği için. Gözdağı vermekti karşının amacı belki de, ya da öldürmek…

Her ikisi de ayni kapıya çıkar.

Gözdağı ve sus…

Yerelde basın ve medya her zaman hedeftedir.

Gelene ağam, gidene paşam dersen, üç maymunu oynarsan sorun yok.

Cebinde dolar, işinde görülür…

Ama gazeteciliğin, köşe yazarlığının, tv ciliğin esas amacı; halka zarar verenleri deşifre etmek, muhalif olmak olayına gelince….

Dört kolluya binip gitmekte var bu dünyadan…

Gidene ağam, gelene paşam demediğinden, üç maymunu ben insanım diyerek oynamadığından, iki yakası bir araya gelmez, faturalardan başını kaldıramaz… Maddi sorunlarla boğuşur durur.

Ne olursa olsun çoğu basın ve medyacımız onurlu bir ölümü onursuzca meslek yapmalarına tercih eder, acizane köşe yazarı fotokopisi olarak bende.