- Kategori
- Güncel
Gelinciklere kan bulaştı

Bahar geldi… Kırlarda gelincikler, papatyalar açtı. Güneş; kudretli yüzüyle aydınlatıp, ısıttı doğayı.
Bahar gelince, insanın içine inceden bir mutluluk dolar. Kuşların cıvıltısı, otların kokusu, çiçeklerin bin bir rengi sevinç dalgası olup, yürekleri aydınlatır. 2009’un baharı, önceki yıllara göre daha bereketli, daha coşkulu geldi. Diz boyu uzadı yoncalar, kengerler topraktan fışkırdı, gelincikler kırmızı halıya dönüştürdü tarlaları…
Bahar geldi, bir gelin güzelliğiyle…
Baharın en doğurgan zamanında çığlıklar yükseldi Mazıdağı’ından… Yüreklerimizi yerinden koparan, bizi insanlığımızdan utandıran, ciğerimizi ezen, soluğumuzu tıkayan, bedenimizi titreten çığlıklar… Baharımızı kara kışa, borana çeviren çığlıklar…
Mardin iline bağlı, Mazıdağı’nın Bilge Köyü’nden 4 Mayıs gecesi yükselen çığlıklar, yakılan ağıtlar burktu yüreğimizi, dökülen kanlar gelinciklere bulaştı.
Bahar kana bulandı.
Gece el bombaları ve otomatik silahlarla yapılan saldırıda 6’sı çocuk, 16’sı kadın, toplam 44 kişi öldü. Bu bir jenosit, bir katliam… Hangi mantıkla yapıldı bilemiyorum; ama nedeni ne olursa olsun bunu yapanlarla aynı dünyada yaşadığım için utanç duyuyorum. Köylülere göre, nedeni kız meselesi. Saldırgan tarafı daha önce kızı istemiş, ailesi vermemiş, kızlarını başkasıyla nişanlamış. Ve nişan gecesi de olanlar olmuş.
Bu nasıl bir vahşet?
Ben insanım diyen biri eline silah alıp, böyle bir nedenden dolayı çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı demeden üzerlerine ölüm saçabilir mi?
Yani şimdi, ben bir kızı sevdim, ya da istedim diye o kız benim malım mı oluyor? Bu nasıl bir anlayış? Bunu getirip namus meselesi yapmanın mantığı var mı? Toplumsal cinsiyetin kafalarımızda nasıl yer ettiğinin iyi bir örneği bu. Eğer neden gerçekten kız meselesi ise, yeni bir kavramla karşı karşıyayız demektir; şimdiye kadar namus cinayeti dediğimiz, olay başka bir boyut kazanıp “namus katliamı” adını aldı.
Feodal toplumlarda kan davaları daha çok toprak anlaşmazlığı, miras dağıtımı, mera nedeniyle çıkardı. Kız kaçırma olaylarında kaçıran tarafın oradan göç ettirilmesiyle olay kapanırdı. Ama yüzleri maskeli kişilerin gerçekleştirdiği bu son katliamda hiçbir şekilde savunulacak bir taraf yoktur. Ortada kız kaçırma olayı da yok. Sadece kızlarını vermeyen bir aile var. Nasıl bir öfkeyle, nasıl bir ruh yapısıyla hareket edilmişse bilinmez ama insanlık adına utanç verici bir eylemdir bu.
Ben başka bir noktaya daha takıldım; yetkili ağızlar yaptıkları açıklamalarda “Bu terör olayı değildir” diyorlar. 44 kişi ölmüş bu katliamda. Bu terör değil de nedir? Terör; insanları yıldırmak, sindirmek yoluyla onlara belli düşünce ve davranışları benimsetmek için zor kullanma, tehdit ve öldürme eylemidir. Genel olarak bu tanım kabul görmektedir. Şimdi bu katliamda korkutma, tehdit, öldürme, yıldırma her şey var. Bence gerçek terör budur işte.
Öyle ya da böyle…
Bir bahar akşamı kan kusan namluların vurduğu bedenlerden toprağa akan kanlar gelinciklerle buluştu. Gelinciklere kan bulaştı. Baharımız karardı, yüreklerimiz burkuldu. Bir insanlık ayıbı daha yerleşti bilinçaltımıza. En namuslu gününde solan bahar, güneşe küstü. Kan bulandı baharımıza.