- Kategori
- Astroloji
Gelişim psikolojisi ve astroloji 1. bölüm
“Astroloji-psikoloji kardeşliği” isimli yazımda; astroloji ve psikoloji kuramları arasındaki paralelliklere Jung’un kişilik tiplerinden ve Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinden örnekler vermiştim. Bu yazımda ise; gelişim psikolojisi ile astroloji arasındaki paralelliklere dikkat çekmek istiyorum. Gelişim psikolojisi; bireyin ana rahmine düşmesinden ölümüne kadar olan evre içinde çevresel ve genetik etkilerin bir sonucu olarak davranışlarında, düşüncelerinde, fiziksel ve fizyolojik yapısında ortaya çıkan değişimleri inceleyen bir psikoloji alanıdır. Piaget’in “bilişsel gelişim kuramı”, Freud’un “psiko-seksüel gelişim kuramı” ve Erikson’un “psiko-sosyal gelişim kuramı” gelişim psikolojisinin en bilinen ve kabul gören kuramlarıdır. Şimdi bu kuramlardaki gelişim evreleri ile burçların sembolize ettikleri gelişim evreleri arasındaki paralelliklere bir göz atalım:
KOÇ: (0–1,5 yaş)
Piaget’nin “duyusal- motor” dönemine karşılık gelir. Bebek, bu aşamada dış dünyayı keşfetmede duyularını ve motor becerilerini kullandığından bu döneme duyusal- motor adı verilmektedir. Bu dönemde dürtüsellik ön plandadır.Bebeğin ihtiyaçlarının hemen karşılanması gerekmektedir. İhtiyaçları karşılanmadığında hemen öfkelenmeye, ihtiyaçları karşılandığında ise hemen mutlu olmaya yatkındır.
Bu dönem aynı zamanda Erikson’ın “temel güvene karşı güvensizlik” evresine karşılık gelir. Bebeğin güven ihtiyacı ön plandadır. Bu dönemde bebekler, çevrelerindeki dünyaya güvenecekleri ya da güvenemeyeceklerine ilişkin temel izlenimler edinirler. Bebeğin temel ihtiyaçları uygun bir şekilde karşılandığı takdirde; bebekte hayatta kalmak için hem hakkı hem de yeteneği olduğu algısı oluşur. Bebeğin temel ihtiyaçları uygun olarak karşılanmadığında ise; sağlıklı bir narsizm ve temel güven geliştirmek konusunda başarısız olacaktır. Bu durum ileriki dönemlerde aşırı dürtüsellik, egosantrizm, aşırı öfke vb. çeşitli sorunlara yol açabilir.
Bu dönemdeki bir bebeğin özellikleri ile Koç burcunun özellikleri arasında şaşırtıcı benzerlikler vardır. Koç burcu dürtüselliği ve çocuksuluğu sembolize eder, aynen küçük bir bebek gibi çabuk sinirlenmeye ve çabuk sakinleşmeye yatkındır. İstediklerini hemen elde etmek ister, elde ettikten sonra ise çabucak sıkılır. Olumsuz açıdan, özellikle bir haritada Koç burcu aşırı vurgulandığında, harita sahibi aşırı dürtüsel, saldırgan, bencil ve karşı tarafın haklarına duyarsız olabilir. Nihai olarak, kalıcı ve dengeli ilişkiler kurması imkânsız hale gelebilir.
BOĞA: (1,5–3 yaş)
Piaget’nin işlem öncesi döneminin birinci evresi olan kavram öncesi döneme karşılık gelir. Bu dönemde çocuklar objeleri sadece tek bir özellikleri açısından sınıflandırılabilirler. Bir özellik bakımından farklı olan nesnelerin farkını göremezler. Mantık yürütmede tümevarım ya da tümdengelim yollarını kullanamazlar. Tek yönlü düşünürler. Düşüncelerde sabitlik söz konusudur.
Bu evre aynı zamanda Freud’un anal dönemine karşılık gelir.Çocuk dışkısını tutmak ve bırakmaktan haz duyar. Önceleri kendiliğinden yapılan dışkılama, annenin ve çevrenin uyarması ve eğitim yoluyla denetim altına girer. Bu durum çocukta bir çatışma yaratır. Çatışma, çocuğun kendi eğilimleriyle anne babanın eğitimi arasındadır. Çocuk bu evrede kendini ve çevreyi kontrol etmeyi öğrenir. Anne ve baba bu evrede sert ve cezalandırıcı olursa, ileriki yıllarda çocuk inatçılık, cimrilik gibi anal işlevlere saplantıdan ileri gelen anal karakter özelliklerine sahip olabilir.
Genel olarak, çocuklar bu gelişim dönemi içerisinde bedenlerinin sınırlılıklarını keşfederler. Kendilerini objelerden oluşan bir dünya içerisindeki bir obje olarak algılarlar. Objeleri sahiplenme kapasiteleri oldukça yüksektir (oyuncaklar vb.). Objeleri sahiplenmek çocuğun dünyayı güvenilir olarak algılaması açısından önemlidir. Çocuk yaklaşık 3 yaşında olduğunda ise, “kendilik ve obje sabitliği” kapasitesi devreye girer.
Bu gelişim dönemindeki bir çocuğun özellikleri ile Boğa burcunun sembolize ettiği özellikler arasında şaşırtıcı benzerlikler vardır. Boğa burcunun değişimlere direnmesinin, haz peşine düşmesinin ve mülkiyetçiliğinin altında yatan ihtiyaç; objelerden oluşan ve sürekli değişen bir dünyada istikrarlı, gerçek ve güvenli hissetmektir. Olumsuz açıdan, özellikle bir doğum haritasında Boğa burcu aşırı vurgulandığında; harita sahibi aşırı inatçı, mülkiyetçi, cimri, rijit ve değişime direnen bir yapıda olabilir. Ayrıca duyusal hazlara (yeme, içme, cinsellik vb.) aşırı düşkün olabilir.