Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '06

 
Kategori
Okullar
 

Genç olmak

Genç olmak
 

Koyu renkli pantolonun belinden bir ucu dışarı çıkmış beyaz gömlek… Onun da üst düğmesi açık. Yakadan bir karış aşağıya gevşetilmiş koyu renk, ince bir kravat… Siyah renkli ama top oynarken biraz tozlanmış ayakkabılar… Elde birkaç defterle birkaç kitap… Mevsimine göre ya bundan ibaret bir kıyafet veya lacivert bir ceket ile tamamlanmış bir hoşluk.

Birkaç kişilik grupla adımlanan kaldırımlardan yankılanan kahkaha sesleri… Delişmen bakışlar, heyecanlı konuşmalar… Biraz önce çıkılan matematik yazılısından sıyrılıp gitmiş, hayata koşar adım ilerleyen zihinler…

Öğrencilerden söz ediyorum. Biraz eski bizden, şimdiki çocuklarımızdan ve hatta gelecekteki torunlarımızdan.

Kız ya da erkek, o ne hoş delikanlılıktır yaşadıkları. Ne hoştur kalıba girmez, cesur davranışları.

İyi de neden kendilerinden birkaç beden küçük kalıpların içine sokmaya çalışırız okullarda onları?

Saçlarındaki jöle hangi dersi anlamasına engeldir erkek çocukların veya sabah sabah açık berber arayıp fön çektiren kızın yaşadığı kendinden memnun hal hangi dersten soğutur onları?

Favorilerini delikanlılığına uygun kestiren, kaşlarını yaşının narinliğinde aldıran bu çocuklar disiplinsizliğin hangi fraksiyonunun temsilcileridir?

Tek örnek kıyafet… Evet. Ortak paydası, ortak kültürü belki o okulun. Standart bir disiplin anlayışının da gereği hatta. Ama nasıl ki hepimiz insan olmak ortak paydasında buluşuyorsak da biri birimizden farklıyız, bambaşkayız her birimiz. Ortak kıyafetlerimizin bu küçücük farklı duruşlarına neden bu kadar tahammülsüz davranıyoruz?

Biçimsel boyutun yanı sıra davranışsal tuhaflıklar da yaşanır okullarımızda. Şekilci yaklaşımlar ağır basar çoğu kez.

Teneffüste bahçede dolaşırken, karşıdan gelen okul müdürü veya nöbetçi öğretmene ceketinin önünü iliklemek gibi bir zorunluluk hatta sıkıntı neden yaşatılır? Gülümseyen bir bakış sunabilmesi yetmez mi saygıda kusur aranmamasına?

Aklı bırakıp çıktığı sıcak yatağında iken, sabahın neredeyse alacakaranlığında okul önünde titreyerek toplanıp, derse girmeden önce gürleyen bir sesle tehditler savuran adamı dinlemekten hangi çocuk mutlu olur?

Bütün bunları yaşatanlar o yaşlarını pas mı geçmişlerdir çok merak ederim. Hayata ve hayattaki her şeye en kolay karşı durulacak yaşlarda neden karşı çıkmaları için bunca sebep üretilir bu çocuklara hiç anlayamam.

Olmalı, gerekli diyenler çıkacaktır özellikle öğretmenler arasından. Tabii ki tartışılır, bence böyledir de başkasına göre değildir.

Ama yok böyle bir şey demeyin sakın bizim okulumuzda. Hadi ben inanmam ama gülerler adama.

 
Toplam blog
: 88
: 912
Kayıt tarihi
: 26.07.06
 
 

1969 yılında Tarsus'ta doğdum. İktisat Fakültesi ve Su Ürünleri Fakültesi mezunuyum. Amatör olara..