Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '12

 
Kategori
Siyaset
 

Gencim, umutsuzum, öfkeliyim...

Gencim, umutsuzum, öfkeliyim...
 

Görsel internetten alıntıdır


Dünya Sağlık Örgütü’nün 34 ülkede, 11 ve 15 yaş arasındaki gençler arasında yaptığı araştırmada öfkede birinci, mutluluk sıralamasında da sonuncuyuz.

 Örgütün gerçekleştirdiği araştırmanın İsrail ayağını yürüten Doktor Yossi Harel-Fish, gençlerin hissettiği öfkenin geçici olduğunu ancak mutluluğun gelecekten beklenenlerle bağlantılı olduğunu ekliyor. Gelecek beklentisi ne kadar düşükse mutluluğun da o kadar düştüğünü ifade ediyor.

 

Tamamının gelecek ay yayınlanacağı araştırma sonuçlarından yola çıkarak Türk gençlerinin gelecek beklentisinin düşük olduğunu söyleyebiliriz.

 

Genç işsiz oranının %18’lerde seyrettiği Türkiye’de zaten çalışma olanağı bulanlarında gelecekten umutlu ya da mutlu olduğunu söylemek olası değil.

 

Nüfusunun % 25’inin bir biçimde eğitim süreçlerinin içinde olan Türkiye’de sürekli yarış halinde olan gençlerin yakın gelecekte beklentilerinin değişmesi olasılığı görünmüyor.

 

Araştırmaya konu olan 11/15 yaş arası gençlerin ilköğretim çağında ve liseye başlama yaşlarında olduğu bir tarafa, ergenlik dönemlerinde oldukları da bir gerçek.

 

Aileden çok arkadaş, akran gruplarının öne çıktığı dönemde, gençlerin anlaşılmadıklarını düşünmeleri bir yana, gelecekten çok ta umutlu olmadıkları gerçeği, eğitimi siyasetin arka bahçesi olarak gören; “dindar/biat eden/milliyetçi/muhafazakar gençlik” tasarımı yapan iktidarların çözmek zorunda oldukları gerçeği ile yüzleşmelerini sağlar mı bilinmez ancak araştırma sonuçlarına göre gençlerin geleceğe dair beklentilerinin düşük ve mutsuz olduğu ortada.

 

Duygu ve düşünceleri bıkkınlık, umutsuzluk, hayattan beklentilerini alamama duygusunun egemen olduğu iklimde gençlerin kolay öfkelenmeleri, kontrolsüz davranışta bulunmaları da kaçınılmaz.

 

Bu bağlamda Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu’nun tespitlerini de dikkate almak gerekir;  “Şiddet öğrenilmiş bir davranış biçimidir. Gençlerin bilinçaltlarına aileleri tarafından da şiddet yerleştiriliyor. İşsizlik, cehalet oranı yüksek ve eğitim seviyesi düşük. Ekonomik sorun yaşayan insanların problemlerini çözme yolunda şiddete başvurduğunu net bir şekilde görüyoruz. Bu iç sebepler öfkeyi artıran önemli etkenlerdir. Kalabalık ortamlarda öfke bu bağlamda da şiddet yoğunluğu oldukça fazladır. Şehirlerdeki çevre kirliliği, gürültü kirliliği ve iklim değişiklikleri insanların öfkesini artırmada önemli dış etkenlerdir. Ne yazık ki Türk toplumunda benim gözlemlerim sonucu insanları şiddete yakınlaştıran etmenler oldukça fazladır.”

 

 

Prof. Dr. Kemal Arıkan: “Hastalarımdaki gözlemlerime göre Türkiye’de insanların hayattan beklentilerine cevap alamadıklarını düşünüyorum. İnsanlar maddi, manevi birçok beklenti içindeler ve Türkiye’de bu beklentilerine ulaşamıyorlar. Türk insanı hayatta çok fazla engellemelerle de karşı karşıya. Engellemeler onları isteklerine ulaştıramadıkları için şiddete yakınlaştırıyor. Öfkelerini kontrol edemeyen bu bireylerle yetişen çocuklar da yaşları büyüdükçe bilinçaltlarına atılmış şiddet duygusunu kendi sosyal çevrelerinde ön plana çıkartıyorlar. Böylece günden güne şiddete meyilli çocuklar yetişiyor.”

Dünya Sağlık Örgütünün araştırmasına göre en mutlu gençlerin yaşadığı ülkeler Ermenistan, Makedonya ve İsrail.

 

En öfkeli gençlerin yaşadığı ülkeler ise sırasıyla; Türkiye, Ukrayna, Polonya, Letonya ve Kanada.

 

Araştırmanın tamamının yayımlanmasından sonra daha sağlıklı değerlendirmeler yapmak olası, ancak Türk insanının mutsuz olduğunu anlamak için sokağa çıkıp yürümek yetiyor.

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..