Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '17

 
Kategori
Güncel
 

Gençler, Gelir Dağılımı ve Beyin Göçü...

Geçenlerde Sayın Mehmet Tezkan, eğitimli gençlerimizin Türkiye’yi terk ettiğini yazıyordu.

Fransız Haber Ajansı (AFP) bir araştırma yapmış.

Eğitimli gençlerimizin, Batı’ya göç etmelerini üç nedene dayandırmış.

BİRİNCİSİ, iş olanaklarının kısıtlı olması, iş bulamamakmış.

İKİNCİSİ, ülkemizin giderek muhafazakârlaşması, muhafazakâr yaşam tarzının empoze edilmesiymiş.

ÜÇÜNCÜSÜ, özgürlük alanlarının giderek daralmasıymış.

TUİK rakamlarına göre 2016 yılı “fert geliri”, 19.139 TL olarak hesaplanmış. Ülkemizde yıllık geliri 7.000 TL civarında olan yoksul vatandaş sayısı, 11 milyon olarak ölçülmüş. Yıllık geliri 8.000 TL’yi biraz aşan yoksul yurttaş sayısı, 16 milyon kişiyi aşmış.

Türkiye’de 2016 yılı TUİK verilerine göre en zengin yüzde 20’lik grubun geliri, en yoksul yüzde 20’lik grubun gelirinin 7.7 katıymış.

Şu bir gerçek...

Ülkemizdeki genç beyinlerimiz, eğitimlerini ve eğitimlerinden sonraki hayatlarını memleketimizde sürdürmek istemiyorlar.

Geçenlerde Sayın Cumhurbaşkanı da “beyin göçünden” dert yanıyordu.

Her şeyden önce gençlerimiz bizim “yarınlarımız”. Gelecekte, ülkemizi daha ileri merhalelere taşıyacak kaldıraç veya itici güç, gençlerimiz olacaktır. Yine, gençlerimiz, bizim en önemli “insan kaynağımız”.

Gerçekten de ülkemizde bir işsizlik ve buna bağlı olarak “istihdam” sorunu olduğu dillendirilebilinir. Haber bültenlerinde okuyordum, “Toplum Yararına Çalıştırma” modelinin 24 aya uzatıldığından bahsediliyordu. Bu minvalde gerçekleştirilecek projelerle işsizlik önlenebilinir mi?

* * * *

Gençlerin ülkemizden umutlarını kesmemeleri adına, daha umutvar projeler ve politikalar hayata geçirilmelidir.

Biliyorsunuz, Avrupa Birliği ile istişareler de olsun, ilişkilerin müktesebat yönünde dönüşüme tabi tutulması olsun, hep genç insan potansiyelimizden dem vururduk.

Bilindiği gibi Avrupa Birliği ülkelerinin çoğunluğunda, nüfus problemi baş göstermeye başladı. Avrupa kıtasının nüfusu gittikçe yaşlanıyor ve buna müteakip genç insan kaynağına ihtiyaç duymakta.

Türkiye’nin gittikçe “muhafazakârlaşması” ve gençlerin özgürlük alanlarının daraltılması, ülkemize mi fayda sağlıyor?

Yoksa, AB ülkelerinin cazip iş imkanları ve fırsatları sunması akabinde AB ülkelerine mi fayda sağlıyor?

Şu bir gerçek... Artık gençler, 80 sonrası ve 90’lı yıllardaki gençlik kitlesi değil. Okuyorlar, araştırıyorlar... Hasbelkader olsa da memleketindeki gelişmeleri ve değişmeleri izliyor, takip ediyor ve bazen orantısı fazla olsa da tepki veriyorlar.

Düşünsenize; en zengin ile en yoksul arasındaki farkın neredeyse 8 kat olduğu bir ülkede, yıllık gelirlerin 8.000 TL civarlarında gezindiği reelpolitik düzleminde, gençlerimizi nasıl topraklarında kalmaya ikna edebilirsiniz?

Muhafazakârlık olsun, örtülü olarak uygulanan “mahalle baskısı” olsun, toplumumuzun genç kitlelerinde daha fazla yankı buluyor.

Türkiye’nin sürdürülebilinir ekonomiye de istikrara da ulaşması, güçlü bir demokrasi anlayışıyla mümkündür. Güçlü bir demokrasi güçlü bir ekonomik yapıdan geçiyorsa; güçlü bir ekonomik yapının dayanağı da yine güçlü demokratik bir kültürden geçer.

Türkiye’nin giderek muhafazakârlaştığı tezleri ne kadar doğrudur, tartışılır. Yine, ülkedeki özgürlük alanlarının ne kadar kısıtlandığı da tartışmalıdır.

Yalnız, ülkemizde bir gerçek var: Gençler, hatta lise düzeyindeki gençler dahi, ülkemizde eğitim almak istememekte. Görece aileleri belirli bir gelir eşiğinde olan gençler, eğitimlerini yurtdışında devam ettirme çabası içindeler.

Bence, bu husus, insan kaynağımızın göçü, yurtdışına gitmeye meyletmeleri, üzerinde tartışılması gereken bir reel-ekonomik vakıadır.

 

 
Toplam blog
: 706
: 83
Kayıt tarihi
: 18.05.16
 
 

Ben, Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunuyum. Şuan için öze..