Gençler: Kalplere dikkat edin...

Kalp kırmanın her ne kadar, tamiri mümkün olsa da mutlaka izi kalır. Kalmaması imkânsızdır. Var olan ve yaşanmış bir vaka olduğuna göre bir yaşanmışlığı silmenin imkânı olmaz. 

Kalbi ilk haliyle, hiç iz olmadan taşımak gerekir. Ne kadar, yediği darbeyi telafi etseniz de, o iz kalmıştır artık. Hele de darbeler birden çok ise… 

Bir arabanız varsa, en güzeli, onu hiç darbe almadan kullanabilmektir. Eğer bir darbe aldıysa artık dosyasına da işlenir ve “darbeli” diye muamele görür. Bir elbiseniz varsa, en güzeli onu ilk gün ki gibi sonuna kadar gönül rahatlığıyla kullanmaktır. Eğer bir darbe alırsa artık onu atmak zorundasınızdır. Atamıyorsanız yamalı kullanmak zorundasınız. Buna gönlünüz razı olur mu? Birden çok darbe, birden çok yama demektir… 

“Kırılan, tarihi yadigâr vazoyu ne kadar tamir etseniz de artık izini tamir etmek imkânsızdır.” 

Her ne kadar, kavgadan sonra barışmanın güzelliği bir başka olsa da, o güzellik kalpteki izin çirkinliğini aşacak güçte değildir. Yeter ki iz kalmasın, onu izli taşımayın. Artık o kalp asla eskisi gibi olmuyor/olmaz. 

Mutluluğu yaşarken hep şunu düşünmek lazımdır: Acaba ne zaman ve nasıl bu huzur bozulabilir? O mutluluğa, bir darbenin nereden çıkageleceğini her an çok dikkatli takip etmek gerekir ki, o huzuru ve mutluluğu koruyabilesiniz. “Amaaan, sorun olmaz” diyerek dikkatsiz ve sorumsuzca davranılırsa kaza geliverir ve o kalbin kolay kırılması kaçınılmaz olur. 

“Akıllı ve iyi bir sürücü, araç kullanırken, kendini strese sokmamak şartıyla, kazanın bir sinek gibi her an, bir yerlerden çıkıp gelebileceğini düşünmeli ve o denli dikkatli olmalıdır.” 

Nasıl ki, gözünüzün yakınına bile bir cismi yaklaştırmazsınız; nasıl ki, bir elektrik kablosunu bırakın tutmayı, yakınına bile yaklaşmazsınız; nasıl ki, bir bomba şüphesi görülen pakete insanlar yaklaştırılmaz ise, işte o huzurun ve mutluluğun bozulmaması için, o denli dikkatli ve titiz olunmalıdır. Kalbi kırmamak için ve ona zarar vermemek için o denli dikkatli davranmak gerekir. 

İlk gün ki gibi güzelliğiyle korumak ve yaşamak istiyorsanız, onu her an, en küçük bir darbeden bile kollamak gerekir. Aksi halde o darbenin, küçük de olsa izi kalıyor… 

Darbe yiyen ile darbe yemeyen bir olur mu?