Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ismail hakkı özsarı

http://blog.milliyet.com.tr/ihozsari

02 Haziran '15

 
Kategori
Deneme
 

Gerçek aşka nasıl ulaşılır?

Gerçek aşka nasıl ulaşılır?
 

alıntıdır


"Yüzü güzel oldu mu kırk günde doyarsın, gönlü güzel oldu mu ömür

boyu doyamazsın." Bu cümleyi üniversite öğrencisiyken bir düğün

merasiminde duymuştum. O an "İşte bu, aradığım çözüm bu!" demiştim. O

günden bu güne o sözü unutmadım ve o sözün doğruluğunun ispatlandığına

defalarca şahit oldum.

Gönül güzelliği... Ne kadar huzur ve güven verici bir kavram...

Yaşadığımız çağda böyle değerlere ne kadar da muhtacız. Sabahtan

akşama kadar bütün iletişim organlarında en çok duyduğumuz sözcükler

vücut güzelliğimiz ile ilgili. Kısa sürede zayıflamayı sağlayan

formüller, saç çıkaran şampuanlar, cildi gerginleştiren losyonlar,

tüyleri yok edici kremler ... İnsanlar, dışlarını güzelleştirmek için

harcadıkları çabanın yarısını iç dünyalarını güzelleştirmek için

harcasa dünyada kin ve nefret anında yok olurdu.

 Günümüzde aşk ile şehvet karıştırılıyor. Şehvet geçici bedensel bir

duygudur ve kısa süreli mutluluk verir, aşk ise yürekte yeşeren,

vazgeçilmesi imkansız bir duygudur ve o seni ömür boyu mutlu eder.

Aşık olduğuna kavuşsan da kavuşmasan da ... İki hissin kıyaslaması bile

abes. Ne yazık ki bırakın kıyaslamayı birbirinin yerine koyup şehveti

bize aşk diye yutturuyorlar. Sonra da "Evlenince aşk biter mi?" diye

soruyorlar. Sen şehveti aşk zannetmişsen tabi ki biter.

    Bütün mesele bakış açısını değiştirmek. Gerçek şu ki, insanlar

bağımsız düşünemiyor. Televizyonda izlenen diziler, filmler;

internette hazırlanan sayfalar; gazete ve dergilerdeki yayınlar

bizlere sürekli dış görünüşün ne kadar önemli olduğunu fısıldıyor.

Kulaklarına bu yanlış anlayışın fısıldandığı talihsiz insanlar bütün

mesailerini güzel görünmek için harcıyorlar. Kozmetik ürünlere, yeni

çıkan gösterişli giysilere elde avuçta ne varsa ödüyorlar.

   Dış görünüş tuzağına en fazla düşenler bayanlar oluyor maalesef.

Doğru olduğuna inandıkları için erkeklerin şehvetine hitap eden

güzelliklerini sergileme yarışına  giriyorlar. Artık kadınların

cesareti, eteklerinin kısalığı ve dekolte giysilerin açıklığıyla

ölçülür oldu. Oysa eskiden kurtuluş savaşındaki gösterdikleri

kahramanlıklarıydı örnek gösterilen.

   Erkeğini kendine şehvetten başka bir bağla bağlayamayan bir kadın

her an vazgeçilme korkusuyla yaşar. Çünkü aynı erkek kendisinden daha

fazla hoşlandığı bir kadının peşinden gidebilir. Bu tedirginlik, kadın

için ömür boyu sürecek bir işkencedir. Erkeğinin gönlünde taht kuran

kadın ise ömür boyu vazgeçilemez, erkek onun her yönünde ayrı bir

güzellik bulur. Aynı şey kadın için de geçerlidir. Şair "Güzelliğin on

para etmez, bu bendeki aşk olmasa." demiyor mu?

  Sizlere iki örnek vererek cümlelerimi tamamlamak istiyorum. Bir gözü

görmeyen birisini gönülden seven kişiden şunu duyabilirsiniz: Bir

gözü görmüyor; ama o gören gözüyle öyle derin bir bakışı var ki

insanın ta yüreğine işliyor. Bir ayağı topal birisini gönülden seven

kişiden de şunu duyabilirsiniz: O aksayan ayağıyla keklik gibi öyle

bir sekişi var ki...

 
Toplam blog
: 291
: 1113
Kayıt tarihi
: 12.07.12
 
 

Emekli öğretmenim. Kitap okumayı ve düşüncelerimi paylaşmayı çok severim. Tarih özel ilgi alanımd..