Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '07

 
Kategori
Futbol
 

Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Kanaryalar

Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Kanaryalar
 

Fenerbahçe-CSKA Moskova Şampiyonlar Ligi grup maçı...


Tebrikler Fenerbahçe! Türk takımları arasında toplandığın rekor puanla ülkemizi Avrupa’nın kulüpler bazındaki en önemli futbol organizasyonunda bir üst kademede temsil edeceğin için… Şampiyonlar Liginde yani nam-ı diğer devler arenasında Avrupa’nın en iyi 16 takımından biri olduğun için… Ve Yunanistan ile İskoçya’nın birer temsilci soktuğu 2.turda Türkiye’nin boynunu bükük bırakmadığın için… Tebrikler ve teşekkürler!

Bugün artık kulüp yönetimlerinde atılan kararlı, akılcı ve doğru adımların istikrarla kotarıldığında başarının ütopik olmaktan çıktığı gerçeğine kanıt Fenerbahçe Spor Kulübü’dür. Aziz Yıldırım’ın göreve geldiği ve Ümit Milli Takım oyuncularına yatırım yapılarak bir iskelet meydana getirilmesine, daha sonra da bu iskeletin etrafına “yıldız” transferlerin örülmesine dayalı “yeniden yapılanma” sisteminin meyvesi sabırla ve inatla alındı. Tesisleşme başarıldı. Türkiye Liginde arka arkaya yaşanan şampiyonluklar, klasmanda zirveye oturulamasa da hep yarışın içinde var olunması esasen bu sistemin doğruluğuna dair uzun zamandır bir ışık yayıyordu. Bugün artık o ışık insanın gözünü alıyor. Gelin basit bir mantıkla hesap yapalım. Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’ne kaldığı için 5 milyon 400 bin Euro’yu ödül olarak almıştı. Grup maçlarında 3 galibiyet ve 2 beraberlik alan sarı-lacivertliler bu performansla ekstra 2 milyon 400 bin Euro başarı ödülü kazandı. UEFA’nın ikinci tura kalan takımlara ödediği 2 milyon 200 bin Euro ile Fenerbahçe’nin sahasında oynadığı maç hâsılatlarını, ikinci turun reklam ve yayın gelirlerini de dikkate aldığınızda sarı-lacivertliler bir üst turda elenseler bile bu sezon Şampiyonlar Liginden elde ettikleri gelir 15 milyon Euro düzeyinde bir rakama ulaşacak. Evet, 15 milyon Euro! Avrupa futbol kamuoyunda yaptığı bu sükse ve kazandığı bu prestijle transfer piyasasına açılacak Fenerbahçe’nin bu maddi kaynakla kadrosuna katabileceği isimleri düşünün bir de… Sonra da yapabiliyorsanız Fenerbahçe iyi yönetilmiyor deyin. Açık söylemek gerekirse herhangi bir ekstra kaynağa gereksinim duymadan süper bir transfer bombası daha patlatabilecek seviyeye gelen Fenerbahçe bu haliyle “erke dönergecini” anımsatıyor. Hani şu dışarıdan enerji almadan kendi enerjisini üreten muallâk icat. Belki termodinamikte bunu tartışmak bile ütopik ama gelin görün ki futbolda Fenerbahçe kendi kendini çevirebilen bir sistemin açılışını yapmak üzere. İster katılın ister katılmayın şahsi fikrim Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Liginde bir rakibini daha elemesi halinde Türkiye Liginde, Lyonvari bir hegemonyanın da temellerini atacağı yönünde. Artık sarı-lacivertlilerin yoluna taş koymak mı yoksa onlardan feyz almak mı tercih edilir orası Türk futbolunu ve kulüplerini yönetenlere kalmış.

CSKA önünde Fenerbahçe’yi standart 4–4–1–1 taktiği içinde izledik. Rakip ise garip bir defans anlayışı içinde 3–6–1 benzeri bir sistemle oynadı. Her ne kadar iddiasından uzaklaşmış olursa olsun 2005’te UEFA Kupasını kazanmış bir ekibin üçlü savunmayla sahaya çıkması oldukça ilginç. Herhalde temsilcilerimizden biri böyle bir oyun anlayışıyla Şampiyonlar Ligi maçına çıksa, ertesi gün o teknik direktör güzide Türk spor basını tarafından ipe çekilirdi. “Böyle çağdışı taktik mi olur?” nidalarıyla… Bakın gördünüz maçına göre her türlü taktik olabiliyormuş.

Fenerbahçe’ye gelecek olursak takım halinde bir başarıdan söz etmek gerekiyor. Tüm oyuncular asgari hata ve azami dikkatle oynayıp rakibe boş alan bırakmamaya çalıştılar. Asgari hata demişken, kendi kalesine gol atmak Edu için alışkanlık halini almaya başladı, buna dikkat çekmekte fayda var. 1–0 geriye düşen Fenerbahçe için Alex’in tam da zamanında sahne alması yaşanması muhtemel sıkıntılı dakikaların önüne geçti. Zaten Alex De Souza’nın CSKA önündeki performansından tamamen ayrı bir yazı konusu çıkar. Brezilyalı yıldız büyük maçların büyük oyuncularla kazanılacağı kabulüne gönderme yapan futboluyla maç boyunca parıldadı durdu. Onun komutasındaki Fenerbahçe de bir an olsun mağlubiyet şüphesi uyandırmayan gerektiğinde baskılı, gerektiğinde kontrollü futboluyla ikinci tur biletini kolay aldı. Şampiyonlar Liginden elenen rakip CSKA’ya dair ise bir iddiam var. Tıpkı Middlesbrough’da Tuncay Şanlı’nın yedek kulübesine fazla geldiği gibi Caner Erkin de CSKA Moskova takımı için lüks bir yedek. Fenerbahçe karşısında iki maçta da seyretme fırsatı bulduğum bu CSKA kadrosunda Caner Erkin banko oynar.

Şimdi üst turda Fenerbahçe’yi birbirinden zorlu rakipler, deyim yerindeyse Avrupa’nın gerçek devleri bekliyor. Söylemek gerekir ki sahada formaların, masada yöneticilerin terleyeceği bir süreç bekliyor Fenerbahçe’yi… Belki de üst turlarda “Avrupa Fatihi” apoleti el değiştirecek ve tribünlerde artık şu şarkı söylenecek:

“Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Kanaryalar!”
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara