Gezi Park eylemleri ile ilgili yalanlar neler?

Gezi Parkı eylemleri sırasında gördüklerine susan, sustuklarını da unutan yandaş bir medyaya sahip olduğumuz için ne mutlu bize değil mi?

Kendi ülkemizde yaşadıklarımızı yabancı basından ve gençlerin telefonlarından yaptığı yayınlarla öğrendik. Bu arada Halk, Ulusal ve biraz da Cem Tv olayları canlı yayınladı. Özellikle Halk Tv. Baştan sona olayları canlı yayınlayarak, cezayı hak etti(!)

Bu arada yandaş medya da boş durmadı gerçekleri görmezden gelmenin yanında yalan haberler üretmeye devam etti.

İşte medyanın yalanları…

1. Eylemciler içki içti dediler, görüntülere yakalanan kişi açıklama yaptı ve elinde tuttuğu içeceğin kola olduğu ortaya çıktı.

2. Polis, çatışması sırasında öldü dediler. Polisin ailesi açıklama yaptı: uykusuzdu ve kaza sonucunda köprüden düşerek öldü.

3. Müdahalede kimseye bir şey olmadı dediler, örtbas ettiler; 4Kişi öldü, 8000 kişi yaralandı.

5. TOMA’da kimyasal yok dediler; Polisin TOMA’ya kimyasal eklerken çekilmiş görüntüleri ile yanmış insanların görüntüleri yayınlandı.

6. Kasten şiddet uygulayan polise ceza var dediler; maaş ödülü verdiler.

7. Parktaki çadırları yine direnişçiler yaktı dediler; çadırları yakanlar zabıtalar çıktı.

8.Bu akşam müdahale yok dediler, müdahale edildi, ama canlı yayınlamadıkları için, yokmuş gibi davrandılar.

9. Ağaçları sökmedik, taşıyacaktık dediler; kepçeyle ağaçları kopardılar.

10. Çadırlarda grup sex yaptılar dediler, Prezervatif görüntüleri yayınladılar; Görüntüler eski bir habere ait çıktı.

11. Biber gazı organik, sağlığa zararsız dediler; Kanserojen içerdiği kanıtlandı.

12. 7 gazete aynı manşeti girdi, Demokratik taleplere canımız feda dediler; bunun bir basın bülteni olduğunu haber olmadığını gizlediler.

13. AKP Kazlıçeşme Mitingine milyonlar katıldı dediler; alanın 295.000 kişi alabilecek kapasitede olduğu ortaya çıktı.

14. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 27 Haziran 2013 tarihinde "Bir otelin otoparkının günlerce, haftalarca, on günlerce sağlık hizmeti sunuyorum adı altında yasal olmayan bir yapıda olmasını hukuk devletinde, demokratik bir ülkede doğru kabul ettirebilmek mümkün değil. Taksim Meydanı'na o otopark yakınında hastanelerimiz var. Gerek özel, gerek devlet hastanelerimiz var. Bu hastanelerde 24 saat hizmet veren ekiplerimiz var. 24 saat hiç kesintisiz ambulans hizmet veren ve her an ambulansın çağrıldığında ortalama 7 dakikada İstanbul’da ve bu olaylarda da ulaşılabilen imkanlar var. Bütün bu imkânları Türkiye ideal bir şekilde verirken, birilerinin yasal zemin dışında bir defa bir meşruiyet aramasının doğru olmadığını burada ifade etmek isterim."

"Biz sağlık bakanlığı olarak bizim duruşumuz, bir her insana pozisyonu ne olursa olsun, ister çatışma muhatabı olsun, isterse eylemi ortadan kaldırmak için görevli güvenlik güçlerimiz olsun. Hiçbir ayırım yapmadan hepsine sağlık hizmetini en doğru, en ideal ve en hakkaniyetli vermek zorundayız." dedi;
 Yaralananların dosyaları ayrı dosyalarda tutuldu ve her koşulda insanlara yardım etmek üzere yemin etmiş olan doktorlar tam gün yasası’na göre tutuklanma ve hapis istemiyle karşı karşıya kaldılar. Televizyonlarda eli arkadan kelepçelenmiş önlüklü doktorları gördük.

15. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 25 Haziran 2013 tarihinde AB elçilerine şunları söşyledi: "İzlettirdiğimiz 15 dakikalık bir video içerisinde, camiye ayakkabılarla girilmesi, cami adabına aykırı davranışlarda bulunulması, hem de camide bugüne kadar görmediğimiz içeceklerin tüketildiğine dair görüntüler vardı. Alkollü içeceklerin içildiğine dair görüntüler de bu video içerisinde vardı." Ancak elçiler böyle bir görüntü görmediklerini söylediler.

16. " Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 25 Haziran 2013 tarihinde şunları söyledi. “Şiddete başvuranlar, her zaman, her daim kaybetmeye mahkûmdur." Ve haklı çıktı! Kaybedenler; yaralanan 8000 kişi ve hayatını kaybeden 4 kişi oldu. Halka orantısız güç kullanarak insanların ölümüne neden olanlara maaş ödülü veriliyor.

17. Ethem Sarısülük’ü nişan alarak ateş edip öldüren Polis A.Ş. “Bir anda grubun içinde kaldım. Kaskımı ve copumu aldılar. Saldırıp tekmelemeye başladılar. Beni linç edip öldürmelerinden korktum. Kendimi korumak için havaya ateş açtım” diye ifade vererek kurtuldu(!)Ancak televizyonlarda yayınlanan görüntüde böyle bir olayın almadığı açıkça görüldü.( 24 Haziran 2013)

Daha birçok yalan sıralamak pekâlâ mümkün! Ancak en önemlileri bunlar…