Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '18

 
Kategori
Deneme
 

Gitmek

Gitmek
 

Bir yer olmalı, bunca sıkışmışlığın, tükenmişliğin ortasında insanın kendini atabileceği bir yer olmalı. Neresidir o yer, nerededir, nasıl gidilir bilmiyorum ama mutlaka öyle bir yer ve oraya gidilen bir yol vardır, buna yürekten inanıyorum.

O yeri, nasıl gidildiğini bulursam eğer ve oraya ulaşırsam bir gün bugün olduğundan daha mutlu, huzurlu olacak mıyım, işte bunu da bilmiyorum; en azından şimdilik! Bütün bildiğim ve tek istediğim bir an önce buraları terketmek, kaçarcasına, dolu dizgin uzaklaşmak; geride tüm geçmişimi ve alışkanlıklarımı bırakarak, adete silinmiş bir hafıza ile gitmek. Henüz yerini, yolunu bilmediğim o yerde yeni bir başlangıç yapmak, yeni bir hayatın parçası olmak arzusu uzun zamandır tüm benliğimi saran bir tutkuya dönüştü.

İşte bu nedenle acele etmeliyim, bir bulut üzerinde, bir kuşun kanadında, bir yağmur damlasında da olabilir gidişim, yani bir çırpıda olmalı. Büyük kaşiflerin o sınırsız sabrı yok bende, ama bir yandan da içimde müthiş bir heyecan ve merak dalgası var. Oraya vardığımda nasıl karşılanacağım, şairin dediği gibi, bir çiçek “merhaba” diyecek mi bana? Ya, orada yaşayan insanlar? Yüzüme gülecek, hoş geldin diyecekler mi? Yoksa bir ayrık otu gibi merak ve kuşku ile tepeden tırnağa süzecekler mi beni? Ama şimdi bunları düşünecek vaktim yok, hazırlık yapmalıyım, önce bir liste oluşturmam gerekecek sanırım; ihtiyaçlarımın tam bir listesini. Ve geride neleri bırakabilirim, sanırım bu kısmı daha zor, insanın bir anda yılların birikimlerinden, alışkanlıklarından, özdeş olduğu eşyalardan ayrılması pek kolay olmasa gerek.

Bununla da bitmiyor, gidişimden kimleri haberdar edeceğim, daha doğrusu etmeliyim? Öyle kimseye bir şey söylemeden, bir not dahi bırakmadan, eşe dosta veda etmeden çekip gitmek olur mu? İşte, bu ve benzeri sorular kafama takılınca zınk diye ani fren yapan bir araba gibi yalpalıyor ve sonra duruyorum. Daha sonra cevaplayamadığım bunca sual ve beliren tereddütler nedeniyle tüm hazırlıklarımı gözden geçiriyorum. Kendime, sen bir korkaksın diyemiyorum, çünkü korkak olmadığımı da çok iyi biliyorum. Hayır, hayır bu korkaklık değil ama tam böyle kesin adımlar atacağım zaman bir şeyler sanki beni aşağı çekiyor, müthiş zaman kaybediyorum…

                                                                         *

Bu satırları on yıl önce yazdığım günlük  sayfalarından aldım. Ben hala buradayım efendim, mutat yaşamıma devam ediyorum, ara sıra yukarıda yazılı düşünceler tekrar yokluyor beni ve tarif edilmez coşkulu bir his bütün benliğimi sarıyor. Gözlerim parlıyor, yüreğim heyecanla daha hızlı atıyor bu duygularla yarı sarhoş oluyorum. Bir süre dalgalandıktan sonra hafifçe bir iç geçiriyorum, kendi kendime gülümsüyoum. Kısacası, gidemedim, beni dalgın düşünceli görürseniz yollarda, şaşırmayın…

 

 
Toplam blog
: 220
: 2018
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

Yazmak, ufkun da ötesine taşan engin bir serüven gibi gelir bana ve gençlik yıllarımdan bu yana v..