- Kategori
- Şiir
Gitmek
Gitmelerindi aslında ardı ardına...
ve ardında bıraktığın ben uzay boşluğunda ki karadelik,
gibi koca bir yıldız gibi içine alıp arkasından, boşluğa püskürmendi,
yıldız artık tozdu bendi yıldız.
gitmek bütün yaşanmışlıkları yaşanmamış farz edip gitmek...
hiç düşünmüşmüydün acaba giderken aslında hiç bana gelmediğini.
gitmelerinin asmer hüzünlü akşamlarındayım...
geceye zorbaca güneş doğduruyorum.
ama zorla güzellik olmaz biliyorum.
nasıl bir yalnızlıktı bu içinde hep sen olan iki kişilik, yalnızlığımdı.
hala hatırlıyorum, gidişini arkana bakıp, son kez, bana surettini gösterişini.
hala hatırlıyorum o anki seni umarsızlığını sen olmayan seni...
sen bana gitmek... için gelmiştin biliyordum, belki? bu satırları yazdırmak için gelmiştin.
ve... evet başardın.
biliyormusun ellerim titreyerek kızarak seni yazıyor ara sıra duraksıyarak,
hala gidişine inanmak istemeyen ellerim...
içimde hep inandığım ama hiç bir zaman kanıtlayamadığım ve kanıtlayamayacağım...
sendin.
koca bir sensizlikti ardındakiler, sessiz.
belki de hayat bir boşluk doldurmacaydı hepimizin de,
adımızdan daha iyi bildiği.
boşluklarımızı boşa, boş şeylerlemi dolduruyorduk?..
gitdişinin ardında oluşan, boşlukta...
seni satırlarımın tırnak (...) aralarına doldurmaktan ibaretti belki de?
hüzünbaz bakışlarımın ardında yitip gidişin...
okyanusun ardına batan güneş misali... sanki bir daha asla doğmayacakmış gibi?..
gitmek her şey bir gelmeden sonrasında gitmelerden ibaretti .
tıpkı geldim diyerek harkırman ve daha sesinin yakısı geçmeden duvarlarımdan,
diğer sesin onu bastırması suskunluğa bürünmesi.
gidiyorum deyişin...
sonsuza dek kapılarımın yeni başlangıçlara kapanışı.
gidişin ve bir daha asla sonunda, gidiyorum, kelimesini
duymamak için... gelmelere son veriyorum.
yahutta kimseden gitmemek için.