- Kategori
- Türkiye Ekonomisi
Gizli yoksullaşmanın nedeni, enflasyon sepeti mi?
Bilmece bulmaca, bunun adı kandırmaca!
Bir toplumun nasıl kandırılacağı, nasıl ikna edileceği, önümüzde capcanlı duruyor.
Örneğin; Mayıs ayına ait işsizlik rakamları açıklandı ve işsizliğin yüzde 9.4 e indiği söyleniyor. Hele hele genç işsizler arasında yüzde 25-28 bandında olan işsizlik oranı yüzde 8-11 arasında düşerek, yüzde 17 olarak gerçekleşmiş.
TÜİK’in verilerini inceleyince işsizliğin niye, nasıl azaldığı hemen kendini gösteriyor. Tarım’da istihdam edilen işçilerin sayısı 900 bin kişi artmış. Tarım’da bu kadar iş gücü artarken, üretim arttı mı? Üretimde bir artış olmadığı aksine düşüş var ve her geçen gün tarım ürünleri ithalatına ödediğimiz döviz artarak devam ediyor.
Halkı kandırmadan bahsettik ya, bu nasıl gerçekleşmiş ona bir bakalım.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Ensitüsü'nün (DİSK-AR) araştırmasına göre "yoksulluk", Türkiye İstatistik Kurumu'nun enflasyon sepetinde gizliymiş.
DİSK-AR’ın araştırmasına göre; enflasyon sepetinde yapılan oynamalar, enflasyonu geriletiyormuş. Madde sepetinin her yıl değişmesi, madde ağırlığının kamuoyunla paylaşılmaması bunun en güzel göstergesi. O nedenle enflasyon rakamları halk tarafından güvenilirliğini iyice kaybetmiş durumda.
Sepetten birkaç örnek verecek olursak: Madde sepetinde araç satın alımı yüzde 5.44'lük ağırlığı ile yüzde 5.23'lük kiradan ve yüzde 3.14 ile ekmekten daha fazla ağırlığa sahip bulunuyor. Ücretliye yüzde 10 kaybettiren hesaplama yöntemi gizli yoksullaşmaya neden oluyor.
Enflasyondaki hareketlerin doğrudan doğruya alım gücüne etki eden bir role sahip olduğunu yaşayan herkes bilir.
İşte enflasyon sepetinde, enflasyonu düşük gösteren kalemlerden bazıları:
* Fotoğraf makinesi, kamera, CD çalar, VCD, televizyon gibi ürünlerin içinde yer aldığı 'Görsel-İşitsel Sistemle (Audio-Visual), Fotoğrafla Ve Veri İşlemle İle İlgili Ekipmanlar. Bu maddelerin fiyatları, teknoloji geliştikçe düşüyor, yerine yenileri konuluyor. Fotoğrafla Ve Veri İşlemle İle İlgili Ekipmanları'nın fiyatları 2003 yılından beri yüzde 31 geriledi.
* Sim kart, batarya, telsiz telefon ve cep telefonun da içinde yer aldığı 'Telefon Faks ve Ekipmanları' bu malların fiyatları da 2003 yılından bu yana yüzde 53 geriledi.
* Elektrikli ev aletleri ve diğerleri oluşturan 'Ev aletleri' bu tür mamullerin fiyatları 2003 yılından bu yana sadece yüzde 24.6 oranında bir artış gösterdi.
* Ağırlığı kira ve ekmekten fazla olan 'araç satın alımı' 2003 yılından bu yana fiyatı sadece yüzde 22.8 oranında arttı.
* Tansiyon aleti, ilaç, ilkyardım aletleri, gözlük cam ve çerçevesini içeren 'Tıbbi ürünler, aletler ve malzemeler' bu tür malların fiyatı 2003 yılından bu yana yüzde 6.6 oranında geriledi."
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın mayıs ayı enflasyon verileri konusundaki değerlendirmesi hatırladınız mı?
Sayın Babacan'ın "Kiraz ve erik mi Türkiye'de faizleri belirleyip, makro dengeleri etkileyecek?", "TÜİK hesaplama yöntemini gözden geçirmeli" diyerek, seçim öncesi yüksek çıkan enflasyon rakamlarından nasıl rahatsız olduklarını açıkça belirtmişti.
Aslında şöyle bir öneri yapmak pekâlâ mümkün! Ücret artışlarında dikkate alınacak ayrı bir enflasyon sepeti oluşturulmalı, fiyatı sistematik olarak gerileyen teknolojik ürünler mal sepetinden çıkartılmalı ve Enflasyon hesaplaması nedeniyle yaşanan gelir kayıpları giderilmeli.