- Kategori
- Güncel
Gönül gel seninle ...
Ali Ekber ÇİÇEK'in o gür sesinin ve sazının nağmelerinde tatlandırılmış şu türkü ile günümüz siyasetin en cafcaflı, aldatıcı havasının ortasında sol duyusunun hareke geçirilerek ama önce kendi içine dönüp, insanın kendisiyle ve ona en yakınıyla anlaşması gerektiğini ne hoş anlatıyor;
gönül gel seninle muhabbet edelim
araya kimseyi alma sevdiğim
ya benim kimim var kime yalvarayım
kaldır kalbindeki karayı gönül.
Yapılanlar ortada ve sözede gerek yok ama işin başka pencerede bakma yanı olunca, madalyonun öbür yüzü de olunca en dikkat kesildiğimiz an bu an diyor ve başlıyoruz o ne demiş, bu ne demiş, nerde nasıl olmuş cehaletine. Herşey söylendiği gibi değil ki. Yapılan ortadaysa yapılan kadar konuşulur ama iş başka noktalarda konuşuluyor. Bilgi kirliliği ortasında debelenilecek durulacak mı yeniden?
Dünya için gülen gülün soldurma
halini bilmeyene halini bildirme
derdin söyleme
Tabib olmayana yaran sardırma
azdırırsın birgün yarayı gönül
Ülkemiz siyasal belirleyicilerinin bu topraklar üzerinde yaşayanlarca ve tek başına belirlendiğini artık düşünen yok. Genel kanı ve güçlü emarelerle biliniyor ki kökü dışarda kökü dışardaaaa. Ama bizim için değil, bizim üzerimizden bizle birlikte sergilenen bu orta oyunun neresinden belirleyici olabiliriz heyecanının verdiği haz, getir götürü ve bunca yükü taşıması, anlatışı ve çoşkuyu başka bir şekilde ortaya koyuyor. Bombalar neden konur köprü altına? Neden insanların öldürülmesi üzerine sayısal çalçene politikliği hala sürdürülebilir?Neresinden tutabilieceğiz ki bu hır gürün?
Solmazsa dünyada güzeller solmaz
bu dünya fanidir; kimseye kalmaz
yalan dolan ile sofuluk olmaz
Mümin ol....
Çok teşekkürler Beran UZER arkadaş, o dinlettiğin Ali Ekber ÇİÇEK ezgisiyle nerelere gideceğim belli olmazdı işte burada kesmek durumunda kaldım. Sonsuz teşekkürler size...