Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Eylül '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Gördüğün kadarsın !

Gördüğün kadarsın !
 

RESİM INTERNETTEN ALINMIŞTIR


Dokuz gün, koca dokuz günü yedim. 

Bayram bitti. Ziyaretler, sohbetler, gelenler, gidenler. İnsanlar, yeni yeni insanlar tanıdım. 

Başka pencerelerden gördüm hayatı. Karıştım, dolaştım. Kararsız kaldım… 

Sessiz kalmayı, dinlemeyi ve seyretmeyi öğrenmeye çalıştığım bir zamanın tanıklığını yapıyorum hayatımda. 

Keyifli bir dilim kendi yolculuğum açısından düşününce. Tadına bakmadığım şeyleri tadıyor, bilmediğim duygulara misafir oluyor, çözemediğim davranışları gezdiriyorum kendimle.  

Bazı tartıp kaldırıyorum bir yerlere, kaldıramadıklarımı yerlerine oturtmak gayretiyle taşıyorum içimde. 

Duvarlar var çevrelediğim hayatımı. Kah nefret olarak, kah öfke olarak karşıma dikilen. Aşmakta zorlandığım. Yargılarımın çok öncelerden oluşmasından yıkmakta geç kaldığım duvarlar. 

Kendim gibi olmayana, kendim gibi düşünmeyene, kendim gibi yaşamayana, kendim gibi yapmayana… 

Sıralayınca ardı ardına beni de sıkan ve boğan yargılar. 

Acizliğimin farkına varmaya başladığım zamanlardan ki çok olmadı. Hatta eksikliğimin fanilik vasfı olduğu fikrine yakın gelmeye başladığımdan bu tarafa bakıyorum da ne garip yargılar oluşmuş beynimde. 

Çeşitliliğin yarattığı zenginlik karşısında eşsiz bir bahçenin konuğu gibi seyrediyorum. 

Bahçede oturuyorduk geçen akşam, gözüm gökyüzünde bir yıldızda kalmıştı. Belki de milyonlarca kilo metre uzaktaydı. Ama yer yüzünden onun yaydığı ışıltıyı görebiliyordum.  

Kendimi düşündüm sonra, yıldız da beni görüyor mu diye? Görmediğini bile bile. 

Bu durumda pek fazla önemim yok mu evrende? Çok küçük ve parıltısızım bakınca yıldıza. 

Bunları çaresizlik girdabında dönüyor olmaktan değil, girdabın dışından seyre dalmak keyfini yaşayabilmek için düşünüyorum. 

Parlamasam da, parlata bilirim. Bulunduğum yeri değerli kılarak parlata bilirim. 

Dünyayı, yaşadığım yeri. Nasıl mı? Ön yargısız. 

Fikirlerin farklılıkları, halkların çeşitliliği, doğanın zenginliği… 

Garip geliyor aynı toprak parçasında savaşmak bana. İçim acıyor. Hangisine ben de karıştırıyorum zaman zaman. 

Her gün öldürülen kadınların ardından haykırmak da gücüme gidiyor. İnsanca yaşayamamaktan. 

Farklı düşündükleri için cezalandırmaya çalıştıklarımızın yaşadığı karanlıklar yaralıyor derinden. İnsanlık onurunu çiğnediğimiz için. 

Çocuklara yapılanları affedemiyorum. Savunmasız oldukları ve kötülüğü bilmeden kötünün kurbanı oldukları için. 

Trafik canavarlarına kızıyorum, kurallara uymayıp, kolluk görevlilerini suçladıkları için. 

Kendime, en çok yine kendime kızıyorum. Yargılarımdan kurtulmak isterken yenilerine saplandığım için. 

İnsan gözdür, görüştür, gerisi ettir. İnsanın gözü neyi görüyorsa, değeri o kadardır. (MEVLANA) 

 

Sağlıkla ve mutlu kalın 05/09/2011 

Gülay Mustafaoğlu 

 

 

 

 
Toplam blog
: 247
: 709
Kayıt tarihi
: 11.03.09
 
 

Buradayım işte. Yaşamın tam içinde. Her anın benim olduğunu bilerek. Yaşamın sadece "Şimdi" olduğun..