Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '09

 
Kategori
Futbol
 

Göstere, göstere, göstere...

Göstere, göstere, göstere...
 

Kazım'ın nasıl oynadığı değil; sahada olmasını konuşmak gerek.


Bu maç "göstere göstere göstere" kazanmanın ve kaybetmenin çok güzel bir örneğidir.

Bir taraf yoktan var etti. Diğer taraf vardan yok etti.

Fenerbahçe gibi bir takım böyle kaybetmemeli. Ayrıca kazanmamalı da... Olmaz anlamında bir hüküm vermiyorum; çünkü bir kaç maç haricinde hep bu şekilde kazandı UEFA'da kaybetti. Ders almıyor olmak önemli.

Oysa hep altını çizmeye çalıştığımız taktiksel kurgusu ile oynuyor olsa Fenerbahçe'nin bugün sahadan zaferle ayrılması gerekirdi. Oynamadan maç kazanmak mümkün değil. Fenerbahçe'ye baktığınızda öne geçer geçmez bir anda zamana bakmaya başlıyor. 25. dakikada atılan gol Fenerbahçe'nin hem avantajı hem de dezavantajı haline geliyor.

Koca bir ikinci yarı bütün sahayı Gaziantepspor'a bırakmak akıl alır gibi değil.

Sahada Olcan diye kısa boylu bir futbolcu var. İtiraf etmek gerekirse zamanında kendisinden çok ümitliydim. Acaba Rıdvan olur mu diye sormuyor da değildim. Fakat çok zayıf bir futbolcu çıktı. Aynen Kerim Zengin gibi. Ancak Fenerbahçe takımı ne yaptı, neredeyse Olcan'ı sahanın yıldızı haline getirdi. Olcan'da bu kapasite yok. Ancak siz oynamasına izin verirseniz dünyanın en yeteneksiz oyuncusu bile yıldız haline gelir. Olcan Fenerbahçe altı pasının üzerinden iki kafa vuruşu yaptı biri direkte patladı. Olcan'la ilgili bir iki şey daha yazacağım.

Bence Gaziantepspor teknik adamı bu maçtan en fazla bir puan istiyordu. Yenilmemek amacılya sahaya çıkmıştı. Ancak ikinci yarı Fenerbahçe öyle top oynamaya başladı ki biz televizyonlarımızın başında rakip teknik direktör gibi düşünmeye şöyle yaparsa gol olur demeye başladık ki zaten ilk gol tam da Fenerbahçe'nin yiyebileceği türden bir şekilde oldu.

Futbolcu oynamaz. Bunu anlarım. Ama kenarda duran adam buna izin vermeyecek.

Bugün Roberto Carlos deyince aklımıza hemen ne zaman nereye gideceği konuşulan bir isim geliyor. Bir takımda bunların konuşulmasına izin verilmez. Gidecekse gitsin; ancak her Allah'ın günü gazetelere demeç vermesin. Aklı neredeyse oraya gitsin. Ama bakıyorsunuz ki maçın sonuna kadar Carlos sahada; belki de en kritik adam Vederson kenara alınıyor.

İkinci yarı Mehmet Topuz'un varlığı ile yokluğu belli değil. Kötü oynadı anlamında söylemiyorum. İkinci yarı Fenerbahçe'de görevini yapan tek bir kişi yoktu. Ancak Özer gibi kenarda bir adam varsa aklınıza Mehmet Topuz geliyor. 75. dakikada bu değişikliği yapabilse Daum, Fenerbahçe'nin top yapan bir adamı olacak.

Bekir gibi henüz form tutmamış bir oyuncuyu böylesine bir anda sahaya sürmek de Daum'un olup bitenle hiçbir ilgisi olmadığının bir başka göstergesiydi. Bekir benim için çok kapalı bir kutu. Erken konuşmak istemiyorum. Ancak güven veren bir duruşu yok. Bekir'i kazanmak için garantiledeğin maçları seçmelisin Herr Daum. Bugün Bekir'in harcandığı bir maç olarak kayıt altına alınacaktır.

Benim Kazımla ilgili görüşlerimi değiştirebilmem için bu oyuncunun üst üste on maç gol atması gerekir. Ne bir takım oyuncusu ne de Fenerbahçe'nin ilk onbirinde yer alabilecek biri. Bugün Fenerbahçe maçın sonuna kadar on kişi oynadı. Üstelik Gökhan'ın dengesini bozdu.

İkinci yarı gol atabileceğine inanmış bir Gaziantepspor izledik. Gerçekten her an gol düşündüler ve güzel de oynadılar. Zaten kenarda ben olsam aynen böyle bir taktik verirdim. Çünkü belli ki Fenerbahçe zamana oynayacak ve gol atmayı bile düşünmeyecek. Özellikle 75. dakikadan sonra kenarda en kritik ve tehlikeli atak sonrasında yardımcısıyla gülerek muhabbet edip pozisyonu tartışan, işin ciddiyetinin farkında bile olmayan Daum, Portekizli teknik adamın en büyük kozu oldu.

Şu bir gerçek ki Fenerbahçe ilk yarıdaki oyununu oynamayı sürdürse kuşkusuz maç böyle dönmezdi. Yani Gaziantepspor için Fenerbahçe'yi son saniye golüyle yenmek bir gösterge değildir.

Sonsuz bir başarı grafiği yok. Fenerbahçe özellikle Sekizde sekiz yaptıktan sonra işin ciddiyetini kaçırmaya başlamıştı. Galatasaray maçı öncesinde bu yenilgi Fenerbahçe için hayırlı olmuştur. Şimdi bütün futbolcuların sinirleri gerildi ve düşünmeleri gereken bir süreç başladı.

Kimse ligin dokuzuncu haftasında çözüleceğini beklemiyordu sanırım. Fenerbahçe'nin sorunları Ankaragücü karşısında 3-0 kaybetmiş Galatasaray gibi ya da Beşiktaş gibi değil.

Olcan için son bir iki şey yazmak istiyorum. Ben onun çok büyük bir futbolcu olacağına inanmıştım ve o büyük bir hayal kırıklığıydı. Bu maçta kendisini fazlasıyla göstermek için didindi durdu. Haklıdır. Ancak Fenerbahçe'ye iki gol atmış olsa ve diğer maçlarda vasat bir futbolcu olmaya devam ederse kimi kandırmış olur? İşte 39. sıraya gerilemiş futbolumuzun temel sorunlarından bir tanesi.

Sahadaki biri defansta diğeri forvette oynayan iki adet "Juilo Cesar" çok iyi mücadele etti. Ayrıca sahada her iki takımda da yeralan dörder Brezilyalı futbolcu çok önemli bir nottu.

Koch yarın takıma ve özellikle teknik direktör Daum'a ne ceza verecek merakla bekliyorum.

Uzay Gökerman

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..