- Kategori
- Alışveriş - Moda
Gözle, Takılı Kalmak Neden Olur?
Gözle Takılı Kalmak - Nazan Şara Şatana
Biri size bakıyor hani öyle bir göz ucu ile değil.
Gözlerini dikmiş tek noktaya bakar gibi bakıyor.
Siz rahatsız oluyorsunuz, başınızı çeviriyorsunuz, akıl ve merak ve göz bir arada sizi zorluyor bak – bak bakıyorsunuz. Karşı taraf yine aynı şekilde bakıyor. Hoppala çattık diyorsunuz. Daha bir arkaya dönmüş vaziyette ya da başka yerlere bakıyor gibi ısrarla dönmemeye, çalışıyorsunuz lakin şeytan boş durmuyor, bak bak evet bakıyorsunuz hala aynı sabit bakışlar aynı tarzda bakıyor. Yetti artık diyorsunuz ayağa kalkıyor hızla bakana doğru gidiyorsunuz niyetiniz belli çatacaksınız. Hayırdır kardeşimle başlayan yüksek ses sedası ile sorgulama yapacaksınız fakat o da ne? Siz kalktınız lakin bakan hala aynı yere bakıyor ve gözlerini kırpmadan. Duruyorsunuz.
Anladınız.
O size bakmıyormuş. O hiçbir yere bakmıyormuş. Çevresinde olan bitenden zaten haberdar değil. Dikkati dağılmış. Duygu ve düşünce gücünü bir noktaya hapsetmiş demek ki zihni birilerine takılı kalmış. Konu ağır olmalı ki bu kadar yoğunlaşmış. Bakıyor lakin görmüyor. Dik baktığının, karşı tarafın dikkatini çektiğinin ve dahi rahatsız ettiğinin farkında değil. O sadece bir yerde göz takılı bir yerde aklı takılı öylece kalakalmış.
Dikkat eksikliği vardır. Tıpta Hiperaktivite Bozukluğu olarak bilinen özellikle çocuklarda olan bir kısmında yetişkinliğine kadar süre gelen hatta hep kalan, bazılarında zamanla yok olan bir rahatsızlık. Erişkinlik yaşamında devam ettiğinde bu dikkat eksikliği, dikkatin bir yerde sabit toplanmasına da neden oluyormuş.
Fakat böyle bir ihtimali olmayan bir kişi de sabit bakıyor, göz dalması içinde olabiliyor aklı ile gözleri birbirine küsebiliyor. Akıl takılması denilen bir olay daha var. Akıl nasıl takılır? İçiniz çok acımışsa, haksızlığa uğramışsanız, size iftira edilmişse, çok zor bir durum içindeyseniz ve bunlardan birini dahi yaşıyor ve içinden çıkma, çare, ne yapabilirimi düşünüyorsanız aklınız bu bilinmeze takılmışsa gözleriniz iradeniz dışında bir yerde kalmıştır. Beyin meşgul gözlere emir veren yok.
Ne zamanki bir çözüm yolu buldunuz, nefes aldınız, rahatladınız. Beyin hızla gözlere talimat verir ve derki: Görev başına…
Ya da biri gelir, karşınıza dikilir.
Ne bakıyorsun, tanıdın galiba der.
Kim, kimi tanıyorum?
Toparlanmanız biraz uzun sürer.
Burada neye bakıyorumla, bakmıyorumla cevaplamak yerine.
Kusura bakma kardeşim inan dalmış gitmişim. Affet. Deyip kalkıp oradan uzaklaşmaktır asl olan...
Diklenme hakkın yoktur, baktığını bilmeden rahatsız edecek kadar bakmışsan haklı olan karşı taraftar.
Kim senin aklında olanları veya yaşadıklarını bilebilir ki…
Bütün bunların yanı sıra ne kendimizi zor durumda bırakalım ne de başkalarını rahatsız edelim.
Diyelim ki böyle bir durumda kaldık, o zaman özür dilemesini bilelim.
Nazan Şara Şatana