Göztepe Darmadağın

Demokratik, laik, insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğü ilkesinin temel alındığı, hukuk kurallarının herkese adil ve eşit bir şekilde uygulandığı, Cumhuriyetin temel değerlerinden ve kazanımlarından ödün verilmediği, Atatürk ilke ve devrimleri ile çağdaşlaşma prensibinin koşulsuz uygulandığı daha nice bayramlar görmek ve yaşamak dileğiyle Cumhuriyet Bayram'ınız kutlu olsun.

Maça gelince, geçen hafta İzmir derbisinde Altınordu’ya mağlup olan Göztepe, bu hafta da kendi sahasında Adana Demirspor’a 3-1 mağlup oldu.

Yenilmek dünyanın sonu değil. Her takım yenilebilir. Ama insana zor gelen bu şekilde yenilmek. Lütfen Göztepe teknik yönetiminden vicdan sahibi biri söylesin. Göztepe gerek geçen hafta, gerekse de bu hafta futbol adına ortaya ne koydu?

Haydi geçen hafta olumsuz hava ve saha şartları bahane oldu. Aslında o da ayrı bir skandal. O sahada neden ısrarla yerden pas oynamaya çalışıldığını da adamakıllı açıklayan çıkmadı.

Peki gelelim bu haftaya. Hava gayet uygun. Saha sadece biraz kaygan. Taraftarın senin arkanda. Ama sevgili Metin Diyadin yine başrole kendi soyunmaya kalkmış.

Giray ve İsa sakat deniliyor. Haydi buna inanalım. Orijinal sol bek kulübede, devşirme sol bek Mehmet Erdem sahada. Mehmet Erdem’in savunma yönü neredeyse hiç yok. Metin Diyadin büyük ihtimalle Mehmet Erdem’in getireceği toplarla gol bulmayı düşündü. Yani Mehmet Erdem’den bir Caner Erkin yaratmaya çalıştı. Ama olmadı, tutmadı. Zaten elli futbolcudan ancak biri sol açıkken Caner Erkin olabilir.

Üstelik Mehmet Erdem önünde oynayan Maah ile de uyum sağlayamadı. Maah ilerideyken bir de Mehmet Erdem ileri çıktı. Böyle olunca çoğu zaman ikisi birden rakip ceza sahası civarında kaldılar. Adana Demirspor zaten deplasmanlarda defans arkasına attığı hızlı topları etkili silahı Pote ile buluşturması ile tanınıyor. Göztepe böyle ciddi bir hata yapınca Adana Demirspor’un ekmeğine yağ sürdü. Konuk takım sürekli sol kanattan tehlike yarattı. Zavallı Cemil tek başına mücadele etmek zorunda kaldı. Rakip takımın ilk golünde de yine Mehmet Erdem ileride yakalandı ve topla buluşan Pote’yi yere indirmeye çalıştı. Ama Pote o kadar güçlü ki, Mehmet Erdem faul yapmayı bile beceremedi ve Adana Demirspor 1-0 öne geçti.

Real Madrid’in böyle felaket oynadığı bir ilk yarı sonunda Mourinho ikinci yarıya üç değişiklikle başlamıştı. Metin Diyadin’in de böyle bir şey yapması gerekiyordu. Üç olmasa bile en az iki değişiklik yapmalıydı. Öncelikle Maah’ı Hakan Arslan ile değiştirmeli, böylece Hakan Arslan sol beke, Mehmet Erdem ise sol öne geçmeliydi. Ardından da artık Metin Diyadin’in manevi evladı olarak gördüğüm Gökhan Karadeniz oyundan alınmalıydı.

Gerçekten de Metin Diyadin’in bu Gökhan Karadeniz ısrarını anlamak mümkün değil. O nedenle ben onu artık Diyadin’in manevi evladı olarak görüyorum. Herhalde bu kadar tolerans Göztepe tarihinde başka hiçbir futbolcuya tanınmamıştır.

Gelgelelim Metin Diyadin bu oyunculara dokunmadığı gibi orijinal sağ beki Fuchs’u Erkan Sekman ile değiştirerek ikinci yarıya başladı. Bu değişikliğe şu an için bir şey demek istemiyorum. Çünkü bir sakatlık yaşanmış olabilir. Zaten eğer bir sakatlık yoksa o zaman skandal yaşanmış demektir.

Maalesef Göztepe’nin tek sorunu bir iki futbolcunun yanlış yerde oynatılmasıyla da sınırlı değildi. Sahada tam anlamıyla darmadağın bir Göztepe vardı. Kim ne yapıyor, ne yapmaya çalışıyor belli değildi. Sarı- kırmızılılar ikinci yarı bir ara oyunu hızlandırsalar bile bu sefer de rakip ceza sahası içerisinde top kontrolü yapamadıkları için gol tehlikesi olabilecek pozisyonları daha doğmadan harcadılar. Bu şekilde dönen bir top ise Göztepe kalesinde Adana Demirspor’un üçüncü golü oldu.

Bunun dışında Göztepe’nin bir oyun planı olduğuna da inanmıyorum. Herkes topu havadan Vleminckx’e göndermeye çalışıyor. Vleminckx topları indirecek, öbürleri de pozisyona da girip gol atacak! Böyle saçma bir taktik olur mu yahu? Göztepe teknik özellikleri yüksek futbolculardan kurulu. Bu takımın pas oyunu oynaması lazım. Ama bunun için önce kendine güven lazım. Benim gördüğüm kadarıyla pek çok futbolcu korkudan sorumluluk almak istemiyorlar. Oysa Göztepe gibi teknik özellikleri yüksek futbolculardan kurulu takımlar yoğun pas trafiğiyle rakibi boğar ve yorarlar. Ardından da oyunu kanatlara yayıp rakip defansın açık vermesini sağlayıp gole ulaşırlar. Göztepe’de ise bunların hiç biri yok. Sarı- kırmızılılar aşırı dağınıklar. Hani Metin Diyadin’i ve sorumluluk duygusunun ne kadar fazla olduğunu bilmesem bu takım her halde hiç antrenman yapmıyor diyeceğim.

Metin Diyadin’in Göztepe’de çok ayrı bir yeri var. Ancak şu anda kulübün menfaatleri daha önemli. Göztepe’nin bu anlayışla başarıya ulaşması çok zor gözüküyor. Bazı ayrılıklar acıdır ama başka yol da kalmamıştır. Kanımca Göztepe böyle bir yol ayrımına geldi. Ligi forse etmesi gereken kadronun şu andaki durumu başka çare bırakmıyor. Yazdığım bu satırlar için çok üzgünüm. Ancak gerçekçi olmak zorundayım. Ve maalesef aklı başında herkes tek çarenin bu olduğunu biliyor. Sadece yapılacak olan erteleniyor. Ancak zarar gören Göztepe oluyor. Bu işin daha da uzaması Göztepe’ye daha fazla zarar vermekten başka bir işe yaramayacaktır.

tolgaersari@hotmail.com

https://twitter.com/tolgaersari

https://www.facebook.com/tolgaersari