Göztepe üç puana hasret

Sezona şampiyonluk parolası ile başlayan Göztepe yine 3 puan alamadı ve Menemen Belediyespor ile 1-1 berabere kaldı. Anlatmaya nereden başlasam diye düşünüyorum. Suni çim illetinin giderek tüm stadlarımızı sarmaya başlamasından duyduğum ızdırabtan mı, yine yaşanılan hayal kırıklıklarından mı...

17. dakikada Göztepe'den Bulut'un gereksiz bir sarı kart gördü. 27. dakikada Göztepe ciddi bir gol tehlikesi yarattı. Ancak, daha çok topa sahip gözüken taraf ev sahibi Menemen Belediyespor'du. Bununla birlikte tehlikeli olan taraf ise konuk Göztepe idi. Fakat, özellikle 60. dakikadan sonra Menemen Belediyespor oyunun üstünlüğünü eline geçirdi. 70. dakikada Göztepeli Bulut, Menemen Belediyespor'a golü resmen hediye etti. Bulut'un büyük hatasını değerlendiren Kerim, Menemen Belediyespor'u 1-0 öne geçirdi. Golden sonra oyunun üstünlüğü tamamen Menemen Belediyespor'a geçti. Göztepe, sahada ne yaptığını bilmez bir hale geldi. Bir, iki kontratak tehlikesini saymazsak oyun, daha çok Menemen Belediyespor'un ikinci golü araması şeklinde geçiyordu ki, bir kaç kez de mutlak pozisyonları gole dönmedi. Neredeyse hemen herkes Menemen Belediyespor'un ikinci golünü beklerken 90+6 da Göztepe golü buldu. Yine Bulut çıktı sahneye ve yaptığı güzel ortaya oyuna ikinci yarıda giren Oktay'ın vurduğu kafayla durum 1-1 oldu. Santradan hemen sonra hakem oyunu bitirdi ve doğal olarak da protesto gördü.

Göztepe'de Berkay, Yiğit, Emir ve Recep özellikle göze batan isimlerdi. Göztepe aynen ateş almayan bir köze benziyor. Köz için için yanıyor ama bir türlü tutuşup alev haline dönemiyor. Bu, bugün sahada olan oyun için de, maalesef Göztepe'nin genel durumu için de geçerli. Yönetimin para sorunu yok. Çoğu gençlerden olmak üzere bir çok transfer yaptılar. Teknik Direktör Mustafa Fedai, elindeki kumaştan en iyi elbiseyi dikmeye çalışıyor. Ama, elbette takımın uyum sağlaması kolay bir şey değil. Tabi burada asıl konuşulması gereken yönetimdir. Taraftarın beklentisi ortada. Yönetimin taraftara verdiği söz de ortada.(Veya hedef diyelim. Şimdi çıkarlar "biz kimseye öyle şampiyonluk gibi bir söz vermedik" derler) Peki eldeki malzeme ve şimdiye kadar oynanan oyun şampiyonluk getirecek gibi mi? Ben şahsen pek de umutlanamıyorum.

Yakın bir zamanda sırf bu yönetimsel konuları ele alan bir yazı yazmayı düşünüyorum. O yüzden bugün fazla idari analize girmek istemiyorum. Sadece şunu belirtmek istiyorum. Göztepe, sıradan bir yerel takım değildir. Göztepe, aynen üç büyükler dediğimiz İstanbul takımları gibi ulusal bir takımdır. Çünkü taraftarı sadece İzmir'de yoktur. Bugün Türkiye'nin her yerinde Göztepe taraftarı veyahut da sempatizanı vardır. Nereden biliyorum derseniz 1974'den 1991'e kadar babamın işinden dolayı, 1992'den 2008'e kadar da benim öğrencilik ve meslek hayatımdan dolayı pek çok kent gezdik. Gittiğimiz her yerde mutlaka Göztepeli olan, Göztepe'ye sempati besleyen, Göztepe'yi seven insanlar vardı. Bu, belki de Göztepe'nin geçmişinden duyulan bir sempatiydi.

Uzun lafın kısası Göztepe seyircisi şu anda herşeyi izlemektedir. Sizlere , Göztepe'ye ve İzmir'e hizmet etme gibi bir şans doğmuştur. Bunu değerlendirmenizi herkes beklemektedir. Göztepeliler parayı bastırıp bir anda bir kaç lig atlamaya fit olacak bir insan grubu değildir. Madem bu ligde oynuyorsunuz o zaman centilmence mücadele edip başarılı olacaksınız. Bu camia kimseye muhtaç değildir. İçinden birilerini mutlaka çıkarır. Hedef, sportif başarıdır. Tabi, Göztepe sadece bir futbol takımı değildir. Göztepe, bir spor kulübüdür. O sebeple yarıştığı her branşta başarı hedeftir. Yapılan hizmeti ise kimse unutmaz ve tarih boyunca sevgi ve saygıyla anar. Göztepe'nin aynı yanlışları tekrar yapmayıp önümüzdeki maçlarda başarılı olması ve sezon sonu ligde bulunduğu yer itibariyle şampiyon olarak bir üst lige çıkması dileğiyle...