Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

19 Mayıs '18

 
Kategori
Sağlık
 

Guatr Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

Guatr Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar
 

Tiroit rahatsızlıklarına kadınlarda daha sık rastlandığı bir gerçek.

Uzmanlara göre, topraklarımızın iyottan yana fakir olması sebebiyle guatr ülkemizde beklenenden fazla görülüyor.

İyotlu tuz kullanımının yaygınlaşması problemin çözümünde faydalı olsa da kadınlarımızın çoğunda guatr mevcut.

Bunların kimisinde tiroit fonksiyonları normal, kimisinde ise tiroit bezi gereğinden az ya da çok çalışmakta...

Lâkin her üç durumda da tedavi gerektiği yine uzmanların görüşü.

Tiroit hastalıkları ile alâkalı, doğru bilinen yanlışların ve yanlış bilinen doğruların sayısı hayli fazla.

İşte bazı yanlışlar ve uzmanlara göre doğrusu:

YANLIŞ: Guatr bir kadın hastalığıdır.
Guatr ve Haşimato hastalarının çoğu kadındır, lâkin erkeklerde de bu hastalıklara rastlanabilir. Haşimato hastalığı, kadınlarda erkeklere nazaran daha fazla görünüyor. Hastalığın daha sıklıkla saptandığı yaş kuşağı 30-50. Önemli bir genetik geçiş söz konusu olduğundan, hastalığa yakalananların ailelerinde de en azından antikorlar yüksek bulunuyor. Bu yüzden Haşimato tiroititi saptananların aile üyelerine de tiroit tetkiki yapılmasında yarar vardır.

YANLIŞ: Karalahana, turp, şalgam, karnabahar guatr yapar.
Bu sebzelerden hiçbiri her gün yense dahi guatra neden olmaz. Guatrla doğrudan ilişkisi olduğu bilinen tek yiyecek soya fasulyesidir ki o da sadece iyot yetmezliği olan kişilerde guatra yol açabilir.

YANLIŞ: Tiroit hormonu tüy çıkarır, saç döker.
Tiroit hormonu kullanmak tüylenme yapmaz, saçları da dökmez. Aksine vücuttaki kılların ve tabii ki saç kıllarının, hatta kaş kıllarının normal gelişimi açısından tiroit hormonlarına ihtiyaç vardır. Tiroit bezi yetersizliği durumunda saçların, kaşların dökülmesi bundandır. Ayrıca hipotiroitili hastalarda metabolizma bozulduğu için saç gelişimine lazım olan vitamin ve minerallerin bağırsaktan emilmesi de bozulmakta. Bu yüzden tiroit yetersizliği olanlarda tiroit hormonu kullanmaya başlandığı zaman saç ve kaş dökülmesi durur, yerine yenileri çıkar.

YANLIŞ: Tiroit hormonları kemik erimesi yapar.
Tiroit hormonu yüksek dozda ve uzun süre verilmediği müddetce böyle bir tehlike yoktur. Tiroit bezi tembelliği sebebiyle tiroit hormonu tedavisine alınan hastalarda, yüksek dozda tiroit hormonu verildiği zaman kemik erimesi riski artabilir. Eğer tedavi dikkatli yapılır, normal sınırlar içerisinde kalacak şekilde sürdürülürse tiroit hormonunun kemiklere bir zararı olmaz. Bununla beraber bilhassa menopoz dönemindeki kadınlarda tiroit hormonu uzun müddet kullanılacaksa, kemik erimesi açısından uyanık olmakta, kalsiyum desteklerinden yararlanıp kontrolleri sıklaştırmakta fayda vardır.

YANLIŞ: Tiroit ilâçları tok karna da alınabilir.
Tiroit ilâçları her zaman alınabilir ama en doğru zaman sabah uyanır uyanmaz, mide boşken, aç karna kullanılması ve en az 30 dakikadan evvel kahvaltı yapılmamasıdır. Tiroit hormonlarının başka ilâçlarla da reaksiyona girme ihtimali olduğundan bu ilâçları mümkün olduğunca diğer ilâçlarla beraber kullanmaktan kaçınmak da yerinde olur.

YANLIŞ: Mineral destekleri tiroit hastalığını ilerletebilir.
Tam aksine tiroit hastalarının yeterli ve dengeli beslenmeleri, vücutlarına yeteri miktarda mineral kazandırmaları şarttır. Bilhassa Haşimato hastalarının daha fazla selenyum kazanmaları öneriliyor. İyot ve selenyum yetersizliği, tiroit hastalıklarının önemli bir sebebi olarak gösterilmekte. İyot noksanlığı iyotlu tuz tüketmekle halledilebiliyor ama selenyum eksikliğini telafi etmek için biraz daha fazla özen göstermek gerekiyor. Tiroit problemi olanların, selenyum ve çinko açısından zengin olan fındık, ceviz ve bademi, tam tahılları, başta kuru fasulye olmak üzere bakliyat grubunu, yumurtayı, süt ve süt ürünlerini, kırmızı eti düzenli tüketme konusunda titiz davranmaları akıllıca olacaktır.

YANLIŞ: Tiroit biyopsisi yaptırmak tehlikelidir.
Tiroit ince iğne biyopsisi, tiroit bezinde belirlenen bir nodülün kanser olup olmadığını anlamakta en etkili araştırma yöntemidir. Lâkin biyopsi önerilen hastaların birçoğunun bu işlemi yaptırmaktan korktukları belirtiliyor. Uzmanlara göre biyopsi yaptırmanın sağlık açısından herhangi bir riski ya da tehlikesi olmadığı gibi, yöntem de son derece kolay ve pratik. Aslında biyopsi, tiroit nodülü olan bütün hastalara yapılması gereken bir teknik. Biyopside kullanılan enjektörler, damardan kan almak için kullanılan enjektörlerden farklı değil. Eğer analiz için damardan kan alınmasından yana bir korkunuz yoksa, bu işlem için de korkmanıza gerek yoktur.

YANLIŞ: Nodül mutlaka ameliyat gerektirir.
Tiroit nodüllerinin tedavisi herkes için farklıdır. Tedavinin nasıl planlanacağına tiroit biyopsisinin neticelerine göre karar vermek gerekir. Çapı 2.5-3 cm'den büyük olan nodüllere mutlaka biyopsi yapılması tavsiye edilir. Sıcak nodüllerde tiroit hormonu tedavisinin bir faydası olmadığı gibi, tiroit hormonu bu hastalarda problemi daha da riskli hale getirebilir. Soğuk nodüllerde de ya hasta cerrahi müdahaleye sevk edilir, ya da takibe alınır. Ayrıca her nodülün ameliyat olması da gerekmez. Ameliyat edilmesi gereken nodüller kanserli veya kanser şüphesi taşıyan nodüllerdir. Bunu anlamanın yolu da biyopsi uygulamaktır. Bazen çok büyük ve çevresine baskı yapan nodüller kanser olmasalar dahi ameliyat edilebilir.

 

 

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..