Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '15

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Güneş enerjili su ısıtma sistemleri ve lejyoner hastalığı....

Güneş enerjili su ısıtma sistemleri ve lejyoner hastalığı....
 

 

Bu da nerden çıktı demeyin şimdi…

Didim için çok önemli olduğunu düşündüğüm için bu konuyu bir gazeteci duyarlığıyla yazmak istiyorum…

Nedir bu lejyoner hastalığı…

Bu hastalık, lejyoner adı verilen bakterinin sebep olduğu, bir akciğer enfeksiyonu hastalığıdır…

Belirtileri genellikle kuru öksürük, solunum sıkıntısı, halsizlik, bitkinlik, baş ağrısı, kas kasılması, yüksek ateş vb… Hastalığın %15–20’ si de ölümle sonuçlanıyor…

Şimdi burasını dikkatle okuyalım… Bu hastalığa neler sebep oluyor…

Evlerimizin çatılarında sergilediği çirkin, paslı, kirli görüntüleriyle duran Güneş enerjileri, diğer adlarıyla( Güneş kolektörleri, Günısılar) bu hastalığa sebep olan en büyük etkendir… Su ısıtma amaçlı güneş kolektörleri, Dünya’da Çin’den sonra en çok ülkemizde kullanılmaktadır…

Çatılarımızda bulunan güneş enerjilerini, elektrik tasarrufu için kullanıyoruz ama getirdiği tehlikelerin de farkında olmuyoruz… Güneş enerjili sıcak su sistemleri, lejyoner hastalığına neden olan, yüksek kirlenme, yosunlaşma, paslanma gibi nedenlerle bakteri barındırmaktadır…

Çatılarda bir ölçüde depo olarak da kullandığımız bu sitemden gelen suyu banyomuzda ve mutfağımızda da kullanmaktayız…

Bakımları, kontrolleri yapılmayan, sirkülasyon sistemi olmayan, depolardaki durağan sular ve kalitesiz malzemelerden üretilen güneş enerjili su ısıtma sistemleri sağlığımızı her yönüyle tehdit etmektedir…

Sudaki bakteriler akciğerlerimize iki yolla ulaşabiliyor. Birincisine göre; bakteri önce üst solunum sistemine yerleşmekte ve buradan akciğere solunum yoluyla çekilmekte…  İkinci olasılık ise; suyun küçük su damlacıkları (aerosol) haline gelmesi ve havada asılı kalması sonucunda bakteriyi içeren bu damlacıklar nefes alma yoluyla akciğere ulaşmaktadır.

Su depolarında oluşan bakterilerin, suyla çeşitli şekillerde temas eden havaya geçerek nefes yoluyla insanlara bulaşıyor ve ölümcül bir hastalık yaratıyor…

Bu hastalığa, Güneş ısıtıcılı kolektörlerin yanın da, bakımı yapılmayan, filtreleri zamanında değiştirilmeyen kalitesiz klimalar da neden olmaktadır…

Klimaları bir tarafa bırakarak, bu yazımda Didim ilçemizde de yoğun kullanım alanı bulan, sağlımızı çok tehdit ettiğini düşündüğüm Güneş enerjili su sitemleri olan ve kısaca halk arasında Güneş Enerjisi denilen sistemden bahsetmek istiyorum…

1- Güneş enerjileri ve su depoları çok kalitesiz üretiliyor…

2- Kısa sürede paslanıyor ve bakteri oluşturuyor, sular kirleniyor…

3- Güneş enerji depolarına ne yazık ki su tahliye muslukları yapılmadığından, ara sıra depoların temizliği yapılamıyor…

4. Güneş enerjileri kullanılmadığı zaman içindeki sular boşaltılmıyor ve içindeki kirli, paslı, bakterili sular kullanılıyor…

5- Evlerdeki Güneş enerjisine bağlı sıcak su hatlarındaki su bir miktar akıtıldıktan sonra kullanılmıyor… Bu hattın temizliği ihmal ediliyor… Duş başlıkları ve musluk filtrelerinin temizliği yapılmıyor…

6- Güneş enerjilerinin iç tesisatındaki kireçlenmeler ve yosunlaşmalar da bu hastalığa davetiye çıkarıyor…

7-Sıcak su tankları üzerinde bir boşaltım sistemi olmalı, en az üç ayda bir tank boşaltılmalı, dipte oluşan çamur, kireç, yosun gibi kirlilikler uygun temizleme malzemeleriyle temizlenmelidir…

8-Sıcak su tanklarının iç yüzeyleri, kir tutmayan ve temizlenebilen bir malzeme ile kaplanmalıdır…

9- Güneş kolektörleri piyasa rekabeti nedeniyle kalitesiz, ucuz malzemelerden üretiliyor… Bu yönde geliştirilmiş sağlıklı bir standart yok… Tüm bunları kontrol edecek bir sistem  ve yetkili de yok…

10- Yerel yönetimler bu sistemi nasıl projelendiriliyor, projelere uyuluyor mu, bilen ve denetleyen de yok…

Sonuç olarak:

Didim ilçemize yüksek bir yerden kuşbakışı baktığınız zaman binaların çatılarında çirkin, düzensiz, estetikten yoksun güneş kolektörleri görüntü kirliliğinin yanında en büyük zararı da sağlığımıza vermektedir… Paslanmış, çürümüş, kapakları açılmış, içindeki sular yıllardır değiştirilmemiş, bakımları yapılmamış bu güneş enerjileri sağlımızı gerçek anlamda tehdit etmektedir… Binaların çatılarında eğrelti gibi duran bu ucubeler, en ufak bir depremde birer bomba gibi olacakları da ayrı bir sorun gibi durmaktadır…

Dünya’daki ölümlerin %20’ si akciğer hastalıklarından kaynaklanıyor. Didim ilçemizin akciğer ve solunum yolları hastalığı istatistikleri nasıldır bilemiyorum ama arttığını düşünüyorum… (bu bilgilere ulaştığım zaman siz okuyucularımla paylaşacağım.)

Ayrıca; bu tehlike turizmi de etkileyebilir… Lejiyonella Enfeksiyonları Avrupa Çalışma Grubu (EWGLI) da turizm tesislerinde lejiyonella bakterisine karşı alınan önlemleri izlemekte, önlem almaya duyarsız olan ülkeleri ise turizm listesinden çıkarmaktadır. Bu açıdan önemli turizm gelirine sahip ülkemiz için denetimsizlik, önemli bir risk oluşturabilir…

Tüm bu tehlikelere karşı Didim Belediyemizin veya en genel anlamda yetkili Aydın Büyükşehir Belediyemizin bu konuda bir çalışması var mıdır bilmiyorum…

Umarım bu çok önemli sorunu gündemlerine alırlar ve bir çözüm üretirler…

Erdoğan Şahin, Didim

 

 

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..