Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Güneş her zaman güzel doğar

Güneş her zaman güzel doğar
 

Dünya yuvarlaktır, döner durur. Güneş de her gün yeniden doğar. Hayat da bir döngüdür aslında. Bitenler, başlayanlar, eski tercihler, yeni tercihler ardı arkası devam eder gider. Döngü olsa da, bir yerlere gelebilmek için hayatta sık sık tercih yapmak zorunda kalırız. Bu nedenle “hayat tercihlerden ibarettir”diyebiliriz. Her tercih, biraz risk de getirir. Risk almadan bir yere varılamaz. Risk almak, tercih yapmamıza engel olmamalıdır. Risk almak istenmez. Her tercihimizde de, kazanmak, başarılı olmak isteriz, ama bu mümkün değildir. Daima başarılı olamayız. Ama bilinen bir gerçek var. “Her gün güneş yeniden doğar.” Güneşin doğuşunu gören insanlar ikiye ayrılırlar; bazılarımız için güneşin doğuşunu, hayatın her gün yeniden başlaması olarak algılarız. Diğer bazılarımız ise, yeni günün başlaması demek, acılarla dünün devam etmesidir. Şunu anlamak zor değildir. Her güne yeniden başlayabilenler yani yeni başlangıç yapanlar, başdan kazananlardır. Her gün bir gün öncesinin acıları ile başlayanlar ise baştan kaybedenlerdir. Bu şekilde basit bir kural ile hayatınıza yön verebilirsiniz.

Yeni Türkü’nün “Ya bu çemberin içinde, ya dışında” şarkısında olduğu gibi hayatın ya içindeyizdir, yada dışındayızdır. Dışındaysak, sessizce hayatı seyir ederiz. Seyir edenler hayatı yaşamayanlardır. Yapamadıklarını, gidemediklerini, bırakamadıklarını biriktirenlerdir. Bunu yapmak kolaydır, hayatta bir çok şeyi hep ileriye erteleyebilirsiniz. Bahaneler de bulursunuz. "Önceleri kaybedecek bir şey yok” dersiniz. Ama ancak zamanla kaybettiklerinizi anlarsınız. Bahane bulursunuz, bazı şeyleri ertelersiniz ama, geçen zamanı geri getiremezsiniz. Oyalanırsınız, hayat da akıp gider.

Geçen yıl eski başbakan Bülent Ecevit’ ölümü ile ilgili beni en çok etkileyen olay, Ecevit’in 18 Mayıs günü beyin kanaması geçirmeden önce eşine söylediği şu son sözleri oldu. “Bir yerde duralım, dondurma yiyelim!” Rahşan Hanım’ın “Bir an önce eve gidelim” demesi üzerine, Karaoğlan iç parçalayan şu sözleri söylüyor: “Kırk yılda canım bir dondurma istedi; bunu da çok mu görüyorsunuz!” Ne var ki, istenilen dondurma yenilemiyor, dondurmacıya gidilirken yolda Ecevit’in rahatsızlığı daha da hızlanıyor ve ağırlaşıyordu.

Hayatın her bir anını doya doya yaşamak, lazım, ancak bu sayede mutlu olunur. Unutmayın güneş her zaman güzel doğar, yeter ki bakmasını bilmek gerekir.

Stilwater

 
Toplam blog
: 718
: 2690
Kayıt tarihi
: 13.07.06
 
 

Tıp alanında doktor olarak çalışmaktayım, beyin cerrahi uzmanıyım..