- Kategori
- Eğitim
Günler Öncesi

( blog.milliyet.com.tr 9, 10 Haziran 2012 )
***
(Atatürk’ün Aydınlanma Devrimi / Türkiye’nin Uygarlaşması
facebook, blok.milliyet.com, antoloji.com 07.03.2014)
***
Sokrates, eğitimi geniş alanlara yaymak istedi, ama o günün yöneticileri buna karşı çıktı. Düşünce savaşı eğitimi halka iletmek isteyenlerle, bunun karşısına çıkanlar arasında olmuştur. Eğitimin “efendi”nin elinden alınıp topluma yaygınlaştırılması insanlığın yürüyüşünde yüzyılları aldı.
Tarihte ilk kez Yunanlı eğitbilimci Ksenefon (İÖ 425-352) kızların eğitilmesi konusuna değinir. Böylesine uzun bir yoldan geçen insanlık Fransız Devrimi’yle laik eğitime ulaşır.
Bu eğitim girdiği toplumlarda demokrasiyi doğurdu. Bilimsel buluşların eğitime girmesi böylece sağlanmış oldu.Avrupa’da Fransız Devrimi bunu başarırken biz de Atatürk’ün Aydınlanma Devrimi’yle laik eğitime ulaştık.
Toplumumuzda tarihsel süreç içinde laik eğitime, demokrasiye karşı olanlar, çağdaşlığa ulaşmamızı engellemek isteyenler kan akıtmaktan geri durmadılar.
Türkiye Cumhuriyeti’nin yüz yılına yaklaşan yaşamında laikliğe karşı çıkanlar çok can aldılar.
Bahriye Üçok,
Muammer Aksoy,
Turan Dursun,
Ahmet Taner Kışlalı
24 Ocak 1993’te
Uğur Mumcu
laik, demokratik Cumhuriyeti savunduğu için öldürülmüştü.
2 Temmuz 1993 Sivas,
37 kişinin yakıldığı, kara bir lekenin Sivas’a kazıldığı gündü.
Cumhuriyetin yetiştireceği kuşak, niteliklerini laik eğitim veren okullardan alacaktı.
Bu nedenle Atatürk,
laik eğitimle bağdaşmayan
sıbyan okullarını,
medreseleri,
tarikat ve tekkeleri kapattı;
türbeleri gezmeyi, görmeyi yasakladı.( 30 Kasım 1925)
Giyim kuşamımızda devrim yaparak dinsel olmayan çağdaş giysilere kavuşturdu bizleri.( 25 Kasım 1925)
Tüm bu uygulamaları,
“Yaşamda en gerçek doğru yolu gösteren bilimdir.”
özdeyişiyle özetledi.
Bugün eğitimimize baktığımızda karşıcıların çok yol aldıklarını görüyoruz.
15 Temmuz 1921’de Atatürk’ün topladığı Maarif Kongresi’nde niteliği belirlenen ulusal-laik eğitim hangi aşamada?
Tarikatlar, cemaatlar yeniden eğitimimizde yer aldı mı?
Yurt içinde, yurt dışında örgütlenen cemaat okulları, dersaneleri, üniversiteleriyle yetkili ve etkili kişilerden, kurumlardan ödül alıyor mu?
Teksas Senatosu, “Global barışa katkısından dolayı” 1998’de terör örgütü kurduğu savıyla tutuklama kararı bulunan, şu anda ABD’de yaşayan Fetullah Gülen’e ödül veriyor.
Kurduğu kurumların (özel okullar -Anadolu liseleri, kolejler, üniversiteler, dersane-, vakıf, dernek, öğrenci yurdu, TV, radyo, gazete); bütçeleri insanın dudağını ucuklatacak cinste değil mi?
Bu kurumlara destek veren şirketler, kişiler Türkiye’nin geleceğine kurşun sıktıklarını biliyorlar mı?
Bu tarikat, cemaat kurumları kimi devletlerin koruması altında gelişmiyorlar mı?
ABD Houstun Üniversitesi bünyesinde bulunan Fetullah Gülen Enstitüsü, “İcraatıyla insanlık tarihine katkıda bulunan kişi ve kuruluşlara barış ödülü” veriyor. 2010 yılında Güney Afrikalı Nelson Mandela’ya veriyor.
(26 Ocak 2011, Aferin Fetullah Aferin, Emin Çölaşan, Sözcü)
Yıllar önce bugün yaşadığımız acı gerçekleri kısa yazımızda görmüşüz.
Türkiye Cumhuriyeti'nin sonsuza değin yaşaması biz yurttaşların uyanık, çağdaş bireyler olmasından geçiyor; bunu unutmayalım!