Günü değil, geleceği kurmak

Günü değil de, geleceği kurtaran siyasi anlayış.

(Cumhuriyetimizi kuranların anısına saygı ve sevgilerimle)

Cumhuriyetimizin kuruluş döneminin siyasi anlayışı geleceği kurmaktı. Azimliydiler, korkusuzdular, yurt severdiler.

Siyasi ve ekonomik rant peşinde değildiler. Kendileri için değil, ülkeleri için çalışıyorlardı.

Ekonomi, eğitim, her alanda herkes seferberdiler. Canla başla çalışıyordu herkes.

O zamanın Milli Eğitim Bakanı, öğretmenlere tek tek mektup yazıyordu. İlin valisi, ilçenin Kaymakamı, öğretmeni merdivenlerde karşılıyordu.

Herkeste bir ruh vardı. Herkes gücünü ülkesinden yana kullanıyordu.

Kimse şimdiki anlayışla ne ekonomik ne de siyasi rantı düşünüyordu.

O ruh, birden genç Cumhuriyeti en hızlı gelişen ülkeler arasına sokuverdi.

Daha Avrupa’da kadın hakları emeklerken, o ileri anlayışlı genç ruh, kadınlarımızı o köhne zihniyetten kurtaracak adımları atmıştı.

Osmanlı'nın tüm borçlarını ödeyerek her alanda büyük gelişmeler sağlayan genç Cumhuriyet ruhu. 1950’lerden sonra çapsız siyasiler yüzünden gerilemeye başlayarak, borçlu, dışa bağımlı bir ülke haline geldik.

Cumhuriyetin önemli kazanımları siyasi rant uğruna kayıplara uğratıldı.

Bu anlayış, daha sonraları dini kullanarak ülkeyi daha geriye götürdü. Bu günün siyasileri sadece günü kurtarmaya yöneldi.

Geleceğimiz hep ipotek altında oldu. Borçlu ülke olmakla övündük.

Ekonomimizi, dış siyasetimizi, başka ülkelerin insafına bıraktık.

Bilimsellik adına, gelişmişlik adına bir şey yapamadık.

Cumhuriyetin kuruluş döneminde yok ettiğimiz şeyhlere, tarikatlara, tekrar sahip çıktık.

Çıkarlar, ülke sevgisinden daha ön sıraya çıktı.

Din kullanıldı, milliyetçilik kullanıldı.Siyaset adına her türlü yol denendi. Bunların hepsi ülkemizi adım adım geriye götürdü.Götürmeye devam ediyor.

Ufukta da bir karamsarlık var. Kişisel mevkiler, parti çıkarları, her şeyin üstünde tutuluyor.

Siyasiler günü kurtarma peşinde. Bu anlayış kendilerini kurtarabilir ama ülkemizi, uçuruma götürür.

Cumhuriyetimizin kuruluşundaki ruha en çok ihtiyacımız olduğu bir dönemi yaşıyoruz.

O ruhun canlanması için yeni bir canlanmaya ihtiyacımız var. Bu da ancak Atatürk’e daha çok sarılmakla olur.

Ülkesindeki okullarda çocuklarını okutacak okul bulamayan, bunu dış basında açıklayan bir siyasi anlayışın bu ülkeyi yönetiyor olması kadar acı bir durum olamaz.

Ülkemizin görünen tablosu, insanı mutsuz ediyor. Göstergeler de bunu gösteriyor.

İnin bu ülkenin yakasından.