Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '17

 
Kategori
Sosyoloji
 

Gustave Le Bon, Kitleler Psikolojisi

Gustave Le Bon, Kitleler Psikolojisi
 

Le Bon


21. yüzyılda dahi ülkemizde sosyal psikoloji konusunda çalışmalar yok denecek kadar azken 19. yüzyılın sonunda çağımızla ilgili çeşitli kehanetlerden birisi, toplum ve kitle psikolojisi alanında araştırmalar yapan Fransız sosyolog ve antropolog Gustave Le Bon tarafından ortaya atılmıştır. Le Bon, 20 yüzyılın bir “kitleler çağı” olacağını belirtmiştir. Fransız devrimi, Paris Komünü ve ardından gelen ayaklanmalarda kitle çağının işaretlerini gören Le Bon, birey ve kitle kavramlarını çözümlememizde büyük katkısı olan gözlemlerini “Kitle ya da Kalabalık Psikolojisi” içinde sistemleştirmeye çalışmıştır.

Kitleler çağı, zorunlu olarak, bireysellik sorununu, modern bireyciliğin “püf noktası” olan bir sorunu gündeme getirir. Modern çağ insanının konumu bu sorunda yatar. Le Bon kitabında, uygarlıkların çöküşünü, insanlarda meydan gelen düşünce, anlayış ve inanç değişmelerine bağlamaktadır. O’na göre kitlelerin gücü giderek artmaktadır. Yaşanılan anarşik geçiş döneminde kitleler siyasal yaşama katılır ve yönetim kademelerini ele geçirir, sürekli hak talebinde bulunur. Sosyal ve siyasal yapılar alt üst olur. Bireylerin bilinçli eyleminden çok, kitlelerin bilinçdışı eylemi tarihi belirler. Alttan gelen demokratik iktidar, yukarıdan gelen aristokratik kuralların yerini alır, elit çoğunluğa boyun eğer.

Le Bon’a göre kitle terimi ilk bakışta çok değişik insan gruplarını niteler; isyancılar, mahkeme jurileri, parlamento, sosyal sınıflar, grevciler, komiteler, işçi sendikaları, vb. Rastgele bireyler topluluğunu belirten kitle terimini Le Bon psikolojik anlamda tanımlar ve temellendirir. Belirli bir bireyler topluluğunun kitleler haline gelebilmesi için, bireylerin tek tek karakterlerinin değişmesi, bilinçli kişiliğin silinmesi, kolektif ruhun oluşması ve topluluğun, bir tek varlık haline gelmesi gerekir. Kişiler kimlikleri ne olursa olsun, kitleye girdiklerinde bir tür “kolektif ruh”un etkisinde kalırlar ve bunun etkisiyle değişirler. Bu değişme olgusu, bilinçaltı olaylara, Zihinsel bulaşma ve kitle durumunda bulunma gibi nedenlere bağlıdır.

Kitleler telkine yatkın ve kolay ikna edilebilir bir özellik taşırlar. Duyguları abartılmış ve basittir. Şüpheci ve kararsız değildir. Hoşgörüsüz, otoriter ve muhafazakardırlar. Yerine göre hem çok ahlaklı(yüce bir dava adına kendini feda etme), hem çok ahlaksız (cani, cellât) olabilirler. Hiçbir şey önceden düşünülmez, engel tanınmaz. Rasyonel düşünce ve doğru yargı gücü kaybolur. Moral yasaklar süpürülüp atılır, kolektif ruhun etkisinde bir yenilmezlik duygusu belirir; kör ve zapt edilmez bir güce dönüşen kitle ipini koparmış bir sosyal hayvan niteliğindedir…

Kitlede duygu ve düşünce tek yöne yönelir. Hemen eyleme geçmek ister. Bireyler kendi kendine değildir, iradeleri ile hareket etmezler, bilinçdışının egemenliğine girerler. Uygarlık ölçeğinde geriler, ilkelleşirler. Entelektüel olarak kitle, bireyden aşağıdır (ilim adamı ile ahmak, ahmağın düzeyinde eşitlenir); yüzeysel ve yapay çağrışımlara dayalı akıl yürütme tarzı egemen olur. Olgulara göre değil, imgelere, illüzyonlara göre düşünülür.

Kitleler, içgüdüsel olarak sürükleyici ararlar. Kitle önderleri, her türlü temelden yoksun salt ve sade iddialarla, tekrar eden sözlerle ve zihinsel bulaşma (sirayet) mekanizmasının işlemesiyle, kitleye hükmederler. Kitleleri örgütleyen, inançları yaratan, kitlenin gözü, kulağı ve aktif iradesi olan liderlik durumu söz konusudur. Lider, tekrar sayesinde iddialarını yerleştirir. Kitlede bir düşünce akımı başlar ve hipnotik bir durum meydana gelir.

Le Bon, bu şekilde kısaca özetlenen görüşlerini “Kitle Psikolojisi” dediği bir bilim dalı kurulmasında kuramsal temeller olarak ortaya atarak daha sonra yapılacak deneysel çalışmalara yol gösterecek hipotezler olarak önermiştir. Ancak, Le Bon’un düşünceleri, çeşitli çevrelere yayılmakla ve etkili olmakla birlikte, “Kitle Psikolojisi” konusundaki bilimsel çerçeve oluşmamıştır. Kitabının farklı ülkelerde pek çok bastırılmasına karşın, görüşleri yakın yıllara dek ilgili bilim dallarında (sosyal psikoloji) açıkça dikkate alınmamıştır. Çoğu kez spekülatif, klasik çağ öncesi dönemin bir kalıntısı, tekrarlarla dolu bir kitap olarak görülmüştür. “Arapların Medeniyeti” ile “Devrimin Psikolojisi” okunmaya değer yazarın başka iki eseridir.

Le Bon, “Kitleler Psikoloji” kitabında büyük bir açıklıkla kitleyi ele alarak, bir kitlenin psikolojik yapısını çözmek ve mevcut fonksiyonlarıyla betimlemektir. Kitle neleri başarabilir, neler karşısında acizdir, ne zaman şiddete yönelir? Kitlelerin sevk ve idaresi nasıl olmalıdır? Zararlı kitle, faydalı kitle, Kitle içinde, kalabalık içinde bireyin durumu...

Blog yazısını, Le Bon’ ait iki sözle bitirmek istiyorum;

“Kitlelerin genel karakterini parlamentoda da aynen buluruz. Düşüncelerdeki basitlik, çabuk hiddetlenme, telkine yeteneklilik, duygularda aşırılık, önderlerin güçlü nüfuzu.”

“Görünüşler ve gösterişler tarihte gerçeklerden daha fazla bir rol oynamıştır. Gerçekte olmayan gerçeğe üstün gelmiştir” maalesef.

Nizamettin Biber

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..