- Kategori
- Gündelik Yaşam
Güvenlik

Güvenlik şart ama böylede olmazkii.
E5 Karayolu trafiğe kapatılmış, TEM karayolu polis ablukasında, üst geçitlerin tamamının altı, üstü, geceden güvenlik için doldurulmuş polis ablukasında, yüksek binalara yerleştirilen “kartal bakışlı” keskin nişancıların elleri tetikte bekliyor.
Özel harekât timleri boş karayolunda ring halinde, uçan kuştan hile sezercesine titizlik içinde dolaşarak talimat alıp ona göre tutum ve davranış içerisinde görev yapıyor.
Kapatılan yol kavşaklarında polis panzerleri teyakkuzda, geceden görev bırakması gereken polisler takviye güç olarak redifte.
Havadan polis helikopterleri keşif uçuşları yapıyor.
Denizde de önlem unutulmamış, deniz polisi dahi alarmda.
Trafik polisi ise, tam anlamıyla “ bunalıma girmiş” bir vaziyette, trafik keşmekeşini idare etmeye çalışıyor.
İstanbul kan kustu.
Dün bu önlemler yüzünden 12 milyonluk şehir hiç böyle bir trafik çilesi yaşamadı.
Ambulanslar hastanelere hastalarını taşıyamadı.
İstanbullu işçi, memur, esnaf, şoför, trafikte kalan her vatandaş kan kustu, kan kusturdu.
Bir istatistik çalışma yapılsa, belki birçok kişi işten çıkarıldı, birçok kişi dün yaşadıkları trafik çilesinin acısını bir başkasına zarar vererek çıkardı.
Bir gerçek var ki binlerce kişi ağzını doldura, doldura okkalı küfürler savurdu.
Özel araçlarında radyo dinleyen binlerce sürücü dinledikleri radyoları arayarak yaşadıkları cehennemi anlattı.
Dün İstanbul tam bir “Arap saçı” olmuştu.
İran cumhurbaşkanı mahmudu ahmedinecad İstanbul’da konuğumuz.
Bu Resmi ziyareti için devlet seferber olmuş, Millet ağustos sıcağında “ trafik cehennemini” yaşıyor.
ABD başkanı ülkemize geldiğinde, İngiltere kraliçesi konuk olarak ağırlandığında dahi, bu eziyet çekilmemişti.
İran cumhurbaşkanı konumu itibarı ile önemli olabilir.
Protokol bunu gerektirebilir.
Ciddi bir saldırı duyumu alınmış olabilir.
Hiçbir gerekçe, dün İstanbullunun çektiği çileye sebep gösterilemez.
İstanbul’u yönetenler, genelde bunu hep yapıyor.
Yol kapalı, sebep, başbakan geliyor.
Yol kapalı, sebep, bakan geliyor.
Yol kapalı, sebep, cumhurbaşkanı geliyor.
Zaten normal günlerde trafikten illallah eden İstanbulluya her üç günde bir bu eziyeti birde bu gibi sebeplerden yaşatmak doğru mu?
Uçaktan inen bu zatı muhteremin uçak fobisi olmadığına göre gideceği güzergâh belli, polis helikopteri veya bir askeri helikopter ile gideceği Çırağan sarayına gitmesi çok mu zor?
Bir deniz hücum botu ile Ataköy marinadan götürülmesi daha mı zor?
Olmaz…
Neden?
Çünkü onu karşılamaya gelen devlet erkânı en az yüz kişi.
Dün İstanbullunun saatlerce yolda yaktığı benzin, geceden seferber olan polisin, köşe başlarında bekletilen panzerlerin, kısaca alınan onca önlem ve 12 milyonluk İstanbul’un dün yaşadıklarını ne konuk cumhurbaşkanı doğru buldu, nede İstanbul bu uygulamayı hak etti.
Büyük devlet olduğumuzu vurgulayan her iki cumhurbaşkanı, dün İstanbul’un ne çektiğini bilmiyor mu?
Havalimanını dolduran bütün devlet erkânı helikopterler ile taşınmış olsaydı da ne İstanbul halkı, ne de İstanbul polisi bu perişanlığı yaşamasaydı.
İlgililerin böyle bir günü bir daha yaşatmaması temennisi ile hoşça ve dostça kalın.
İbrahim Erdem KARABULUT