Güzel Komutana ve Askerlerine Selam Olsun..!

"Istanbul elbet bir gün fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır, onu fetheden asker ne güzel askerdir."

Bugün Istanbul' un atalarımız tarafından fethedilmesinin yıldönümü. TV kanallarının birçoğunda bununla ilgili pek birşey görmemiş olabilirsiniz. Şaşırmayın, şehit askerlerimize ve ailelerine bile bir dizi filminin bir sonraki bölümünde ne olacağını tahmin etmek gibi anlamsız bir eylem kadar bile vakit ayırmayan kişilerden bugünün önemini anlamalarını zaten beklemiyoruz.

Kendinizi şöyle bir düşünün; sadece ve sadece 21 yaşınızdasınız ve en büyük hayaliniz Istanbul' u fethetmek. Bizim 21 yaşımızı bırakın 30' lu veya 40' lı yaşlarımızda bile düşünmeye korkacağımız büyük bir gaye. Babası da bu (II.Murat) sevdayla yanıp tutuşmuş ama nafile. Ona nasip olmamış. Ta minik bedeniyle yatakta yatarken büyük hocası babasına dönerek Mehmet Han'ı göstermiş ve:

-Istanbul sana değil, yatakta yatan bu oğluna nasip olacak..!

demiş. Peki nedir Istanbul'u bu kadar özel ve değerli kılan. Sadece onun dünyanın en güzel ve en önemli bir coğrafyasının üzerinde durması mı? Tabii ki bunlar da çok önemli. Ama bu sevdayı açıklamaya sadece bu yetmez. Asıl neden yukarıdaki sözler. Güzel komutan ve güzel askerler olabilmek.

Güzellik lafı yaratılmış ve yaratılacak tüm kullar içinde en çok kimin ağzına yakışır veya kimin ağzından sizinle ilgili duyacağınız "güzellik" sıfatı sizi en mutlu eder:

"Hz.MUHAMMED (S.A.S)"


Ey Güzel Komutan ve Onun Güzel Askerleri. Asırlar sonra bizler sizin büyük hedeflerinizden çok uzak olsak da, bırakın fetihleri bugünlerde

"Acaba birlik beraberliğimizi koruyabilecek miyiz?"

diyerek endişe duysak da, 21 yaşındaki gençlerimizin birçoğu böyle büyük gayelerden geçtik; amaçsız dolaşsa da sizlere selam olsun.


Hoşcakalın..!