Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '07

 
Kategori
Anılar
 

Güzellikleri yakalayabilmek

Merhaba, Güzellikleri yakalayabilmek dedim başlığıma. Bu ilk yazım. Sayfayı tesadüfen web de gezinirken buldum ve hemen üye oldum. Bir güzellik yakaldım sanıyorum. Burda insanların bilgilerini duygularını paylaştıklarını okdum. Bu hoşuma gitti. Bende paylaşayım istedim yaşama dair ne varsa...

Yıllar çabuk geçiyor, hızlı yaşıyoruz. Geçmişime bakıyorumda ne çok şey değişmiş yaşamımızda. Profilimde de bahsetmiştim. Gaz lambasında ders çalıştığım yıllar var hayatımda. Evimize televizyon 1974 yılında girmişti ve bizim sokağımızda televizyonu alan ilk aileydik. Aslında ekonomik durumumuz çokda iyi değildi ama demekki sokamızdaki diğer komuşularımızdan daha iyiydik. Ablam işe başladığı için hediye almıştı televizyonu. Güne bakış proğramına kadar izlerdik taki askerler çıkıp bayrağı göndere çekip İstiklal Marşımızı okuyana kadar. En son "Televizyonunuzu kapatmayı unutmayın" yazardı ekranda. Tek kanaldı. Şimdi artık tv ler sabaha kadar açık ve sayısı oldukca fazla kanal var. Artık "Televizyonunuzu kapatmayı unutmayın" yazısı çıkmıyor ekranda.

Ya telefona ne demeli, santraller vardı öyle hemen çeviremezdik istediğimiz telefon numarasını, kaldırırdık ahizeyi bir bayan çıkardı, istediğimiz numarayı söylerdik kapatırdık bağlanırdı. sonrasında 3 rakamlı numaralar çıktı kendimiz direk çevirir olmuştuk ama şehirler arası numaramızı yine santrale bağlatıyorduk. Artık 1 saat mi olur 2 saatmi olur bağlanma süresi... Eeee şimdilerde benim küçük kızın elinde bile cep telefonu var. Bunları anlattığımda yok canım diyor inanması güç oluyor anlattıklarıma...

Tebrik kartları vardı bayramlarda yeni yıl kutlamalarında sevdiklerimize yakınlarımıza gönderdiğimiz. Hepsi bir birinden güzeldi ama yinede en güzelini seçmeye çalışırdık. Simliler daha pahalıydı nedense. Bende hep simli olanını seçmeye çalışrdım. Sanırım ışıltıyı seviyordum. Telgıraflar vardı acil haberleri ileten. Düğünlerde de okunurdu... Düğüne gelemeyenler gönderirdi tebrik için mutluluklar dilemek için. Düğünümde gelen telgrafları halen saklarım.
Sokağımızda oynardık arkadaşlarımızla, oyunlarımız vardı. Yakan top en çok sevdiğimizdi. Çelik çokamk vardı tehlikeliydi , erkek oynuydu ama ben yinede oynardım. Dalya vardı, ip atlamak vardı, çizgide taş oynamak vardı.... Arkadaşlarımızla hem sevgiyi paylaşırdık, hem zamanı, hem dostluğu, hem oyunumuzu.

İnanıyorum ki bizim kuşakda güzellikleri yakaladık. Doyumsuz değildik. Bayramlar bizi sevindiridi, yeni kıyafetler alınırdı. Bayram tatil demek değildi. Şimdilerde çocuklar, gençler bunlardan habersiz. Oyunları bilmiyorlar. Tüm oyunları bilgisayarda oynuyorlar. Hepsi birer marka düşkünü oldular. Bizmi iyiyiz onlarmı iyi bilmiyorum. Ama bildiğim bence yaşadıklarım güzelliklerdi, hayatın tadıydı. Daha nice güzellikleri paylaşmak umuduyla sevgiyle sağlıkla kalın.

 
Toplam blog
: 9
: 659
Kayıt tarihi
: 13.12.07
 
 

Merhaba, Ankara'dayım, Ebe-Hemşireyim, Sağlık Bakanlığının hastanelerinde 30 yıl çalıştım. Emekli..