Haberiniz olsun! GDO Yönetmeliği'nin yürütülmesi durdu!

Hadi gözünüz aydın!

Artık siz ve çocuklarınız, bol bol GDO'lu ürün yiyebileceksiniz. Çünkü Kemal Bey sayesinde bu hakkınızı tekrar geri aldınız.

Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Genel Başkanı Kemal Özer, "GDO Yönetmeliği'nin iptali ve 11. ve 20. maddelerinin yürütülmesinin durdurulması" istemiyle açtığı davanın ilk meyvesini aldı.

Danıştay 10. ve 13. Daireleri Müşterek Heyeti, yönetmeliğin 11. ve 20. maddelerinin yürütülmesini oy çokluğuyla durdurdu. Heyet karar gerekçesinde, "söz konusu yönetmeliğin, genel açıdan kanun veya kanun hükmünde kararnamelere dayanmadığını" kaydetti.

Ayrıca dava konusu yönetmelikte, çerçevesi çizilmeden genel kavramlara yer verildiğinden bunların, ... "mevzuatımızda ilk defa ortaya konulan düzenlemelerin yapılabilmesi için yeterli dayanağı oluşturamayacakları sonucuna varılmaktadır, " denildi.

Danıştay'ın bu kararı doğru olabilir. Mevzuatımıza ilk kez giren bir konunun kanun yerine, yönetmelikle uygulamaya konulması münasip görülmeyebilir. Fakat, GDO'lu ürünlere denetim yolunu açan bu yönetmeliğin yürütülmesinin durdurulmasının, "Varsın yediklerimiz GDO'lu olsun. Yeter ki, hükümet bu işe karışmasın!" demekten ne farkı vardır?

Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Genel Başkanı Kemal Özer, açtığı iptal davasında, "yönetmeliğin 11. ve 20. maddelerinin yürütülmesinin durdurulmasını da istedi" demiştik. İşte tam buraya dikkatinizi çekmek istiyorum.

"Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer" şeklinde düzenlenmiş olan 20. maddenin yürütülmesi durdurulduğunda zaten yönetmelik tümüyle işlevsiz kalıyor. Ama Genel Başkan Kemal Bey, işini sağlama alıyor. İlâveten 11. maddenin yürütülmesinin durdurulmasını da istiyor. Acaba bunun sebebi hikmeti nedir? İsterseniz 11. maddeye kısaltarak bir göz atalım. Buyrun:

a- (İthal edilen gıda ürünlerine) Bakanlık, kontrol ve denetim amaçlı analizler yapabilir. (Madde 11/c)

x- (GDO riski taşıyan ancak, GDO suz ürün olduğu taahhüt edilen ürünlerin ithalatında aşağıdaki esaslar uygulanır: (Madde 11/2)

a- ... Analiz sonucunun uygun olması durumunda sözkonusu ürünlerin ülkeye girişine izin verilir. (Madde 11/2/b)

b- Yapılan analiz sonucunda GDO lu olduğu tespit edilen ürünün ülkeye girişine izin verilmez. Söz konusu ithalatçı ve ihracatçı firma ve ülke risk listesine alınır. Madde 11/2/c)

Görüldüğü üzere bu madde, Sağlık ve Gıda Güvenliği'mize ters düşecek bir durum içermiyor. Aksine, sağlığımızın ve gıdalarımızın güvenliği için bir teminat gibi görünüyor. Böyle olduğu halde acaba Kemal Bey, neden özellikle bu maddeyi hedef almıştır?

Doğrusu ben buna makul bir cevap bulamadım! Gıdalarımızın güvenliğini sağlamak iddiasıyla kurulmuş bir hareketin bu tavrını göreviyle bağdaştıramadım.

Genetiği değiştirilmiş kafalar ve GDO'lar başlıklı 06. 11. 2009 tarihli yazımda şöyle demiştim: "Özetle, bu karşı çıkışın bir tek nedeni vardır. O da bu yönetmeliğin, Ak Parti iktidarının ürünü olmasıdır." Demek ki, yanılmamışım. (1)

Anlaşılıyor ki, ülkemizde muhalefet, "hata ve noksanlarında iktidarı uyarmak" anlamında değerlendirilmiyor. Yanlış ya da doğru, "hükümetin her icraatını engellemek, en azından çelme takmak" şeklinde yorumlanıyor.

Tabi bu durumda alınan sonuç ta toplum yararını yansıtmıyor. Sadece, ideolojik açıdan zaferi kimin kazandığını gösteriyor.

(1)- http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=212212

Resim: www.sosyalci.org/forum/forum_posts.asp?TID=2086

Not: Öğrendiğim kadarıyla yürürlüğe girdikten kısa bir zaman sonra, yönetlmeliğin GDO'lu ürünlere sınırlama getiren 5. maddesinin 6. ve 7. fıkraları yürürlükten kaldırılmış. Yani zaten olumlu bir işlevi kalmamış. Kemal Bey boşuna uğraşmış.