Haberiniz olsun

Artık Menemen olayı hakkında toplumu aydınlatacak kimse kalmadı. Çünkü Emin Çölaşan Hürriyet'ten ayrıldı. O her sene, bu hadiseyi tekrarlayarak hafızalarımızı tazelerdi. Baktım bu yıl kimseden bir ses çıkmıyor, ben de daldım sitelere, ne bulduysam çıkardım. Tabi, bu yıl dönümünde Menemen olayından mahrum kalmayasınız diye.

Ayağı yere bastığına inandığım ciddi bilgileri taradım. Elli altmış sayfanın üzerinde bir yekün tuttuğunu tahmin ettiğim yazılardan bir özet çıkardım. Buna kendi düşüncelerimi de ekledim ve bir yazı dizisi oluşturdum. İnşaallah okursunuz da emeklerim boşa gitmez.

Böyle işlerle uğraşanlar bilirler. İşi toparlamak kolay olmuyor. Önünüzde, farklı şekillerde anlatılan, fakat gerçek olan tarihi bir hadise var. Bütün bunları özetleyip, ardından da kendi kanatini oluşturmak kolay bir iş değil.

Diyebilirsiniz ki niçin kendi kanaatini oluşturuyorsun? Ben de diyorum ki, hep aynı görüşü savunup duran yazıları okumaktan bıkmadınız mı? Öyleyse gelin, biraz da farklı bir yazı okuyun. Zaman gelir insan, bal yemekten bile bıkarmış.

Yazıyı beş parçaya bölmüş olmama rağmen, olayla ilgili olarak anlatılanların sadece bir kısmına değinebildim. Mesela Manisa, Menemen Balıkesir bölgelerinde sıkıyönetim ilan edildiğine, yakalanan tarikatçı kadınların göğüs ve bacaklarında barutla yazılmış dini yazıların bulunduğuna değinemedim.

Kadınlarımızın ta o zamanlardan dövmeye meraklı olduğu anlaşılıyor. Biz de şimdikileri ayıplıyoruz. Anlayamadığım, Nakşi tarikatinin ne zaman kadınların muhtelif yerlerine barutla yazı yazmaya başladığı, ne zaman bundan vazgeçtiğidir. Dinle ilgimden dolayı, az çok tanıdığım Nakşilikte böyle bir uygulama olduğunu duymadım.

Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'i öldüren herifin dindar biri olduğuna nasıl inanmadıysam, bu barut işine de öyle inanamadım. Camiyi dışarıdan, meyhaneyi içeriden görmüş bir insandan şeriatçı olur mu? Ama yapıyorlar. Galiba, bu barut meselesi, hatta faillerinin esrarkeş olduğunu nazara aldığımızda, Menemen hadisesi de böyle, su götürür bir şeydir.

Bu olaydan sonra Menemen halkı çok aşağılanmıştır. Hakaretler görmüştür. Beş tane esrarkeş yüzünden bütün şehir karalanmıştır. Bunları da yazamadım. Artık, kendi ikballeri uğruna bu tür dümenlere tevessül edenler yaptıklarından tövbe etmelidir. Bu olaylarda ölenler de, tertipçiler gibi can taşımakta; kiminin oğlu, kiminin babası olmaktadırlar.

Eğer okuma zahmetine katlanabilirseniz, yazdıklarımın daha önce okuduklarınızdan farklı olduğunu göreceksiniz. Yarın görüşmek dileğiyle herkese, selamlarımı ve iyi dileklerimi sunuyorum.

Resim:
insiyakimilli.blogcu.com/1758681/