Hadislerde bildirilen özel bir ülke: Suriye…

Ahir zamanda ve çok özel bir dönemde yaşadığımız apaçık bir gerçek olarak ortada duruyor. Biz samimi Müslümanlar bunun şuurundayken, peygamberimizin arka arkaya gerçekleşen hadislerini izleyip imanımız artarken, belki de milyonlarca insan bu olağanüstü durumdan habersiz bir şekilde hayatına devam ediyor. Peygamberimizin tıpkı hadiste bildirdiği gibi çift kuyruklu Lulin yıldızı ortaya çıkıyor, Irak işgal ediliyor, Irak’ta bir ordu kayboluyor, Fırat’ın suyu kesiliyor, Kâbe’de kanlı baskın yaşanıyor, 15 gün arayla güneş ve ay tutulmaları gerçekleşiyor, dünya depremlerle, büyük felaketlerle ve ekonomik krizle sarsılıyor. Tüm bu yaşadıklarımız Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhur alametleridir. Bu mübarek şahıs ortaya çıkmadan dünya adeta bir yangın yeri gibi kaynayacak ve ancak Hz. Mehdi(a.s.)’nin zuhuruyla sakinliğe ve huzura kavuşacaktır. Yaşadığımız bu dönemde peygamberimiz hadislerini gizleyenlerin sorumluluğunu şöyle bildiriyor:

Hz. Cabir r.a anlatıyor: Resulullah (aleyhisselatu vesselam) buyurdular ki: bu ümmetin sonradan gelenleri önce gelenlerine lanet ettiği vakit kim bir hadisi söylemez ketmederse (gizlerse) Allah’ın indirdiğini ketmetmiş (gizlemiş) olur. 1

Irak ve Afganistan işgal edilirken, Bosna Hersek parçalanırken, Mısır iç savaşla boğuşurken, Filistin’de, Arakan’da, Doğu Türkistan’da Müslümanlar katledilirken Ortadoğu’da çok önemli, hadislerde oldukça detaylı bahsedilen bir ülke var: Suriye. Peygamberimiz (sav) birçok hadisinde Suriye’ye özellikle dikkat çekmiş, bu bölgede yaşanacakları hadislerde adeta görmüş gibi anlatmıştır. Şimdi bu hadislerden örnekler vermek istiyorum.

Suriye’nin Bab-el Jamiyah bölgesinin de kargaşalarla yerle bir olacağı peygamberimiz tarafından bildirilmiştir:

Bihar-ül Envar 159- Seyyid Ali bin Abdul Hamid’den SuroorAhlalImaan’da ve Cabir’den, İmam Cafer Sadık (a.s.)’dan şöyle söylediği nakledildi:

“Ben göremeyeceğim, fakat siz o zamana kadar yaşayabilirsiniz: İnsanlar arasında anlaşmazlıklar, gökten bir çağrı, SURİYE’NİN JABİYA KASABASININ YERE GÖMÜLMESİ, yarımadaya Türklerin ayak basması, Ramla’ya Romalıların gelişi; o dönemde tüm dünyada ihtilaflar meydana gelecek. Şam yerle bir edilecek ve orada üç sancak birleşecek. Ashab’ın sancağı, Beka’nın sancağı ve Süfyan’ın sancağı.”

"Müminlerin Emiri dedi ki: "İki ordu Şam'da ihtilafa düştüğünde, Allah'tan bir işaret dışında bir sona ulaşmayacaktır." Sonra ona soruldu: "Bu işaret nedir Müminlerin Emiri?",

Dedi ki: "Yüz bin kişiden fazla kişinin yok olduğu Şam'da bir deprem. Allah bunu inananlara rahmet, inançsızlara azap olarak yaratır. Bu meydana geldiğinde Şam'da durana kadar ilerleyecek sarı sancaklı boz atlı binicilerin geldiğini görürsünüz. Büyük bir dehşet ve kızıl ölüm olacaktır. Sonra Haresta denen bir Şam köyünün battığını görürsünüz. Sonraciğer-yiyicinin oğlu Şam minberinde oturmak için Yebis vadisinden gelir. Bundan sonra Mehdi'nin (as) çıkışını bekleyin." 2

Peygamberimiz Suriye’nin beşe bölüneceğini şöyle bildiriyor:

Ravi zincirinden, İsmail bin Mahran’dan, Ibn-i Emire’den, Hazremi’den nakledildi: İmam Cafer Sadık (a.s.)’a şöyle sordum: “Süfyan ortaya çıktığında ne yapmamız gerekir? Şöyle cevap verdi: “ŞAM’IN BEŞ BÖLGESİNİ İŞGAL ETTİĞİNDE zamanın sahibine (Sahib-ulEmr) gitmelisiniz.” 3

Peygamberimiz Suriye’de yaşanacak üç olaydan sonra Hz. Mehdi(a.s.)’nin zuhur edeceğini şöyle bildiriyor:

Kanz Cami-ul Fevaid: Muhammed bin Abbas’tan, Hüseyin bin Ahmed’den, Muhammed bin İsa’dan, Yunus’tan, Sefvan’dan, Ebu Osman’dan, Mualla bin Huneys’ten, İmam Cafer Sadık (a.s.)’ın şöyle söylediği nakledildi:

Müminlerin Emiri (a.s.) dedi ki:

“Üç alametin ardından İmam Kaim (a.s.)’ın çıkışını bekleyin.”Kendisine sordular: “Bu alametler nelerdir?”“1 Suriyelilerin karşılıklı anlaşmazlıkları, 2 Horasan’dan siyah bayrakların çıkması ve 3 Ramazan ayında korku.” ... 4

''Ey Cabir! Sana anlatacağım şu alametlere ulaşıncaya bekle. Ey Cabir! O yıl dünyanın batısının her yerinde ihtilaflar çıkacak. Viran olacak ilk toprak, Şam topraklarıdır.''

Peygamberimiz bu hadiste Şam topraklarının viran olacağını bildiriyor. 1400 yıl önce söylenen bu hadis günümüzde işte böyle gerçekleşiyor. Peygamberimiz ahir zamanda yaşayacağımız olayları adeta görmüş gibi anlatıyor.

''İşte binlerce insan teçhizatını kuşanıp da herkes gruplara ayrılınca fitneler çıkacak, insanlar helak olacak. Sonra arzulanan Kaim İmam Mehdi (a.s.)kıyam edecek, şeref ve fazilet bakımından onun gibi evlat yoktur.''

İbn İsa’dan, İbni Esbet’ten, şöyle söylediği rivayet edildi:İmam Ali Rıza dedi ki: ''İmam Kaim (Mehdi)’nin, Süfyan gelmeden önce mi zuhur edeceğini düşünüyorsunuz? Öyle olmayacaktır. İmam Kaim (Mehdi)'nin zuhuru Süfyan’ın çıkışından sonra gerçekleşecektir.''

Bu hadislerde de insanların gruplara ayrılıp fitne çıkardıkları bu dönemde peygamberimizin evladı gibi sevdiği Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkacağı anlatılıyor. Fakat Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkışından önce bu topraklarda Süfyan’ın çıkacağı bildiriliyor. Burada bahsedilen binlerce masum insanı katleden Hafız Esad’dır. Onun oğlu olan Besar Esad’da hadiste “ciğer yiyenlerin oğlu olarak şöyle bildirilmektedir:

“Ciğerlerini yiyenlerin oğlu” olan Süfyani kuru bir vadiden çıkar. Kelp kabilesinden abus çehreli, sert kalpli adamlardan kurulu bir ordu düzenler. Ve bunlar her tarafa zulmederler. O; medrese ve mescidleri yıkar, rüku ve secdeye giden herkesi cezalandırır. Zulüm, fesad ve fısk çıkarır. Alim ve zahidleri katleder, pek çok şehiri de işgal eder. Kan akıtmayı helal kılarak Ali Muhammed’e düşman kesilir. Kendi zulüm ve keyfine karşı geleni öldürtür. 5

Hafız Esad 1982 Şubatı’nda Hama kentine bir tank saldırısı yaptırmış, ayrım gözetmeden tüm semtleri top ateşine tutturmuş, bir ay kadar süren bu katliamda şehir enkaz haline gelmiştir. Ardından Esad kuvvetleri şehirdeki 15 yaşından yukarı bütün erkekleri toplu olarak kurşuna dizmişlerdir. Bu akıl almaz katliamlar neticesinde Suriye’de 30 bin masum Müslüman katledilmiştir. Hadisin devamında Süfyan’ın mescitleri yıkacağından bahsedilmektedir. Nitekim Hafız Esad’ın kontrolündeki kuvvetler Hama olayları sırasında 84 camiyi yerle bir etmiştir. 6

Açıkça görülüyor ki ahir zamanda yaşadığımız tüm bu olaylar bir alamettir. Dünya her geçen gün o büyük güne, Hz. Mehdi’nin zuhuruna doğru adım adım yaklaşmaktadır. Bu zamanların kıymetini bilip olaylara hayır ve hikmet gözüyle bakmak ve müminleri bilgilendirmek samimi Müslümanların sorumluluğundadır.

Kaynaklar:

1.     “Buhari, İlm 34. 6034

2.     144- Gaybet-i Numani

3.      Bihar-ül Envar- 166

4.     Bihar-ül envar 14

5.     (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman 37)

6.     (Nusayrilik ve Suriye’de Nusayri Zulmü, Ali Gülşehri, Nizam Yayınevi, İstanbul, 1982)