Hainler ve güçler

Ülkemizdeki başarısız darbe girişimi hakkında çok şeyler söylendi, yazılıp çizildi. Darbe girişimi ile ilgili her gün yeni bilgiler, görüntüler ve bunlarla ilgili yeni değerlendirmeler ortaya çıkıyor.

Fetö denilen örgütün uzun yıllar boyunca iktidarlarla iyi ilişkiler içinde, gizli emellerine ulaşmak için sinsice planlar hazırlıktan sonra, asıl amaçlarının silahlı güç kullanarak devleti ele geçirmek ve işgal etmek olduğu anlaşıldı. Siyasi rant ve kişisel mevki makam uğruna, bu duruma nasıl yıllarca göz yumulduğu, nasıl paslaşıldığı uzun ve detaylı araştırma konusu.

Ülkeyi iç savaşa sokacak darbe girişiminde, dış güçlerle iş birliği yapıldığı iddialar arasında.

Dış güçler gücü nasıl kullanıyor?

Sözlük anlamı olarak güç, bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet. Başkalarının yapamayacağı bir şeyi onları kontrol altında tutarak yaptırabilme, etkileme yeteneği.

Siyasi anlamda gücün farklı tanımları, “Çatışmalarda üstün gelme ve engelleri aşma, normal şartlarda yapmayacağı bir işi yaptırma, olayların sonucunu etkileyerek yaptırma yeteneği” olarak açıklanıyor. Güç kullananların, bilgiye, teknolojiye, nüfusa, toprağa, doğal kaynaklara, askeri güce ve siyasi istikrara sahip olmaları işlerini kolaylaştırıyor.

Hedef ülke üzerine uzun vadeli planlarla ilişkilerin nasıl gelişeceğini kendi çıkarlarına göre güç kullanan devletler belirliyor. Radikal İslam adı verdikleri hareketi Ilımlı İslam’a çevirme planı altında güç kullanılması, Ortadoğu ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgemiz buna örnek.

Ülkeler, birbirlerine karşı açık veya gizli emellerine ulaşabilmek için soft power- yumuşak güç, hard power- kaba, sert güç, smart-akıllı gibi güç unsurları kullanırlar.

Yumuşak güç, ekonomik, siyasi ve silahlı eylem olmaksızın doğrudan etkileme- ikna veya tehdit- korkutma yöntemi. Etkilenen tarafın rızası vardır. Karşılıklı işbirliğinin yanı sıra, uluslar arası para fonları veya kültürel ilişkiler, eğitim, gelenekler ve etkilenen günlük yaşam tarzları, yemeleri içmeleri, giyimleri bu işin belli başlı aracıdır. Yumuşak güç kullanma fazla ekonomi gerektirmez. Yumuşak gücün en kuvvetli dinamiği hayranlık yaratmadır. Fast food, bluejean, pop, rock müzik gibi.

Hard power- sert ya da kaba güç. Adından da anlaşılacağı üzere zor ve baskı kullanılan güçtür.  Silahla, ekonomiyle, ambargo ile etkilemedir. Yumuşak güçten farklıdır. Yakın tarihimizde yumuşak güce, ABD’nin Irak’a demokrasi getireceği vaatleri ile uyguladığı propaganda buna örnek olarak gösteriliyor. ABD’nin Irak’ı işgali sırasında önemli bir direnişle karşılaşmamasının nedeni, daha önce kullandığı yumuşak güç sayesindedir.

Smart power- akıllı güçtür. Akıllı güç, seçim ve atamalarla  ordunun, emniyetin, yargının, bürokrasinin, siyasetin içine sızarak sinsice ilerleyip onları hurafelerle, ideolojilerle, doğmalarla uyuşturup robot haline getirerek kendi emelleri doğrultusunda kullanılmasıdır.

Güçsüz ve gelişmeyen ülkelere karşı güçlü ve emperyalist ülkelerin kullandıkları yöntemler ülkelerin jeopolitik konumuna ve zenginlik kaynaklarına göre farklılık gösteriyor.

Toplumun ve dolayısı ile de bireyin iyi yetişmesi, güçlere karşı yurt savunmasında ve uluslararası konumunda değerli bir etken.

Okuyan, araştıran, sorgulayan toplumlar karşılaştıkları problemleri çözmede pek zorluk çekmezler. Öngörü, algı, tahmin, yorum gücü yüksek bireyler, içte ve dışta edilgenliği reddeder, kolay etkilenmezler, olumsuz propaganda ve reklamın etkisine kolay kolay girmezler, seçicidirler. Böylesi toplumlarda demokrasi de iyi çalışır. Demokrasinin anlamını iyi kavrayan toplumda sosyal çalkantılara pek rastlanmaz. Gelirler adaletlidir. Mili gelir paylaşımında sınıflar arasında uçurumlar olmaz. Fikir özgürlüğüne ve insan haklarına saygı duyulur. Hukuk çalışır, yargı görevini tam bağımsızlık içinde yürütür. Yönetimde doğmalar değil, bilimsel ve evrensel kurallar vardır. Vatan sevgisi hamaset nutuklar çerçevesinde değerlendirilmez, bilinçle çalışkanlıkla ve sorumlulukla değerlendirilir. Kurumlarda ideolojiler, yandaşlar değil liyakat önemlidir. Eğitimsiz, cahil toplumlarda malzeme boldur. Pozitif bilimlere önem veren bilinçli toplum, kurulan ve kurulacak tuzaklara hazırlıklıdır, başkalarına alet olmaz, içinde, hainler ve onlarla işbirliği yapanları barındırmaz.

Hüseyin SEYFİ