Hakan Şükür üzerinden: Giden “dürüst” değil de, gelen ne?

“Bir insan bir partinin bayrağı altında seçime giriyorsa, ondan sonra o parti ile birlikte hareket eder.  Ayrılıyorsa da sadece partiden ayrılmaz. Eğer dürüstse, o zaman parlamentodan ayrılır, milletvekilliğinden ayrılır.  Çünkü bağımsız olarak bu parlamentoya gelmiş birisi değilsin. Olması gereken bunu gerektirir. Ama tabi bu herkese nasip olan bir şey değil.''

Kim, kime mi diyor?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP’den istifa eden eski milletvekili Hakan Şükür için diyor.

Milletimize sorsanız, çoğunluk, hiç düşünmeden “Doğru” der.

Yani?

Hakan Şükür, milletvekilliğinden istifa etsin!

Bu düşüncede olanlara, “Başka emriniz var mı?” demek  gerekir. Çünkü Hakan Şükür, partisinden istifa eden ne ilk milletvekilidir; ne de sonuncusu olacaktır.

Bu ülkede, başka partiden seçilen, yemin eder etmez sonra soluğu AKP’de alan milletvekili olmamış gibi...

Seçildiği partiden istifa edince milletvekilliğinden istifa eden milletvekili olmuş gibi...

Daha geçen aylarda, Adıyamanlı CHP’li seçmenlerden aldığı oyla Meclis’e giren, sonra soluğu AKP’de  “Ben de bu sürece katkı sunmak için gövdemi taşın altına koymaya ve baldıran zehrine ortak olmaya geldim.” diyen Salih Fırat’a parti rozetini törenle takan Recep Tayyip Erdoğan değilmiş gibi...

Şimdi, Hakan Şükür, AKP’den istifa etti diye niye milletvekilliğinden de istifa etsin?

Hakan Şükür, milletvekilliğinden istifa etmedi diye “dürüst” olmuyor da, partisinde kaçıp AKP’ye (ya da başka partilere) sığınanlar nasıl oluyor da “dürüst” oluyor?

Buna millet ne der?

Denecekler belli:

Benim seçtiğim vekil, benim oy verdiğim partiden atıldığı zaman bana mı soruluyor?

Başka parti seçmenin oyuyla seçilen, benim partime alınırken bana mı soruluyor?

Bu ne biçim iş ki, başkasının oyunu alan bize gelince “dürüst” oluyor, bizden giden “dürüst” olmuyor?

*****

Hakan Şükür, partisinden istifa eden ne ilk, ne de son milletvekili olacaktır.

Hakan Şükür, dünya görüşü bir yana, niye istifa ettiğini “kıvırmadan” ortaya koymuştur.

Gelene “dürüst”, gidene “dürüst” değil gözüyle bakılıyorsa, ortada bir terslik var demektir.

Milletvekilinin parti değiştirmesini mi önlemek istiyorsunuz, buyrun, “güç” ve “yetki” elinizde.

Son söz:

Dün “dürüst” olan Hakan Şükür, AKP’den istifa etti diye, bugün “dürüstlük”ten sorgulanamaz.

 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com